Translate

22 Mart 2012 Perşembe

1038.bölüm..


yukarıda salonda oturalım dediler.. geç oldu,diye..
 ben iki dakikada bulaşığı yıkadım..

figen ve yasin masayı..
tunayla ben de,yiyecekleri hazırlıyoruz..

tu--olanları anlatırken,hiç öğretmeninin lafı geçmedi,aramadın mı yoksa..
ir-- güzel bir çiçek gönderip.. mazeret kartımı da iliştirdim.. sonra da aradım,konuşurken..(güldüm )
 philip geldi galiba.. öptüm seni diyip kapattı..

tu-- fırsat bulup,çıkabilseydin keşke..
ir-- olmadı işte.. pazartesi görürüm,artık..

meyveler,çerez.. imambayıldı.. soslu köfte..peynir çeşitleri,
semizotlu yoğurt vs.buz yoktu onuda götürdüm..
bize de bardak koymuş tuna.. şarap içer misiniz dedi..
ir-- iyi içelim.. dağıtırsak da yabancı yok nasılsa.. gitmeniz degerekmiyor, kalırız..
müzik setini açtım.. kanal arıyorum..
fig-- yok kalmayalım,annem merak eder..
ya-- anahtarım var dedim ya figen..
tu-- ara figen.. burada olduğunuzu bilsinler..
ir-- dur,ben ararım.. (antreye gittiğimde telefon çalınca..açtım hemen )buyrun..
zi-- (sesi tuhaf )şom ağızlısın.. dileğin oldu.. ziyarete beklerim,buyrun..
ir-- nee,ne diyorsun sen.. kim yaptı.. neredesin..

zi-- tahmin et.. yasin orada mı..
ir-- evet.. niye..
zi-- hiç öylesine sordum..

kapandı telefon.. alo alo diyorum hala.. hepsi geldiler sorup duruyorlar..

tu-- kim irem.. ne olmuş..
ir-- ziya , şom ağızlısın,dileğin oldu.. ziyarete beklerim dedi..

tu-- nee..hangi hastane..
ir-- bilmem..söylemedi ki.. yasini de.. burada mı diye.. öylesine sormuş..
ya-- tuh ya.. görüyor musun.. yakalandılar demek ki..
fig-- dayım yapmaz ya..

kapı zili çalınca.. birbirimize baktık..
tuna açtı.. bekliyoruz merakla..

zuhal ve ziya  gülerek çıktılar merdiveni.. elinde de,iki şişe viski var..

ir-- siz var yaa,tam dayaklıksınız..
zu-- niyeymiş.. verdiniz gazı,gittik geri geldik işte...üstelik içeri girerken.. babam açtı kapıyı..

fig-- ee,ziya nasıl sağlam öyleyse..
zi-- olmasa mıydım figen..

ya-- gel lan,buraya.. yüreğime indirecektin..
kolundan tutup,içeri çekti..

ir--   eniştem, ne yaptı..kovdu mu..
tu-- irem,öyle bir halleri mi var.. masaya gelin hadi..

*******
salondayız..
şişeleri koydu.. oturduk hepimiz.. tuna onlara da bardak getirdi..
ben de tabak çıkardım..

ya-- ee,anlatın..
zi-- ergünle ali dışarıdalardı.. zuhali alacağımı da söylemiş,dönerken
beraber gideriz demiştim..neyse,buluştuk..onların keyifleri yerinde,hiç gidelim demiyorlar..
 sizinle karşılaştığımızı,zuhali götürmek için kalamadığımızı...söyledim.. siz oturun,biz gideriz dedim..
 ergün,gitmek mi istiyorsunuz dedi..

ir-- anlayışlı abim..

zu-- öyledirr.. ziya da,evet ama sıkıntıya sokacaksak.. gitmeyiz dedi..
ergünü ilk defa  sarhoş gördüm ama yine de kendindeydi..bizimle geldi eve..yukarı gelin babama söyleyeceğim dedi..bırak ,gitmeyiz..kalsın diyorum.. hiç duymuyor beni..
çıktık üçümüz.. ergün kapıyı açarken.. babam açıverdi.. birşey demeden bakıyor,bize..
ergün "baba zuhali almaya geldik.. biz gidiyoruz.. "dedi..

tu-- ergün olmasa yanmıştın sen.. hadi şerefinize..
içildi..

zi-- (gülerek ) öyle de.. asıl babam büyüklük yaptı..çünkü halimizin ele alınır yanı yoktu..
ergün ,izin falan almadığı gibi..birde kafa tutar gibi söyledi..
benim yüzümden gelindiği belli.. zuhalin yataktan kalkmadığı da aşikar.. ama babam hiç bozmadı..
hiç bize de bakmıyor ha..zuhalin saçını okşayıp.."seni sana emanet ediyorum kızım.. dikkatli ol "diyip.. kapıyı kapadı..
bir an,baba olsam.. ben kızımı göndermezdim diye düşünsem de..ergünü geri götürdüm..

ya-- (sigara verdi hepimize, yaktı ) henüz baba değilsin,ziya.. ,kızın olursa düşünürsün..
ir-- yüzde doksan ,kızı olacak.. zuhal diledi de..içine kurt düşmüştür..

fig-- ziya samimiyetine güvenerek soruyorum.. niye buraya geldin..
evinize gidebilirdiniz değil mi..

zi-- (içini çekerek ) ben de aynı samimiyetle cevap veriyorum..
babamın dediği içime oturdu.. gidemedim..tuhaflık bende herhalde..

tu-- (omuzunu tuttu gülerek ) tuhaf değilsin.. aşamalardan geçiyor insan,bağlar kuvvetleniyor..
 ben  ahmet abiye söz verdiğim için.. tek kelime etmeden,yanına fazla yaklaşmadan..
iki yıl bekledim iremi.. onun için seni ,çok iyi anlıyorum..

ir-- pekii,böyle duygu yoğunluğu yaşarken..  telefon edip..bizi işletmeyi nasıl düşünebildin.. ziya,ben hiç anlamıyorum..
zu-- ben dedim..onbeş dakikada, elli kere telefon edip .. gizlice  beni evden çıkmaya razı etmiş..
bir şekilde gelebilmek için,babamdan onay da almışız..ama  ziya beyin keyfi kaçtı,öylece duruyor..
beni eve götür  diyorum,ona da yanaşmıyor..
telefon klubesini gösterdim..kendine geldi, gerisi ona ait..madem lafı ağır geldi.. bir daha ısrar etmez...

zi-- (ona bakarak ) ederim de,bir daha gece çağırmam.. 
ir-- (gülümseyerek ) ziya,zuhale söylüyor.. hadi ziya eşlik et..

bitirince,gülerek
zi-- tam şarkıyı buldun,irem..
ya--  zuhal,süründürdün adamı.. ben bile acıdım yani..

zu-- ne yapayım,yasin.. günü o aldı..
bu şarkı da,benden sana ziyacığım.. söyleyin solistler..

fig-- yazıkk..

tu--ya-- ir-- zu-- zi-- fig-- hah hah hah..

fig-- allah dert vermesin.. siz de kendinizi dertli mi sanıyorsunuz..
herkes kendine göre, hayatla uğraşıyor.. neler neler duyuyoruz..