94.bölüm..

ir---- yok , ikimiz gidelim... 

tu---- ışık yok.. ıslanıp  ,çamura batacağız... mantıklı ol... hiç olmazsa.. sen oturursun ,bende farın ..şimşeğin ışığından faydalanıp..gider gelirim... 

ir---- çiftliğe daha çok yol var.. oralar karanlık ama.. 

tu---- ben, karanlıkta da giderim... bildiğin gibi.. 

ir---- olmaz, ben oturmam tek başıma.. 

tu--- yürüyemezsin... topuklu ayakkabılarla.. 

çamura baksana... 

ir--- yürürüm.. 

tu---- yürüyemezsinnnn... 

ir---- hasta olursun,gitme..

tu--- hıh..neredeyse beni düşündüğüne inanacağım... pekiii, gitmedim diyelim.. eee,   burada ne kadar oturmamızı öneriyorsun... akü bitene kadar mı, geri de gidemiyorum... 

saat kaç olmuş.. bizi hala evde sanmalarını da,istemezsin sen.. sonraa, mazallah  ne düşünürler dimi.. 

ir---- eee, yetti ya.. imalarından sıkıldım... onları düşünmüyorum.. tamam mı..eminim,sen de başının çaresine bakarsın ama bende aciz değilim.. çok şükür.. çamursa çamur.. bata çıka.. yolumu bulurum.. bizim çiftlik daha yakın.. oraya giderim.. ve mümkünse sen , gelme..

yaşgünüme ,düğünüme.. 

bekliyeceğim diyen ,kocama bak.. hayal kırıklığı içindeyim..gerginsen de,iğneleyip durman gerekmiyor..dimi.. 

kemeri,kapıyı açıp... aşağı indim...... 

evettt... gerçek safari ortamına hoşgeldim..  sağanak yağmura rağmen ,dediklerimi yutmamak adına.. ilerlemeye başladım..

taşlı ve otlu yerlere basıyorum..kaymamak için...tavşan gibi zıplıyorum... bir oraya bir buraya..

 balçıkta..  beyaz.. topuklu ayakkabıyla yürümek de, öyle hoş ...bir duygu ki... 

.. artık saçlarımı mutlaka yıkamam lazım..   tamamen ıslağım... kuru bir yanım kalmadı.... 

... öyle de hızlıyım ki...

o sinirle... sulara bata çıka....denizde yürüyorum sanki..... 

farların ışıkları kapanıp açıldı... hiç durmadım.... 

içimden söyleniyorum... ben gece gidemezmiyim sanıyor acaba...  korkakmıyım ben... ima ima.. nereye kadar canım.. yetti artık.. 

farlar söndü... kapının kapandığını duydum... 

irem beklee diye bağırıyor... hıh... beklermiyim... ne varmış ki... gidiyorum işte... gör bakalım, tuna... 

ayakkabılarım suyla dolu olsa, ne olur ki... çok çok düşerim... 

aynı şimdi düştüğüm gibi... offff....yapıştım yere,  berbat oldum... kalk irem...koz verme eline.... yüzümdeki çamuru kolumla sildim... 

oyy dizimmm... taşa mı geldi ki.. durmaaa, yürüüü... 

ayağın burkulduğunda bile ,dayanmıştın.... 

şu ağaçların altında... yerde ,kalın bir sopa var galiba.... gözlerimde.. iyi seçmiyor ki... karanlıktan, yağmurdan.. 

şimşeğin aydınlattığı kadarıyla, göz yanılması bu olsa gerek... diyorum..

çamurda..kımıldıyor gibi... 

eğildim... ve tuttum... sopanın  üst kısmına yakın bir yerden...

 yumuşak sopa mı olur ya.. ve kaygan .. veee kıvrılıyor..  jetonum  düştü... o anda..

 derhal açtım elimi..

... yere düşen ,sopa gidiyor kıvrıla kıvrıla... ... ben,canhavliyle  bir çığlık atmışım ama... 

tunanın... iremm diye bağırdığını duyuyorum... tekrar tekrar...

sesim çıkıpta buradayım diyemiyorum ki...  donup kaldım..

ağacın altında..

kıpırdayamıyorum...

titreyen  elimi ,tiksintiyle pantolonuma siliyorum  

devamlı... berbat haldeyim..

yılan tutmuşum, allah kahretsin...iyi ki sokmadı beni..  ne doğum günü... ne düğün yarabbim.. nasıl da,eğleniyorum...

şimşekler aydınlatıyor ortalığı...gümbür gümbür inliyor ortalık..  bir yıldırım çarpması  eksik,o da olursa tamamdır... 

halime bak... bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun altında... yılanı düşündükçe ürperiyorum... bacaklarım suyun içinde.. balçıkta batıyorum... bataklık hikayeleri geliyor aklıma.. tunanın arazisi yutarmış beni.. 

çamurlu saçlarımla cadılara benziyorum, herhalde.. tunayı korkutayım da, bir işe yarasın bari... gerçi ödü kopmuştur ama.. olsun... 

beni,öpecekmiş de... izin vermemişim... peh.. külahıma anlat sen onu... dağılıyorum yaa... itirafsa itiraf... kendimden geçiyorum..

.ilk, özel , tek ve kocam ... e daha ne olsun... kalbimi yerinde çıkarıyorlar sanki... 

  

 durabileceğimizi bilsem... öpsün... tamam... adam çok birşey istemiyor da...şimdi allah için... 

karısını öpecek... ne var ki bunda... 

deliriyorum galiba, neredeyse... tunadan özür dileyeceğim... dilesem mi ki... dün teşekkür etmiyormuydum.. 

omuzlarımı tutan iki el, sarsınca  beni...başımı kaldırıp baktım...  

gözlerimi görmek için eğilmiş .. bıyığından sular damlıyor.. dudakları da kıpırdıyor...ama ne diyor .. duymuyorum... şimşekler aydınlattıkça..

gördüğüm, dudakları sadece.. ve  çok güzell..   

... dün onun için ..ne kadar üzüldüm..dualar ettim.. dönüp benim olsun demedim mi..  e peki, niye onu üzüyorum o zaman... 

sol elimle... tunanın ıslak saçlarına dokundum...

 dudaklarına ,uzanıp  öptüm içimden geldiği gibi...

hareketsiz,şaşkın dudaklar... canlandı.. birden...

arzuyla öpüyor beni, kollarının arasındayım.. ... yapışmışız resmen.

.aramızdan su sızmıyor.. derler ya aynen öyle.. 

kollarımla sarıldım beline.. 

yağmur mu, o da ne... ben hissetmiyorum artık..yüzüme hızla çarpan damlaları... 

sadece..tuna ve ben varız... 

yüzümde nefesini, göğsümde kalbini .. duyuyorum... 

bir tabanca sesi..... deldi sanki geceyi... ard arda.. geliyor ,mermi sesleri... 

tak tak tak tak... 

tuna ,bir an başını kaldırdı... sonra tekrar tekrar öptü.. beni.. 

tu--- (... nefesini kontrol etmeye çalışsa da..sesi titriyor... alnını alnıma, yaslayıp fısıldadı. ) bizi arıyorlar... istersen gitmeyiz.. 

ir--- (hızlı hızlı ,nefes alıyorum hala... ) neredeler ki.. nasıl bulacaklar... hem gitmeyip,ne yapacağız tuna.. 

tu---- sen, bulsunlar mı onu söyle...bana..  

ir---- evet...gitmezsek, zatürre olacağız... yada yıldırım çarpacak...  

tu--- sen çarptın ya, yıldırımdan birşey olmaz.. kapat kulaklarını..

ir---- niye... 

tu--- (belinden tabancasını çıkardı... ) bunun için... haber vereceğim.. 

kapadım kulaklarımı... 

tuna havaya ateş etti... üç kere... 

karşıdan.. da üç el atıldı.... 

tu---- tamam, şimdi gelir köpekler.. ireemm... (ellerimi çekti...kulaklarımdan... ) tamam... aç artık... gelirler şimdi.. 

köpek sesleri yaklaşıyor ,sahiden de.... 

ir--- bu hep yanında mıydı.. senin...

tu--- yok, evden aldım...ne olur ne olmaz diye... işe yaradı bak....

ir--- yanii.. daha önce,haber verebilirdin.. ve biz ..... bu halde olmazdık.. 

tu---  halimizden şikayetçi misin.. 

ir---- ( güldüm ) cık..