Translate

28 Mart 2012 Çarşamba

1130.bölüm..


-- iyi akşamlar..
ir-- aa,iyi akşamlar amca..

(kasketi başında,saçı sakalları epeyce uzamış.. şalvarlı yine ..
haliyle tezat ,tüm nezaketi ve güler yüzüyle bize bakıyor çiçekçi amcamız )
tu-- merhaba,nasılsınız..
-- sağolun,iyiyim.. çiçekleri ben veriyorum,bu sıradaki restoranlara..gece de,parasını almaya geliyoruz..
 bizim delikanlılar ,yakından hiç görmemişler.. irem hanımın arabası değişik ya..
merak işte bakmak istediler.. etrafında dolanıyorlar,tarafınızdan yanlış anlaşılmasın diye
 rahatsız ettim.. bir sorun olur mu..

ir-- yok amcam,yok.. ne sorunu olacak.. baksınlar,tabi..
tu-- iyi ki,söyledin amca.. bende yanlarına gidiyordum.. buyur,masamıza..beraber yiyelim..
--- teşekkür ederim..size afiyet olsun..
ir-- amcaa,hani rahatsızlanmıştın ya.. bak bu arkadaşımız doktor..bir şikayetin varsa söyle..
--- ayakta kaldınız, şikayetim yok.. sağolun..

bülent-- (omuzuna koydu elini) maşallah amca, eski toprak ..
böbreklerine dikkat edip,içkiyi azaltırsahiç sorunu kalmaz..

--- (hayretle baktı,bülente) böbreğimin rahatsız olduğunu,nereden anladın ki..

bülent-- (gülerek) ee,o kadarı da bileyim amca.. yüzünden belli,ağrın da var.. tuna anahtarı ver de,
amcaya bir iğne yapayım .. dua etsin bana..

tuna verdi anahtarı..
---  iki saat önce yaptırdım iğneyi..ama geçmiyor..ben sana yine dua ederim ,merak etme sen..

bülent-- (omuzuna vurarak) sen gel amca, gel.. ben geçirecek iğne yapacağım..

amcayla bülent.. park alanına doğru yürüdüler.. tuna diğer tarafa park etmiş demek ki..

tu-- (oturdu yerine,bana bakarak) amcayı burada görmemiz ,sence de garip değil mi..
yasinin dediklerinden sonra,tesadüf olduğuna inanmak biraz güç..

ir-- aman tunaa dedi ya,parasını alıyormuş işte.. böbreği ağrısa da,ekmeğinin derdinde adamcağız..
yasinin yanındaki kadını sevmediğinden,suyu sıçratmıştır..başka bir neden aramasana..
yasini arayacaktın,aradın mı..

tu-- aradım.tahmin ettiğin gibi öğrenmiş durumu.. beni teselli etti..
"sen daha iyi bilirsin de.. haklı da olsan.. halandır,yaşlı kadın kalbini kırma..
çok üzülmüş,ağlıyordu..
 tansiyonunu ben ölçtüm, gerçekten yüksekti..
sonradan pişman olmaman için söylüyorum,ara yada gör" dedi..

ir--..............haklı,git ve gör tuna..
tu-- kapatalım,bülent geliyor.. kendi sıkıntısı var zaten..bunu duymasın birde..
çiçeğe ,başka kim talipmiş..

ir-- burhan.. (elimi ağzıma kapadım)çok kötüsün tuna..
tu-- hah hah hah..

bülent gelip,oturdu yerine ikimize bakarak..

bülent-- skor kaç kaç..
ir-- feci nakavt oldum bülent..
tu--bülent-- hah hah hah..

ir-- amca gitti mi..

bülent-- (gülerek)hımm,ağrısı geçince ..yüzü güldü..
 böbreğinde taş var demişler ama tam tedavi yapılmamış ..
kartımın arkasına üroloji doktorunun ve vurduğum iğnelerin  adını yazdım..antibiyotiğe para verme,ziyadan alabilirsin .. doktor da..onların ilacını verecek zaten dedim..
 sizz bu amcayı,nereden ve ne kadar tanıyorsunuz..

ir-- iyi tanıyor sayılmayız.. gariban, çiçek satıyordu kaldırımda..para kazansın diye,hergün bana getir amca dedim.. tanışıklığımız bu kadar..ama insanlığı,gözünün tokluğu.. ve nezaketiyle bir numaradır..
elleri nasırlı değil diye, toprakla uğraştığına tuna  pek inanmadı..sen niye sordun..

bülent-- ellerine dikkat etmedim de..
 çiçekçiler ..marka çamaşır giyecek kadar iyi kazanıyorlar demek ki..
şalvarından,cüzdanını çıkarıp para vermek isteyince..
gariban olmadığına kesinlikle emin oldum..hali tavrı da,hiç öyle değildi..

ir-- (gülerek ) biri eline bakıyor,birisi çamaşırına..
belki meraklı adam,söyletmesene beni.. emeklidir,ikinci iş yapıyordur ne bileyim..
genel kültürü var dedim zaten.. bırakın,uğraşmayın amcamla..

bülent-- (peki anlamında, başını salladı) iyi birisi olabilir,sana güven verdiyse sorun yok.. bir küçük detay daha vereyim de,dikkatli olun.. sakalı  takmaydı..

tu-- nee..hiç benzemiyordu,takma sakala.. ciddi misin..
bülent-- evet.. iğne yaparken canı yandı,sakalını unuttu herhalde.. yüzünü ovuşturunca belli oldu..
tu-- tamam sağol..
ir-- öf be bülent.. vardır bir sebebi.. tunanın aklına iş düşürmesene..olan sıkıntılar,ikimizinde  dengesini yeterince bozdu/ bozuyor..
birisi bitmeden,yenisi geliyor.. bu da eksik kalsın,lütfen..

bülent-- bilip de,söylememek olur mu irem..
dengeyi kurmak,korumak da size kalmış.. kimse yardım edemiyor malesef..

ir-- (ağzımı silip,arkama yaslandım) evet demesi kolay da, yardım edilemiyorne yazık ki..
kökten çözüm de,bize uymuyor..

bülent-- (tunaya bakarak)  kökten çözüm de,neyin nesi..
tu-- (gülerek) yok birşey.. irem,sarsıntı geçiriyor.. nakavt oldu ya..
ir-- tu--bülent-- hah hah hah..

bülent-- doğru mu,irem..
ir-- (içimi çekerek) doğru kardeş.. çaresizliğimiz bilinse de.. en büyük yarama dokunuldu yine.. kader nakavt etti,beni..
tu-- irem,yeter.. belim kaşınıyor bak..

bülent--ir-- tu-- hah hah hah..

bülent-- güldük de,tekrarlayabilir.. madem çözüm size uymuyor..boşverin.. birde sizi düşünmeyeyim..

ir-- (gülerek,masaya yaslandım) beni bildiğin halde,böyle diyorsan..senin söylemek istediğin var sanırım..
hayat,zaman çok değerli... bir saniye sonra başımıza ne geleceğini ,hiç birimiz bilmiyoruz.. ama nefes alıyorsak,umut var demektir bülent..bak,bunu konuşamıyor olabilirdim değil mi..

tu-- (bizlere de.. sigara verip,yaktı ) bülente diyorsun da.. sen de beni bildiğin halde, böyle söylüyorsan.. rahatsız olduğun birşey var..inatlaşmadan anlat da.. bileyim..  gelirken ne oldu..

ir-- hiçç, ne dedim ki..  trafik sıkışıktı.. iç hesaplaşmamı yaparak..düşüne düşüne geldim.
 rahatsız olduğum şeyleri biliyorsun.. değiştiremiyoruz da, kaderci oldum iyice.. bir an sonrasını bilemiyoruz ama nefes alıyorsak..bir şansımız var diye kendimi motive ediyorum.. umudumuzu kaybedersek nasıl yaşarız .. değil mi..

tu-- iremmm,ben tuna..
ir-- (elimi uzattım) memnun oldum.. kocacığım..
bülent-- hah hah hah..

tu-- (tuttu elimi,gülerek )  bayağı ilerleme kaydetmişsin de..beni kandıracağını nasıl düşünüyorsun bilmem..

ir-- umut dedim ya.. bülenti gönderince,anlatırım.. bellkii..
bülent--  istersen gitmeyebilirim,irem..

ir-- sağol kardeş,yelizime kıyamam.. sen gidebilirsin.. ben başımın çaresine bakarım..
tu-- (elimi bıraktı yavaşça) tatlı yer misiniz..
bülent-- ben istemem.. ama kahve içerim..

ir-- uçağın saat kaçta,bülent.. evde,ben yapayım mı..kahveyi..
bülent-- iki saat sonra.. madem istiyorsun,çiftlikte içelim öyleyse..havaalanına yakın diye dedim..
tu--  merak etme,yetiştiririm seni.. iki dakika sonra geliyorum..

tuna hesabı ödemeye gitti..
bülent-- irem neler oluyor..
ir-- neyi soruyorsun bülent.. yani o kadar çok ki.. hangi birisini anlatayım

Hiç yorum yok: