Translate

29 Şubat 2012 Çarşamba

632.bölüm..

önce tatlı ve  dondurma.. aldım.. sipariş vermişti  de, ağam..

eve çıkıp.. 
file çoraplarımı,  mini eteğimi.. dizimin üstüne kadar çıkan,uzunn .. topuklu ,çizmelerimi..
askısız büstiyerimi de giyip.. iplerini bağladım..
hepsi siyah tabi..

 kızıl ,uzun peruğumu da başıma geçirdim...
 birde.. siyah,mor ..kırmızı.. tonlu,makyaj.. kirpiklerimi de taktımm..
iri,halka küpelerimi. iki koluma da.. ince bileziklerimi geçirdim..
şıkır şıkır ses çıkıyor.. 


aynaya baktım... vayyyy , bu benmiyim..
annem bile tanımaz.. valla...
 intikamımı alacağım tabi.. yanına bırakırmıyım..

yarın ki.. giyeceklerimi .. çantaya koydum.. kalın yünlü hırkamla,kürkümü de giydim..
kocamın gönlünü yapacağım diye.. üşütüp ,zatürre olmayım birde..

saat sekizi geçiyordu.. kapıyı kilitleyip... asansörü  çağırdım...
çantalarla ,inmeyim istemiştim ama...
bozulmuş herhalde..
mecburen merdivenleri kullanacağım..

bir kaç basamak inmiştim ki..

hiii.. o da ne...maruf da ,yukarı çıkıyor.. tek, herhalde... anahtarını sallıyarak.. geliyordu...
beni görünce... yana çekilip.. inmem için.. yer verdi.. mikrop ,beğeniyle ıslık çalıyor.. birde..
aldırmadım.. tabi..

arkamdan.. Türkçe olarak.... " yavrum, hepsi senin mi " diyince... dondum kaldım...
kimliğimi açığa çıkarmak, istemiyorum.. onu da ,bozmam lazım.. ama sustum.. yeri gelir nasılsa..
indim.. merdivenleri...

arabaya binip..hareket ettim..
ama rahat değilim ki.. eteğimi çekiştiriyorum devamlı..  tam bir karış boyu..bu kadar ,kısa giymeye alışık olmayınca... zorlandım biraz..

allahtan gece de.. yanımdan geçen.,kamyon şöförleri falan... görmediler..
kürkle kapadım bacaklarımı..

klubemizin önüne geldiğimde...
içeriden sızan, zayıf ışığa ve dumana baktım..kalbim ..güm güm
atarak ,indim arabadan... farları açık.. bıraktım..

oy anam... donduumm.. rüzgarda esiyor... kar var ama zayıf...yağmur havası tam.. 
kaymamak için..
minik adımlarla yürüyüp.. kapıya vurdum...

tu--- kim oo...
ir--- tanrı misafirii..

ayaklarımı paspasa sildim iyice..
kapıyı açınca... tunanın..yüzüne bile bakamadan,daldım içeriye...

tu--- aman allahım... misafire baakkk... gökten mi, düştün sen..

ben ,şöminenin önüne çökmüşüm.. ısınmam lazım,vamplık umurumda mı...

döndüm arkaya...
ir---çok açım ,tamam mı..  bir kuru, ekmek verirsen.. kıvrılırım şuraya... 
git dersin,diye.. arabayı açık bıraktım..

tu--- hah hah hah... git dermiyim hiç.. tanrı misafiriyim dedin.. kıpırdama.. geliyorum....

ir---- ohhh.. çok şükür.. kapıdan çevirdiler hep.. kimse kabul etmemişti.. nihayet ,insaflı birisini buldum...

tu--- ne dedin..senn.. 

ir--- hah hah hah.. git yaa..şaka yaptım...
tu--- böyle şaka mı olur.. allahım sabır ver.. bana..


tuna birkaç dakika sonra.. elinde.. çantalar ve tatlıyla gelip.. kapıyı kapattı...

arabanın anahtarını ,astı çiviye..
mutfak kısmından eğilip,baktım.. o görmedi beni..

tu--- çok soğumuş hava... kül kedisii.. neredesin..
ir--- miyavvv... tencerenin içine düşeceğim, neredeyse... miyavvv...

tu--- hah hah hah..

Hiç yorum yok: