Translate

29 Mart 2012 Perşembe

1138.bölüm..


bekir beyle,sacide ve gülderen hanımla da tokalaşıp.. oturdum karşılarına..

ir--(derin bir nefes alarak..)kusuruma bakmayın, nasılsınız ..
sacide-- ne kusuru irem.. bizde yeni geldik zaten.. iyiyiz..ama sen,çok iyi görünüyorsun maşallah..
ir-- (gülümsedim) sağolun..iyiyim şükür..
gül-- ne içersiniz,ne ikram edeyim size..
ir-- ben almayım,gülderen hanım.. işim var..
bekir-- biz de,almayalım.. beni bekliyorlar..
(evrak dosyasını,gülderen hanıma
verdi)
gül-- (incelerken) kemal bey,siz işlemleri başlatabilirsiniz..
kemal-- tamam..

ir-- (çantamdan ,büyük zarfla verdim parayı..  ) sacide hanım,paramızın hayrını görün..
sacide-- sizde iş yerini, güle güle kullanın..
ir-- amin.

imzalar atıldı,gülderen hanım da onayladı.. kemal bey işlemleri tamamlayınca.. birkaç imza daha attım..

kemal-- hayırlı olsun.. irem hanım,ben gidebilir miyim..
ir-- tabi tabi.. bir sorun yok değil mi..  isterseniz,götüreyim..

kemal-- (gülerek)  sağolun,arabamla geldim.. sorun yok,çok şükür..şimdi ifade vermeye gideceğim..
dün iyi ki, sizi dinleyip.. yaylaya gitmişim..iyi ki,bekir beylerle berabermişiz.. iyi ki,göndermemiş..
o çekilen fotoğraflara, bu kadar sevineceğimi hiç tahmin etmezdim..
bekir bey,yarın tab ettirip.. normal bir tanesini vermenizi rica ediyorum..

bekir bey bana bakıp.. "elbette  ,zaten verecektim kemal bey..işinize yarayacak olmasına da çok sevindim "

gül-- kemal bey,ben de çok teşekkür ediyorum.. nedim çorbanızı çok beğenmiş..
kemal-- rica ederim,afiyet olsun.. arkadaşlık böyle günde lazım.. hoşçakalın..

güle güle dedik.. o gitti..
ir-- nedim beyin keyfi nasıl..
gül-- iyi şükür..
ir-- gece bülent ,korkuttum dedi.. ne söylediyse,nedim beye özelmiş.. siz aldırmayın gülderen hanım..
gül-- (gülerek) anladım /anladık ama işe yaradı neyse ki..
ir-- sevindim, arada beyaz yalanlara başvurmak  gerekiyor..

bekir-- yalan dedin de; kemal beyin yanında söylemedim,
bizi de ifade vermeye çağırdılar.. meseleyi de,avukatımdan  öğrendim..gece burası bayağı hareketliymiş..
sen bizi bir araya boşuna getirmemişsin demek ki..
tiyo mu aldınn,iyi niyetinin hatırına mı ucuz atlatıldı  bilmiyorum..ama akıllı, uyanık olduğun aşikar..
kemal bey,sana söz verdiğimi bilmiyor tabi..zamansız fotoğrafını çekince beni sapık sandı..

gül--sacide--ir-- hah hah hah..

ir-- sağolun da,ne tiyosu.. ben sadece müşavirimin sıkıntısını fark ettiğimden.. eğlenip,deşarj olsun istemiştim..  sizde,ben de sözümüzü tuttuk..
sapık meselesine gelince.. estafurullah.. kemal bey sabah anlattı..  çok güldüm..
 benden duymuş olmayın da..kemal beyi huylandırmak için uğraşan ,
iki kişinin  kimliklerinin tahminini size bırakıyorum..

bekir-- aa.. aaaaa..
ir--gül-- sacide-- hah hah hah..

********

indik aşağıya..

bekir-- buyur gel,bir çay içelim.. sıcakta iyi gelir..
ir-- gerçekten işim var,bekir bey.. başka zaman inşallah..
(elimdeki evrakları arabanın arka koltuğuna koyup,bagajı açtım..
poşete üç kutu havyar,üç şişe votka koyduktan sonra bekir beye uzattım.. )

ir-- çam sakızı,çoban armağanı.. siz ve şakacı arkadaşlarınız için kabul edin lütfen..
dün gerçekten önemliydi ,çok teşekkür ediyorum..

bekir-- (poşetin içine bakarak) hiç sorun değil..madem havyar,votka hediye ediyorsun..
ne zaman ihtiyaç duyarsan ara.. güngörle,mustafaya da veririm tabi..ama çay kaşığıyla ..

ir--  istediğiniz havyar olsun..
Azerbaycandan arkadaş gelecek,getirtirim.. beğenirseniz, fazla talep olursa
sizin için.. ithal bile ederim bekir bey..çay değil de,çorba kaşığı olsa ne dersiniz..

bekir--sacide-- hah hah hah..

tokalaştık,görüşürüz dedik..
onlar iş merkezine yürüdüler,ben de arabaya binip.. kuyumcular çarşısına gittim.. kenarda iki tur otobüsünü görünce..vitrinlere bakarak.. kuyumcuları kolaçan ettim.. hepsi tıklım tıklım dolu..
ve içeride bizim gençler de var.. pırıl pırıl giyinmişler,insanlara yardım ediyorlar..

tanımadığım ,daha önceden alışveriş yapmadığım bir kuyumcunun vitrininde,çok albenili bir bilezik görünce..
kapıyı itip..içeri girdim..
satıcılar.. oturanlara ve ayakta duranlara.. -en az otuz kişi vardır-ziynetleri gösteriyorlar..
ingilizce konuşuluyor..
kenarda duruyordu,bak dediler herhalde..ufak tefek bir genç kız yaklaştı yanıma..
 maşallah gözleri badem gibi ve yemyeşil..

--- buyrun efendim..
ir-- (ingilizce olarak) bana yardımcı olabilecek misin..
--- (gülümseyerek,ingilizceye geçti) elbette.. turla gelmediğiniz ve sarışın olmadığınız için ,ben sizi Türk sanmıştım..
ir-- yanılmadın,ben irem..kuyumcuda çalışan bayana, pek rastlanmaz da.. ben de şaşırdım.. yeni mi
başladın işe..

-- ( gülerek,baktı) benim adım da,yasemin..yeni mezunuz, ingilizce öğretmeni arkadaşlarımla..
 bu geçici  görevi,iş pratiği için kabul ettik.. ..
sizin mesleğiniz nedir.. telafuzunuza hayran oldum,yurt dışında mı yaşıyorsunuz..
.
ir-- (gülümsedim ) sağolun , sizde çok başarılısınız...
ben burada yaşıyor ve ihracat-ithalat yapan bir  holdingde çalışıyorum.. pratik amaçlı da ,hep ingilizce konuşurum..(vitrindeki bileziği gösterip) şu bileziğe bakabilir miyim..

yasemin-- elbette.. yalnız ürün konusunda,bilgilenmek için..hakan beyden yardım almalıyım.. tezgahın arkasına geçmem lazım..

ir-- tamam..

Hiç yorum yok: