Translate

10 Şubat 2012 Cuma

93. bölüm..


ben , banyoda.. giyindim çabucak...
bornozu kaldırdım dolaba... elimi yüzümü yıkadım... saçlarımı açtım...
dağınık bıraktım... dalga dalga ,şekilsiz ama..olsun... toplayamam .. çok acıyor... yıkayabilsem.. iyi olurdu da... yapamam...  
kot pantolonuma.. mavi  v yaka kazağıma baktım... yüzüklerim olmasa..eski iremim.. yine... 
salona geldim... tuna da.. kot pantolon ve siyah kazak giyip... koltuğa  uzanmış.. kolunu da , başına koymuş yatıyor... 
altınları aldım ,masanın üstünden... yatak odasındaki komidinin çekmecesine koydum... çantam annemde herhalde... 
mutfaktaki yemekleri de kaldırdım... ellerimi kurulayıp...tunanın yanına geldim... 
ir---tuna,ben hazırım.... 
tu---- (indirdi kolunu...)  peki, gidelim... 
kalktı... montu giyip..anahtarları cebine koydu... 
tu---- manton gelmedi mi.. 
ir--- (beyaz ayakkabılarımı giydim yine... )bilmiyorum ki.... herşey karıştı.. 
tu----  benim montumu getireyim de,giy.. hava soğuk, orada daha soğuktur..
içeri gidip...elinde, lacivert kadife montla geldi... .. giymem için tuttu.. 
soktum kollarımı.. saçlarımı çıkarttı,yine... 
ir---- ayy... 
tu---- hala acıyor mu... 
ir---- hımm... yıkayınca geçer... 
tu---- e yıkasaydın ya ,madem... 
 "yok yaa.." der gibi bakınca... tunayı tetiklemiş oldum tabi.. 
tu---- hıh... bende ki de.. laf yani.. başkası ne der.. sonra.. ne zannederler..değil mi..
 bilmezler ki,-- dün teşekkür eden iremi---ben  öpememişim bile...
nikahın ters etkisi olsa gerek..  iremin cıva gibi...  elimin altından kaydığını... benden köşe bucak kaçtığını... nereden  bilsinler... 
ir---- ben senden kaçmıyorum.. 
tu---- tabi tabi... (açtı kapıyı.. ) buyrun.. 
ir---- (kapıya elimle bastırıp ,kapattım... )kaçtığım sen değilsin... benim.. sana doğru çekiliyorum.. kontrolümü kaybetmekten korkuyorum ,anlıyor musun... 
tu--- ben, ben sadece öpecektim seni.. tebrik için, özlediğim için... ona bile izin vermedin.. seni zorlamak gibi bir niyetim yok... bekleyeceğim, dedim.. bekleyeceğim.. 
şu anda,sadece senin aklın karışık değil.. beni de atlama.. 
ir---(başımı eğdim...) biliyorum da.. ......... 
tu--- peki ,gel.... 
kilitleyip... indik aşağıya... yağmur ,nihayet başlamış... 
ve öyle şiddetli yağıyor ki.. 
tu--- (uzattı arabanın anahtarını...) sen kullan...
ir---- yok dalgınım... sen geç... yağmurda hiç kullanmadım.. daha önce... 
tu--- (tek kaşını kaldırıp ) emin misin kullanmadığına.. 
ir--- (hatırladım tabi ) o sayılmaz.. mesafe kısaydı.. 
oturduk... 
çalıştırdı arabayı.. kemerini taktı.. 
bana da tak dedi.. hareket ettik.. 
ir--- ayyy... ben.. ben yukarıdan almam gereken birşey vardı.... almadım... 
tu---- nedir, çiftlikte vardır belki diye soruyorum... 
ir---- yoktur... pijamamı almayı unuttum.. neyle yatacağım ben... 
tu----  giyecek var,üzülme... 
ir---- hıı, var demek.. 
tu--- evet var.. ama sakın kimin deme.. irem.. gerginim, sana patlamayım... 
tarsus yoluna çıktık ... gidiyoruz... 
ir----........................
tu----.........................senin.. sana almıştım.. kutuda duruyor... nasıl birşey diye..tahminlerle de, yorulma.. gayet normal bir eşofman takımı..beklentilerini karşılar umarım.. 
ir---........................
tu---- .....................
ir---- ................. sağol...
tu---- sen de.............
silecekler yetişmiyor...  yağmur acayip hızlandı .. buralara daha çok yağmış herhalde.. 
tuna pür dikkat ,yola bakıyor... 
ir---- bizimkiler nasıl dönecekler...ki, çok yağıyor... 
tu---- göndermeyiz bizde...yer mi yok... 
ir---- ......... kalmazlar ki... biz ... 
tu---- evet.. ne .. 
ir---.......... yok birşey... 
tu---- yeni evliyiz mi, diyecektin... 
ir---..........................
tu---- sessiz oluruz...evde kovalamaca da, oynamayız olur biter... 
ir---- dalga geçme... dur şurada... 
tu---- niye... 
ir---- sigara alacağım... 
tu--- (cebinden çıkarıp uzattı.. ) al.. bende var...
ir---- hıh,istemem.. sigaranı..  ben de, alabilirim.....
tu--- ireemmm... 
koydu ,vitesin yanına...
 gidiyoruz hala... 
başımı cama dayadım... dışarıya bakıyorum... boş boş.. 
toprak yola döndük...  araba hafif hafif .. sağa sola...kayıyor.. gayet yavaş gidiyoruz.. 
epeyce , ilerledikten  sonra... çamura saplandık.. kurtulma çabalarımız işe yaramıyor.. daha da, gömülüyoruz.. 
  durdu...mecburen...
farların aydınlattığı.. yol, çamur deryası olmuş ...kırmızı toprak... balçığa dönüşmüş  resmen..
 iki tarafta da, portakal ağaçları var... gölgeleri bile korkunç görünüyor... 
sular kaplamış yer  yer.. göller oluşmuş..  arabanın gidemeyeceği aşikar.. arazi arabası değil ki, bu.. kendi arabası hiç sorun yaratmıyordur da.. bu öylemi.. geçer sandı herhalde.. çiftliğin yolunu ondan daha iyi ,kim bilebilir yoksa.. 
derin derin nefes alıyor.. sinirli de zaten.. benim tavrım yüzünden.. 
tu---- sen, otur burada...   kamyoneti alıp geleyim .. 


Hiç yorum yok: