Translate

1 Mart 2012 Perşembe

649.bölüm..

ben sofadan geçerken..yüzler hep aşinaydı.. selamlaştım herkesle...

içeriye bakınca, ziyanın ne demek istediğini anladım...mahşer yeri gibi..
tahmin edersiniz nasılsa.. anlatmak bile acı veriyor..
ama cenaze ,evde değil allahtan.. camideymiş..

 nazile nenenin.. yanına gidip.. baş sağlığı diledim..
canım yaa,dedenin 18 lik istediğini unutmuş.. nasıl ağlıyor...
..annemi,halaları.. teyzelerimi tek tek dolaştım..
ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözlerine bakıp.. zuhale sarıldım..  ayağa kalkmıştı,beni görünce...

fısıldaşıyoruz..
ir--- çıkalım buradan..
zu--- sen çık..irem..
ir---  ziya çağırıyor.. mahvoldu dedi..
zu---  biraz kalabalık azalsın da.. o zaman çıkarım..
ir--- benim yanımda oturursun..
zu--- kızım ,köy yerini bilmezmiş gibi konuşmasana.. .keyfi bir yerde değiliz..
herhalde..
ir--- tamam..

ertanı aldım,annemden... dışarı çıktım.. ergün abinin yanına oturdum.. kuran okunuyor..
hafız abinin sesinden ,başka.. ses yok,çıt çıkmıyor....

ertan şaşırdı kuzum..
başımdaki örtüyü açmaya çalışıyor....
"ab ba ,ab ba"diyerek..

neyse engelledim... ağlatmadan...
kalabalığa doğru çevirdim..dikkati dağılsın diye..

tunayı görmesiyle.. beni itip.. yere inmesi bir oldu.. tutamadım bile..
"yunaaa " diye bir gidişi var ki ,bacaksızın..

tuna kucağına aldı ama.. .
 konuşamadığı için... ertan...bir o yanağını, bir diğerini çevirip ..öpüyor... şirinlik yapıyor güya...

kaç gündür..içim düğüm düğüm dü .. ortamın da etkisiyle.. daha da, fena oldum...
 tunayla,ertanın muhabbetine bakarken....

tunanın kucağına, ne kadar yakıştığını ama kendi çocuğunu alamayacağını düşününce...
bir kere daha,lanet ettim kaderime..

gözlerimden ,yaşlar akıyordu zaten.. yan döndüm, elimi çeneme dayayıp...  bıraktım kendimi...
ne ağladım,ne ağladım...

dua ediliyor.. ellerimi açıp... hafız abinin dediklerine- duymadan- amin dedim...
ali dedeye ..cumali dedeme.. büyükbabama... bahadırıma da ,fatiha okudum... meleğim benim..
mezarı bile yok..

o an.. içimden geçenleri tahmin edemezsiniz..
tam anlamıyla, dağılmak üzereyken...
omuzumda tunanın
elini hissedince... yutkunup.. hıçkırıklarımı bastırdım...ama başımı kaldırıp.. yüzüne bakamıyorum..

tu--- enişteden,izin istedim.. hadi gidiyoruz..
ir--- gitmeemm..
tu--- iremm, derhal kalk..

baktım tunaya... onun da ,gözleri kızarmış... ve çok kararlı görülüyor..

ziyanın, sesini duyunca.. döndüm...
zi--- abiii,birşey mi oldu.. (beni görünce) ne inatsın..irem..  bir kere ,söz dinlesene..
sana, girme demedim mi ben..

babamla,osman eniştemde geldiler...

os--- irem kızım..  geldiniz,sağolun.. ama..
üzüntülü yere ..sen niye geldin be, yavrum.. hadi tuna .. götür karını...

başımı salladım, sağa sola...
ah--- pişman ediyorsun..insanı..

eniştem ,"dur ahmet "dedi..elimi tutarak.. kaldırdı beni..
itiraz edemeyeceğimi de..biliyor tabi..

os--- bak,harçlık veririm sana...

gülmeyle ,ağlama arasında.. sarıldım boynuna...
ir--- eniştemm.. kusuruma bakma.. olur mu..
os--- bakmam kızım..

yanaklarını ,ellerimin arasına aldım...
ir--- amaa gitmiyeceğim.. biraz dolaşalım..köyde.. açılırım...
os-- peki..

*******
tunayla yanyana ama ayrı.. ayrı yürüdük.. köyün aşağısına doğru..
. ne o konuşuyor,ne de ben...

mantoma sarıldım,iyice..
eldivenlerimi de giydim...
ışıklar, taa buralara kadar aydınlatıyor etrafı.. 

akarca deresi çağlayarak akıyor..  kıyıda da..kocaman taşlar var...
kollarımı dayadım.. bakıyorum.. öylesine... tuna sigara yakıp.. birisini bana verdi...
taşa yaslandı..o da..

tu--- sana bu yüzden,gelme demiştim..
ir---...............

tu--- ağlaman,ağlamamız.. içimizi dağlamaktan başka,bir işe yaramıyor...
daha kaç kere konuşacağız.. bu konuyu..

ir---..................
tu--- eğer ,seni mutlu edecekse.. .........

ir--- sus,lütfen.. kendi çocuğum haricinde, hiçbirşey mutlu edemez beni.. seçenek bile olamaz
diyeceğin.. asla.. istemiyorum..

tu--- .............................. ben çok istiyorum, sanki.. senin yüzünün gülmesini ,istiyorum ben..
rica ediyorum sana.. madem, seçenek dahi olamaz diyorsun.. bir daha seni tetikleyecek yerlere
gitme... kim darılırsa,darılsın.. beni ve kendini mahvediyorsun...
lanet olsun ama bu bizim kaderimiz  .. kabullen artık.. kabullen....

izmariti, attım..dereye...
içimi çekerek...
ir--- senin kaderin bu olmamalıydı.. tuna.. o yüzden, çok üzülüyorum.. kucağında... çocuğunu...

kollarımdan sertçe tutup.. kendine çevirdi..

Hiç yorum yok: