Translate

28 Şubat 2012 Salı

619.bölüm..


ir---  halam..biraz, yorgunum da..düzelirim,şimdi..

ha--- senn.. yasinle,firuzeyi de mi çağırdın..

 herkes dışarı çıktı..  ikimiz kalınca... oturdum yanına...

ir--- evet, çağırdım.. kim söyledi, tuna mı..

ha--- hayır, firuze.. heyecanla beni aradı.. dün aranızda, olanları anlattı.. tuna , bilmiyor değil mi..

ir--- (başımı salladım,iki yana..) halimizin nedeni de, bu hala.. yakınlaşmamı merakla anlamaya çalışıyor ama.. söylemedim..
bilmem gereken başka şeyler de olmalı dimi.. senin anlatmadığın şeylerin olduğunu da hissediyorum.. bunu kabul etmek kolay birşey değil, çünkü..
yanılıyor muyum..

içini çekerek... kucağındaki..mügeye baktı..
kısık sesle..

ha--- yanılmıyorsun,kızım.. abim ama tunanın babası.. çok despottu.. çapkındı.. ( .......... ) tekiydi..
firuzeyi de,köy yerinde evlendirmişler..
kocası kısırdı zahir.. bunun, çocuğu olmuyor diye.. bir yıl sonra,anasının evine göndermiş..
bende,alıp getirdiydim... çiftliğe..

yardımcı oluyordu ,ev işlerine.. çok çok,güzeldi.. garibim..
meğerse abim,göz koymuş..nasılsa bebesi de ,olmuyor diye.. yapmış yapacağını..
ben bağ evine giderken... onu da,aldım yanıma...

firuze gizli gizli ,hep ağlardı..
karnı büyüyünce.. anladım tabi.. konuşturdum..
gizlice doğum yaptı..
alt odayı hazırlayıp,yatırdık firuzeyle oğullarını.. çocuklarım diye bastı bağrına ,ne mutlu oldu.. ne kadar sevindi..

abimin ..nasıl haber aldığını,hala bilmiyorum..
bir hışımla ,bağ
evine geldiğini görünce..
yasini kapıp kaçırabildim.. firuzenin yanından... lohusaydı daha... iki günlükken,.. tunayı,ayırdı annesinden.. 
yengem de,doğum da.. bebeğini kaybetmiş...ama onun haberi yokmuş daha.. söylememişler..
o da lohusa yani.. getirin bebeğimi diyormuş..abim tunamı, götürüp.. al oğlunu diyerek, koynuna koymuş..

yengem hiç bilmedi.. kendi çocuğu gibi büyüttü tunayı..  firuze de, bağrına taş bastı..

amcası ve ben..  yasini oğulluk gibi ,büyüttük..
 onu da alır diye..söyleyemedik..
hatta abim,kuşkulanmasın diye.. tepebağdaki evi alıp.. ayırdık onları..

(derin bir nefes alıp )  firuze yıllarca görmedi ,tunayı..
abimle,yengem ölünce.. tunayı ben aldım,yanıma..  o zaman da, geriden bakabildi.. 
kısaca,işte böyle kızım.. firuze pırlantadır.. anadır..

(gözlerinden akan, yaşları sildi.. )

oğlulları duyarsa onu istemeyeceklerini, suçlayacaklarını .. düşünüyor..
"irem söylemesin.. arada bir tunayı görsem..yeter ..
 bu sır mezara gitsin ,yoksa utancımdan ölürüm "dedi..
ben de birşey diyemedim..yavrum..

ir--- peki hala.. ama..

tuna kapıyı açınca.. sustum..
elinde ki, tepsi de..  ekmekler var.. ortalarını,kesecek herhalde..
mutfağa girerken.. durdu..

tu--- niye sustunuz.. hala ,ağladın mı sen..
ha--- he ya..mutluluktan,ağladım.. hepinizi bir arada görünce.. duygulandım,oğul..

tu--- ................ iyi ,öyle olsun bakalım..irem,sen gelsene..

ir--- gelemem,işim var.. hala ,sakla beniii..

tu--- ha--- hah hah hah...

tu--- kurtuluşun yok.. irem..

kalkıp.. koşarak kapıya giderken..
ir--- sen öyle sann..

kapıyı açmamla.. beraber..o hızla, zuhalle çarpıştık..
arkasında duran, ziyanın üstüne itmiş oldum kızı..
ziya tuttu, neyse ki..

zu--- iremm.. ne yapıyorsun.. sen..
zi--- bir daha yapsana ,n'olur n'olur..

içeride,dışarıda herkes kahkahalarla gülüyorlar..
 zuhal doğruldu.. ters ters bakıyor, bana...

ir---  afedersin zuhal.. valla bak.. tunadan kaçıyordum..
zi---(kafasını uzatıp,tunaya bakarak ) abii.. irem burada.. koş koş..

bayılıyoruz ,güleceğiz diye...

tuna geldi yanıma..  
tu--- buyur zuhal... ireme aldırma ,bu aralar.. tuhaf..
zu--- belli canım.. düzelemedi,gitti...
tu--- hoşgeldiniz..

tokalaştık ikisiyle de.. ben gülüyorum,ziya gülüyor..
içeride halamın elini öptüler.. oturduk.. koltuklara...

ir--- ziya.. tunanın halası, muazzez hanım..
hala, anladığın gibi.. zuhal,kuzenim.. ziya da..damadımız...

mu--- memnun oldum..hayırlı olsun,allah tamamına erdirsin yavrum...
zu-- zi-- amin.. sağolun..

Hiç yorum yok: