Translate

3 Mart 2012 Cumartesi

710.bölüm..


ir--- (kısık sesle.. ) şişş ziyaa.. gece ergünle,ali buraya gelmişler.. biliyormuydun.. 
 
zi--- hah hah hah.. yorum yokk.. 
 
arabasına binip.. hareket etti... 
 
bizde ,oturduk koltuklara... 
tuna motoru çalıştırdı... 
 
tu--- inanamıyorum sana.. 
hareket ettik...   
ir--- niye,basit bir soru sordum...yorum yok dediğine ,göree..
 
tu--- biliyorum yada bilmiyordum demedi..yorum yok dedi.. ama sen yakıştırdın hemen... 
zuhalin  yanında olsa bile.. sana ne..  senin için.. değişen birşey olacak mı.. 
 
ir--- yooo.. bana ne..ki.. 
tu--- onun için inanamıyorum ,dedim ya... sana neyse.. niye öğrenmek istiyorsun.. zuhal sana
ne yaptığımızı soruyor mu.. yada sen anlatıyor musun.. 
 
ir--- ne diyorsun yaa.. ne anlatması.. ne sorması.. zuhal cin gibi.. e ziyada öyle.. 
 yardım isteyecek değil ,herhalde.. 
 
tu--- ir--- hah hah hah.. 
 
tu--- adam babanla ilgilenip.. ziyarete gelmiş.. sen gereksiz ,soru sordun diyorum.. 
yardım istemeyeceklerine göre.. 
bir daha sorma.. karışma,ayıp oluyor.. ziyayı zorluyorsun.. pat diye
bir laf eder.. sen utanırsın.. anladın mı..
 
ir--- hıı..anladım.. 
 
tu--- sabah bürodan çıkarlarken de.. gazete al,kahvaltıda okursun.. dedin.. zuhal işi kurtardı.. 
onların kahvaltıda ne yaptığı..onları ilgilendirir..niye karışıyorsun.. daha kahvaltı mı yaptılar ki..   
 
ir---- hah hah hah... şimdi ziya.. arabada yattığı sabah..kahvaltıya gitmiş..zuhallere.. 
 
tu--- bak hala anlatıyorsun..  bizim kahvaltılarımızı.. ziyanın duyduğunu anlasam... sana tepkim 
ne olurdu.. 
ir---................. 
 
tu--- hoş değil.. o sana,içtenlikle anlattıysa.. senin ,açık vermemen gerekir.. 
ama.. sen tutup.. benim yanımda,ziyaya söylüyorsun.. 
zuhal sana ,bir daha küserse.. hiç girmem aranıza..  tamam mı,irem hanım... 
 
ir--- hiç böyle düşünmemiştim.. halbuki.. zuhal bana..Mersindeyken..kızmıştı.. off yaaa... 
"ziyanın ,bana olan güvenini nasıl sarsarsın.. herşeyi sana anlattığımı.. sanacak "demişti... 
 
tu--- e doğru söylemiş.. 
ir--- birşey de.. anlatsa gam yemeyeceğim.. gazete alırmısın,demiş sadece..
tu--- hah hah hah.. bir de..anlattığını düşünsene... ağzında bakla ıslanmayacak...
 
kızardım.. doğru çünkü..
 
çiftliğe döndüğünde.. saat beşe geliyordu.. 
tu--- acıktın mı.. 
ir--- sen.. 
tu--- biraz.. 
ir--- yiyelim öyleyse.. ben kebap yeriz, demiştim ama..
 
gülerek... 
tu--- pekii.. bekleriz..öyleyse... benzin doluncaya kadar.. içeri gir istersen.. 
ir--- yok ,yürümek istiyorum... 
 
evin önünde, indirdi beni.. hüseyinlerin evlerinin arkasına doğru.. gitti... 
 
ben de.. serinlemiş.. havada.. ayağımı çakıllara vurarak.. yürüdüm... 
köpekler koşarak gelince... 
onları sevdim.. kocamanlar ama..çok tatlılar çokk .. ilgi istiyorlar... epeyce oynadık.. 
 
ir---- hadi gidin yerinize..
 
.. hemen,uzaklaştılar.. 
 
üstümü çırparken.. 
 dut ağacının oraya kadar..yürüdüğümü hiç fark etmemişim.. 
bizim sarı plaka,yapraklar olmadığı için.. açıkça görülüyor... 
gülümseyerek.. onu nasıl yapıştırdığımızı ,hatırladım.. 
 
şurada,acı tatlı.. ne çok anım var.. 
tuna burada,aşık olmuş bana.. .
arabanın içinde.. beni öptüğünde.. kalbim duracak, sanmıştım..
sonra evlendiğimiz gece.. burada yaşadıklarımızı unutabilirmiyim.. 
 bunları başkası bilse .. huzurlu olurmuydum.. 
 
bir daha şaka yapmadan .. lafın nereye zarar vereceğini.. düşüneceğim.. 
halam gibi.. densizlikler yapmamalıyım.. 
hatamı biliyorum da..uygulamada aksıyorum biraz.. 
 
korna çalınca.. irkilerek döndüm.. farların ışığı gözüme geliyor.. hava da,ne çabuk karardı.. 
tu--- iremm.. hadiii.. 
 
gidip oturdum.. hareket etti.. 
tu--- dalgınsın..
ir--- hımm.. dut ağacı, anılarımı canlandırdı..
 
iyice,yavaşladı ..yanağımı okşayarak... 
tu--- sen de...beni  öpmüştün,dimi .. gerçi,uzun zaman oldu...
gülerek.. 
ir--- öpersem.. gidemeyiz.. 
tu--- ( baktı bana ) bence de.. sana katılıyorum.. 
ir--- hah hah hah.. 
 

Hiç yorum yok: