Translate

22 Mart 2012 Perşembe

1031.bölüm..

hepsi geldiler..antreye..

ersin-- tamam,sorun yok.. arkadaşları biz çağırdık,kilidi tamir ediyorlar..
 inceleme ekibi işini bitirince de.. mühürlenecek burası..
açtığınız davalar için .. delil teşkil ediyor..

ir-- (dudak büktüm )
inceleme ekibini çağırıp,önceden gönüllü fotoğraf çekiyorsunuz..
 hakkınızı yememek lazım..
cansiperane çalışıyorsunuz ,sağolun ersin bey..
dava uzmanı olduğunuza inanmak güç..
bakın,savcımız daha gelecek..

aykut-- gelmiştir belki.. tanıyor musunuz..

ir-- (gülümsedim,gözlerinin içine bakarak ) yok,tanımıyorum..
davacı ve davalı olarak sıkça ifade
verdiğim/ vereceğim için.. tanışacak mışız gibi geliyor bana..

erol-- tuna seni,getirdik ama götüremeyeceğiz kusura bakma..

ir-- ( tunaya bakıp)
gel kocacığım..zembili uzağa park etmişler, herhalde.. dayım,kibarca gidin dedi..

güldüler,ikimiz de tokalaşıyoruz  daltonlarla...
nedim bey de..
vahide hanımın odasının olduğu yerdeki duvara, sırtını dayamış..
tek ayağını da kaldırmış.. paçasındaki tozu çırpıyordu..
 ayağının altındaki kum yığını kayınca,yere oturuverdi..
ne oldu ,falan diyerek.. tunayla dayım elini uzattı.. kaldırdılar adamı..
tabi takım elbise berbat olmuş..

ayakkabımın burun kısmını ,pat pat yere vurarak..
ir-- geçmiş olsun,nedim bey.. ben düşeceksiniz demiştim,dimi..

ned-- ( cekedi çıkarıp,koluna aldı gülerek ) diğer dedikleriniz,gerçekleşmesin de.. buna razıyım..
erol-- irem,ayağını aynı şekilde yine vursana..

dediğini yaptım.. ses değişik çıkıyor sahiden...
aykut-- irem hanım.. sizin büroya nasıl girildiği,belli oldu..
(kapıdaki adamlara bakarak,eliyle işaret etti.. ) .. şurayı temizleyin..

iki dakika sonra.. taş ,toprak kenara çekilince..
bir insanın geçeceği ebatlarda.. tahta bir kapak çıktı karşımıza..

ir-- inanamıyorum, bu da ne..
ersin-- gizli yol..
tu-- aman ne güzel, gece mesaisinde, büro ziyareti..
aykut-- aç..

kapağı açtı,adam..  hepimiz içeri bakıyoruz.. asma tavanı da kesmişler..
onu açmak için de, tutacak bir yer var..
ince aralıklardan, büronun içi görülüyor.. songül elinde tepsi,dört bardak çayla geçti alttan..

so-- hadi gelin,çayları doldurdum
burhanın masasına koydu..
va-- burhan sen bir daha çay demleme kardeşim.. ağız tadıyla içemedik..yazık ,irem hanım ne fenaydı..
bu-- peki..
de-- vahide hanım ,burhanın hevesini kırmasana ..hep öyle olacak değil ya..
irem hanım çok güçlü bir kadın,bunu da atlatacaktır..
so-- bence de..
va-- şüphem yok da..  tuna bey de,o da.. çok yıprandılar..
bu-- izin de yapamıyorlar.. biz, irem hanıma izin versek ,nasıl olur..
so-- bence komik olur.. gelmeyin mi diyeceğiz..

ay--( fısıltıyla) daha dinleyecek misiniz,irem hanım.. artık kapatsak diyorum..
ir-- (kısık sesle) dinleme konusunda hiç tecrübem yok,aykut bey..siz öyle diyorsanız.. kapatın..

tu-- (uyarırcasına ,kolumu tuttu önce.. sonra da normal sesle )
 songüll,bize de çay var mı..

so-- yemin ederim ,tuna beyin sesini duydum sanki.. korkuyorum..
tu-- korkma, yukarı bak..

so-- ayyy... yine duydumm..
bu-- ben dee..

aykut--ersin--erol--ned-- tu--ir-- hah hah hah..
 

Hiç yorum yok: