Translate

26 Mart 2012 Pazartesi

1098.bölüm..

bekir-- (gözleri doldu,kolunu hüseyin beyin omuzuna atarak )yaşlandık sanırım..
ir-- lütfen,anlatın.. burada kesilir mi hiç.. merak ederim ben..

bekir-- pekii..hüseyin liseyi bitirmiş,o gece trenle Ankaraya gidecekmiş..üniversiteye kayıt olacak yani..
 benim oturduğumu görünce geldi yanıma.. sarıldık,ağladık..güldük konuştuk..
o treni kaçırdı,ben de eve gitmek istemiyorum..hiç içki içmemişim o zamana kadar ama hüseyin gel,
içelim gardaş diyince açık vermedim..

hü-- (gülerek ) dur ben anlatayım.. bizde de,benzer bir durum var..elif teyzemin kızı.. çocukluktan,sevdalıyız birbirimize ama teyzem razı değil,görmeme bile izin vermiyor..elif evde hapis..
 herkes beni bir haftadır Ankarada biliyordu,bekirle karşılaştığımızda..
abimle ablam,uğurladılar..trene bindirdiler ama ben elifi görmeden nasıl gideyim..
ilk istasyonda indim.. eşyamı emanete koyup, köye gittim.
akşama kadar saklandım.. nihayet elif,evden  dışarı çıktı.. kuyudan su çekecek..

elif-- ben de,görüşemeden gitti diye çok üzgünüm..
bunaltmışım demek ki ablamı da.. hava alırsın,kuyudan su çek dedi..
hüseyin bana sürpriz yapıyor, güya.. elif diye fısıldamıyor da..
köyün doğal seslerine uygun olsun diye..
çıngıraklı yılanın tıslamasını seçmiş..o gece, kalp krizi geçirmedim ya..bir daha geçirmem herhalde..

kahkahamız çınlattı terası..

ayla-- siz çok yaşayın.. uzun zamandır böyle gülmemiştim.. elif hanım..
elif-- amin, hepimiz sağlıkla yaşayalım inşallah..
ir-- ziyanın kulağı çınlasın.. boşlukları biz doldururuz,hüseyin bey anlatın lütfen..

hü-- (gülerek ) zuhalin nişanlısını diyorsun herhalde..
safiyeden,cemilden duydum yaptıklarını.. ama sizin hikayenizi de duyacağız tamam mı..

ir-- pekii.. ama hem nizamettin beyler var sırada..
hem de burada olmaz,gecikiriz.. bize gelirsiniz böylece..
ben kısa bir özet geçerim..asıl hikaye tuna da ama mümkün değil,anlatmaz..boşlukları bekir bey doldurur.. hakkımızda bilmediği yok,maşallah..

bekir--tu--hü--elif--ayla--sacide--niz-- hah hah hah..

hü-- (gülerek ) iyi bir fikir gibi gelmişti,yılan sesi.. o kadar korkup..
çığlık çığlığa bağıracağını  düşünemedim..
köy hep akraba.. ailesi kalabalık,elifin sesini duyan.. feneri, lüksü alıp koştu..yakalarlarsa sonum kötü..
kendimi karanlık  odunluğa, zor attım .. üstelik elife duyuramadım sesimi..
sanki görmüş gibi, bir de anlatıyor ki.. tüfekler de geldi..
ateş ediyorlar,sağa sola.. vurulmak işten değil.. gözümün önünden ,hayatım film şeridi gibi geçerken.. cesur elif odunluğa girdi..kendi kendine de"ben seni yakalamaz mıyım "diye..  söyleniyor..
elif benim dememle beraber..  elinde yaba varmış,bir sapladı belime..
tamam dedim,ben öldüm.. hemde sevdiğim öldürüyor..
fark etti ama ben feci yaralandım.. kıpırdayamıyorum.. biraz sonra gelirim dedi çıktı.. gözümü bir açtım, saman yer yatağında yatıyorum
etrafıma bakmadan..  belime dokundum..sargı, ağrı..hiç iz  yok..hiç birşeyim kalmamış..
rüya mı gördüm ki,ben neredeyim .. kaç gündür buradayım kimbilir
diye düşünerek.. kalktım yataktan.. meğerse elif beni,değirmene getirmiş kocakarı ilaçlarıyla iyileştirmiş..beş gündür yatıyormuşum..
kapıya da, nöbetçi olarak köpeğini bırakmış.. mümkün mü ki,dışarıya çıkayım..elif gelinceye kadar,göz göze bakışmıştık..
sonra.. gara geldim işte.. bekirle efkarlıyız ..
parkta ağaçların altına oturduk.. içtik,söyledik..
bekir bir sarhoş oldu,aman allahım.. perişan,sürünüyor çimlerde..
güneş doğarken.. bir karış havuza girdi ve yattı suya.. sızdı, boğulacak neredeyse..
neyse.. uğraşıp,çıkardım.. biraz kendine geldi.. ikimizde sırılsıklam
çorbacıya gittik.. karnımızı doyurduktan sonra,ben Ankaraya gittim..

bekir-- ben hala ayıkamamışım..hüseyini,çift çift görüyorum.. giderken de ..
hü-- e uzatma,istersen..  iremin diline düşmeyelim..fırsatı kaçırmaz,maskara oluruz haberin olsun..
ir-- yalan yok,hiç unutmam.. ama anlatın isterseniz..
bekir-- yok ya..

bekir--tuna--ir--ayla--sacide--elif-- niz-- hü-- hah hah hah..

ir-- şimdi hüseyin beyin giderken size verdiği yada dediği her neyse.. başlık parası için mi, kullandınız..

bekir-- evet.. üstelik başlık parası,hikayeymiş..
iki yıl ölesiye çalıştım,beş işe gidiyordum.. para biriktirebilmek için..
ben sacideyi gerçekten seviyor muyum,onun ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyim  diye beni denemişler.. babam ve kayın babam..
başlık parasını denkleştirdim,gidelim isteyelim baba diyorum..acelesi yok.. kısmetse olur,sen çalış elinde de paran olsun diyor birde..
öğrendiğimde ,başlık parasının üç katı kadar param vardı..
çok sinirlendim,benimle dalga geçtikleri için.. paramın büyük kısmına içinde küçük bir evi olan..limon ve mandalina bahçesi aldım.. ağaçların üstünde olgunlaşmış meyvesiyle beraber..
postaneye gidip,Kayseriye de iki telgraf çektim..
 sacideye durumdan bahsedip , herşeyimiz hazır evlenmek için gel dedim..
 babasına da.. bu utanç size yeter,kızınızı almıyorum diye yazdırdım..
ayrı ev açmak diye birşey yoktu, o zaman.. beraber oturulurdu..
 benim niyetim bahçedeki evde oturmak olunca..
kardeşlerimle beraber evi onardık..
içine gerekenleri aldım,hazırladım babam bilmiyor ama.. anama söyledim.

telgrafın etkisi gecikmedi.. kızılca kıyamet koptu.. babamla babası..
iki gün içinde,bizi güya zorla evlendirdiler..
 nikah kıyıldı,yüzüm asık.. sacideye hiç bakmıyorum bile..salondan çıktığımızda. babam güya bana ceza vermek için.." al karını,nereye gidersen git "dedi.. (gülerek ) gittik..

niz-- muradınıza ermişsiniz.. allah hiçbirimizi ayırmasın..
 hüseyin bey..köpekle bakışmanızdan.. gara gelişiniz arasında,
 atladığınız gün ile ilgilenmiyoruz..  siz nasıl evlendiniz..

ir-- nizamettin bey.. aklımı okudunuz ,yemin ederim.. ben soramamıştım..ufak bir yaş farkı var ya arada..

niz-- bende yemin ederim ki, nasıl sorduğumu bilmiyorum..böyle bir soru,hiç benim tarzım değil çünkü..
hü-- bu bücür ,çok tehlikeli diyorum ben..

bekir--niz--ayla--sacide--elif--tu--hü-- hah hah hah..

 

Hiç yorum yok: