Translate

5 Mart 2012 Pazartesi

731.bölüm..




sırtlarımıza hazırlanmış çantaları ,aldık.. tunanın rehberliğinde.. 
karların üstünde ,el ele yürümeye başladık... 
 
****o tırmanmayı .. manzarayı .. yorgunluğumu ve aldığım hazzı da..hiç unutamadım.. 
dürbünle baktım ,resim de çektim tabi.. ama  benim gördüğüm,
 muhteşemlik yansımamış karelere.. 
öyle çok kaptırmışım ki ,kendimi..
 hiç konuşmadığım gibi.. iki saat boyunca.. hiç duralım da ,dememişim.. 
tuna bir yerde..  mola verdi.. 
ham olduğumu biliyor tabi.. etrafına da.. dikkatle bakıyor.. canı sıkılmış gibiydi... 
kalın kalın, odunlar .. kütükler..var durduğumuz yerde... ayağıyla itti falan.. neyse..*****
 
nefes nefese.. ağzımızdan buhar çıkarak.. dinleniyoruz... 
 
ir---  2000 rakım ,olmuştur dimi.. 
tu--- hımm..
ir---- hiç kulübe  görülmüyor... gerçi ,kar var ama.. 
tu--- olmasa da,göremezsin  zaten.. üstünde duruyoruz.. yıkılmış.. 
ir--- neeee.. ay çok üzüldümm... onun için mi,bakıyordun sen... 
tu--- evet... dağ şartlarına dayanamamış.. iki yıldır ,bende gelmiyorum..tabi.. 
 
ir--- tuh yaa.. çok merak ediyordum..halbuki..ne olacak şimdi. ısınıp,dinlenecek yer de yok.. 
 
tu--- var canım.. .hiç olmaz mı..  bu dağlarda ,avcıların sığınağı.. bir tane değil ki.. 
ama bunu ben onarıp.. yeniden yapmıştım.. hadi gel.. 
 
tekrar yürümeye başladık.. kayaların arasından geçiyoruz... kaymamak ve düşmemek için.. 
daha yavaş ilerliyoruz... soğuktan, yüzümü hissetmiyorum artık.. rüzgar da sertleşti... 
 
"yeter tuna,bittim"diyecektim ki... kayanın önündeki,çalıları aralayıp.. 
 
tu--- bekle beni.. içeriye bakayım.. 
 
başımı sallayıp.. ağaca yaslandım.. yaslanmaz olsaymışım.. 
başımdan aşağıya düşen..kar kütlesi ,büyük bir pamuk şekere dönüştürdü beni.. 
allahtan yumuşak... kollarımı açıp.. sırtüstü bıraktım kendimi ,karların arasına..
... nasıl hızlı nefes alıyorum.. görseniz.. 
 
tu--- iremm.. nerdesin.. iremm.. 
ir--- bağırma ya.. buradayım.. bakk.. kar düştü üstüme... 
 
gelip..ellerimden tuttu.. kaldırdı beni.. 
karları çırparken.. 
tu--- korkuttun beni.. ateşi yaktım.. ısınalım.. hadi.. 
 
mağaraya girdik..kocaman oda gibi bir yer..  çalıları ,tekrar kapattı tuna.. ateş yanıyor ortada.. 
kenarda yakacak dallar kökler,odunlar yığılı... 
 
önceden,birkaç kişinin kaldığı belli.. 
mum,demlik..kibrit.. yatak süngerleri bırakılmış.. 
tu--- çantayı çıkarsana irem.. ateşin yanına, çok yaklaşma.. buraya otur.. 
 

dediğini yaptım.. yaydığı kalın keçenin ,bir tarafına da o oturdu.. 
çantadan devamlı ,portatif birşeyler çıkarıyor... 
ateşin üstüne, büyükçe bir cezve yerleştirip.. su doldurdu... 
 
ir--- (etrafıma bakıyorum ) insan ,buraya niye gelir ki.. avlanmak ,bu kadar önemli mi ya... hiç anlamıyorum... 
babamın ,buraya çıktığını düşünemiyorum.. bile..
 
tu--- (gülerek.. ) hemde nasıl çıkıyor,bir görsen..tek yada bir kaç kişilik..terapi gibi düşün..
aynı güç ve ilkel şartlarda.. 
farklı erkekler.. ortak dertlerini .. konuşup.. rahatlıyorlar...
yalnız  çok özel şeyler paylaşılmıyor...  bizim için öyle şeyleri konuşmak zor.. konular genellikle..iş,araba ..avcılık vs.oluyor.. 
ben kendi yalnızlığımda ,özgürlüğümü hissetmek ..arınmak için..geliyordum 
bana av , bahaneydi.. hedefim,gözlemdi ....
ama avın da..çok tutkunları var.. mesela baban.. kendini kaybediyor..birkaç kez ,beraberdik de.
şahit oldum.. 
 
ir--- ama babam mutsuz değil ki.. derdi de, yok.. beklentisini bir anlasam.. 
 
tu--- her insanın,dönemsel de olsa sıkıntısı olabilir.. sen nereden bileceksin ki.. 
hem mutlu da olsa ,burası bir kaçış alanı.. adam seviyor ,bu şartları.
  hobi,adı altında...ego tatmini..yani.. 
 tanıdığın tüm erkeklerin değişmeyen,
 tek ortak  noktası budur, herhalde.. 
 
çayı atıp.. cezvenin ağzını kapattı..ateşten aldı..taşın üstüne koydu... 
çantadan, dört tane şiş çıkarınca.. 
 
ir--- tuna inanamıyorum ,sana.. bu nee.. kebap mı yapacaksın.. 
tu--- hah hah hah... ne kebabı irem...şiş olmazsa, ateşte nasıl bir şey pişirebilirim....
evimizden geliyoruz...getirdim, çöplerle mi ..uğraşsaydım.. 
 
ir--- ne pişireceksin ki.. 
tu--- dışarıya çıkacağım şimdi.. karşıma çıkan ilk.. 
ir--- (elimi ağzına kapattım...) lütfen sus.. rica ediyorum... hassasiyetimi söylemiştim sana.. 
 
başını sallayınca.. elimi çektim.. 
tu--- aşkım..  mantar diyecektim.. 
ir---  pardon.. boşver mantarı.. ne varsa onu yiyelim.. 
 
tuna sucukları pişirip ,ekmeğin içine çekti... çayı da, kupalara doldurdu.. 
tu--- afiyet olsun.. 
acıkmışız.. hızlı da yedim,karnım doyunca.. rehavet çöktü.. 
ir--- eline sağlık.. şimdi  yatacak yer olsaydı keşke.. uykum geldi.. 
 
tu---burada en tehlikeli şey.. uykudur.. donarsın.. 
 
ateşe çalılardan koydu... yüzüme vuran sıcaklık..gözlerimin kapanmasına yol açıyor... 
 
tuna üst üste iki keçe serdi yere.. uyku tulumlarının ,fermuarını açıp.. birisini alta yaydı.. 
tu--- amaaa biraz uzanabilirsin..
ir--- yihuuu... 

Hiç yorum yok: