Translate

28 Mart 2012 Çarşamba

1133.bölüm..



beş dakika sonra.. kapı zili çalınca.. gidip açtım..
tuna ve bülent gülerek bakıyorlar bana.. tunanın elinde de poşet var..çekilip"buyrun "dedim..
girdiler,ayakkabı çıkarıyorlar.. tuna terlik verdi bülente..
ben de elindeki poşeti aldım..
ir-- kahvem taşmasın,balkona gelin..
bülent--(onlarda mutfaktalar.. tuna aldıklarını çıkarıyor ) ne oldu demeni bekliyordum..

ir-- (cezveden köpüğü alırken) yüzünden belli olanları,anlatacağını hissettiğim için sormadım bülent..
bülent-- tunaya acıyayım mı,imreneyim mi şaşırıyorum doğrusu..

tu-- yüz karası diyordun,ne olduu..beni bırakta kendine acı sen.. beceriksiz..
ir-- hii,ben yelize numara verecektim.. bakın kahveye..

bülent-- dur dur.. yeliz yattı.. bana ver.. yarın beraber konuşacağız sevinç hanımla..
tahmin ettiğimiz gibi,herşeyden haberi var..bana inanmıyor da.. yengene tehlikesi var mı diye soracakmış...
(gülerek) ve hiç kusura bakmayacakmışım işlemi yapmasını ondan rica edecekmiş..

ir-- tu-- hah hah hah..

kahveyi doldurup,tepsiyi elime aldım..tuna da kolayı getirecek..

ir-- yok demedin inşallah..
bülent--  tek ikna olsun da,dermiyim..
ir-- güzell.. tuna bak sigaramız varmış.. yeni açtım,getirir misin..
tu-- tamam..

balkonda tunayla bülent yan yanalar, ben de karşılarındayım..
tatlı ,kola ..kahve sonrası..  çaylarla,sigara keyfi yapıyoruz..

ir-- bülent,yeliz çok bunalmış.. kendi sıkıntısını unutturacak birşey  bul/ yap.
yoruluyorum,ikimizde eve geldiğimizde bitik oluyoruz falan deme..
sevgini esirgemeden üç ay,sürün ya..çünkü,o iyi olmazsa.. ömür boyu sürüneceksin,özveri zamanı kardeşim..

bülent-- anlıyorum,biliyorum  ama ben de çok bunaldım irem.. yine de,tek sağlıklı olsunlar da sürünmeye razıyım..
tu-- (gülerek) yüz karası da olacaksın daha.. ve hiç gocunmayacaksın..sevgi böyle birşey işte..

ir-- (tunaya bakarak) söylediği saçma bahaneleri, sineye çekip.. güveniyorsun..
mutlaka bir nedeni vardır,söyler diye de bekliyorsun.. değil mi kocacığım..

tuna gülümseyince..
bülent-- sen hem yüz karası olup.. hem de ireme yalan mı söylüyorsun..bravo,doğrusu..

tu-- irem "güveniyorsun,mutlaka bir nedeni vardır..söyler" dedi..sen daha ne konuşuyorsun ki..

bülent-- iyi sustum..
tu-- (saatine bakarak) kalkalım mı..

bülent-- tamam.. nedim beyi,arayayım da.. gidelim..
tu-- buyur ara..

bülent içeri gitti..
tu-- irem,sende gel..
ir-- gelmesem,bir duş alıp.. ayağımı uzatmak istiyorum.. (gülerek) hazır sigaramız da varken..
tu-- (gülümseyerek) geldiğimizde;park etmiş,bir arabanın içinde..evimizi gözleyen iki kişi oturuyordu.. fark ettin mi..

ir-- yoo.. ona bakmaya mı gittin.. kim miş..
tu-- evet.. ben polis sanıp,telaş etme diye söylememiştim ..mr.rekin ve sadun beyi görünce şaşırdım tabi..
 ..iki saattir,bizi bekliyorlarmış.. meğerse..bülenti görünce,seslenmemişler..

ir-- anlamadım,ne alaka bekliyorlarmış ki.. acil olan bir şey mi varmış..

tu--  vahide hanımı evine bırakmış,mr.rekin.. köşkten sadun beyi alıp,bizimle konuşmaya gelmiş.. ne için olduğunu, hadi tahmin et.
ir-- hah hah hah.. ay çok komik.. ne dedin,nasıl gönderdin yani..

tu-- şakir beye dediğimi dedim.. kolay mı o kadar..
"bu özel bir konu,muhatabınız biz değiliz..ama eşimden ve benden
onay bekliyorsanız.. kendi adıma evlenmesine ve işten ayrılmasına hiç razı değilim
eşime de,yarın sorarsınız.. vahide hanım istiyorum derse..
ancak o zaman, belki izin veririz "dedim.. gittiler..

ir-- çok acımasızsın tunaa.. ziya beklerken,kızlar hakkında demediğin kalmamıştı..mr.rekine karşı bu tavır niye..
tu-- vahide hanım,çocuğunu büyütürken  çok zor günler yaşadı.. annesinin olması ,desteği şans ama tahminen o da kolay bir insan değil..
vahide hanımın rahat edip,mutlu olmasını bende isterim..mr.rekin doğru kişi mi, karar verirken..
tanıyıp,düşünecek  zamanı olsun.. diyorum.
 mr.rekin beklesin ve.. biraz  da benden çekinsin ki, kadına baskı yapamasın.. 

bülent geldi,balkon kapısına..
bülent-- gidebiliriz,tuna.. nedim beyle,gülderen hanımın selamı var..
tu--ir-- as..

ir-- sesi nasıldı..
kalktık..
bülent-- (gülerek) iyiydi..çok sıkılmış yatmaktan,daraltmış kadını..koridorda 100 tur yürüdük.. şimdi çıkamazmıyız,evime gitmek istiyorum dedi.. birkaç şey söyledim,vazgeçti.. kuzu kuzu yatıyordur şimdi..

tu-- bülent-- hah hah hah..
ir-- siz ne fenasınız ya..

bülent--  bir hafta yavaş hareket et,dikkatli ol dememe rağmen.. eğilip ayakkabısını bağlarsa.. duymayı da hak eder..onun durumunda, baskı konusu da malum..  biraz korkuttum,işe yaradı..

tu-- (koridorda ayakkabılarını giyiyorlar) aynı bana yaptığın gibi değil mi.. yalnız bizim doz aşırıydı..

bülent-- ee,adamına göre oğlum.. korkmasan,gidermiydin..mesela iremi korkutmadım,bakalım kendisi ne zaman fark edecek..kambur gibi durduğunu..

ir-- bülentt,huzurumu niye bozuyorsun ya.. gideceğim tamam..kambur falan durmuyorum, atıyorsun..

bülent-- gittiğinde öğrenirsin, ne diyeyim ki..doktora 3. ve 7.omura bakmasını söyle..

ir-- sana edeceğim en güzel bedduayı ,biliyorum da.. yelizime kıyamıyorum
bülent.. inşallah iki oğlun da,sağlıklı..zeki olurlar.. halini göreyim de,duanın devamını duyup duymayacağına karar veririm..

bülent-- tu-- amin..
bülent-- herşey için teşekkür ederim,irem.. hoşçakal..
ir-- güle güle..
tu-- anahtarımı aldım.. kilitle kapıyı..
ir-- tamam..

Hiç yorum yok: