Translate

26 Şubat 2012 Pazar

601.bölüm..


saat üç de evden ayrıldığımızda.. 
önce halama gidelim dedi ..tuna... 
ben de,uzun zamandır görmüyordum..peki dedim..
 
ay halam,öyle mutlu oldu ki.. 
 
kahvemizi içince.. 
tu--- halam.. vaktim yok.. gelemiyorum ,eskisi gibi.. bir ihtiyacın var mı ... 
 
mu--- yok oğlum.. sağolasın.. yasin geliyor, sık sık.. . abinler de arıyorlar.. 
sen gönlünü ferah tut...  yapıyorsun zaten... 
allah razı olsun..
 
tu--- senden de.. halacığım... 
mu--- ama bir şikayetim var..
 
tu--- neymiş.. 
mu--- gelinime, bakmıyor musun sen.. bir deri ,bir kemik kalmış yavrum... 
şöyle ,etli butlu olamadı gitti.. 
 
ir--- ay halaa.. istediğin şeye bak... ben memnunum, tunadan da.. halimden de..
 
tu--- duydun işte..hala.. 
mu--- sen yedir,yedir... 
 
tu--- peki ... biz müsadeni istesek... 
mu--- müsade sizin yavrum... yine gelin...
 
ir--- geliriz,halacığım..  hayır duanı eksik etme.. bizlerden... 
mu--- allah işinizi.. rast getirsin.. birbirinize bağışlasın.. kem gözlerden saklasın... 
tu--ir--- amin... 
 
*****
tunanın tüm ısrarlarına rağmen..gideceğimiz yeri söylemedim...bu sefer... 
saat dört gibi yola çıktık,nihayet.. ben kullanıyorum... 
tekir yoluna dönmeyince.. 
 
tu---irem niyetin ne.. Ankaraya falan mı gidiyoruz... 
 
ir--- yok canım.. daha yakın.. çok uzaklaşmak istemedim.. ama gittiğimiz yerde,
hem kar var.. hem de sıcak.. 
hafta sonuna.. dönmemiz  lazım.. yemek var ya,biliyorsun... 
 
 
tu--- ilginç.. ne zaman ayarladın bunu.. 
 
ir---- tatil yerlerinin ,broşürleri geliyor ya bana.. 
sabah.. büroya gittiğimde.. seçip,yer ayırttım..
çok bakir bir köye götürüyorum seni.. amaa.. özel bir köy.. 
 
tu--- ben niye bilmiyorum, öyleyse.. 
ir---- sen çok çalışıyordun.. fırsatın yoktu... ama gurur duyuyorum seninle.. 
tu--- hah hah hah... 
 
ir---- tunam... çiçek... son sınavından ,kaç aldı... 
tu--- 98 ... 
ir--- aferinnn.. dereceye girdi mi.. 
 
tu--- giremedi de, yıl sonuna bekliyorum.. 
bir hafta önce... yanıma geldi..   
hazırladığın,soruların altına... alışkanlıkla... soyadını da yazmışsın..  eşim olduğunu anlamış..
teşekkür edip.. sana da, bana da ..minnettar olduğunu söyledi.. 
bende... sadece yol gösterdiğimizi.. başaranın kendisi olduğunu.. 
meslek sahibi olmasını, arzu ettiğimizi söyledim...  
 
gözlerim doldu.. 
ir--- bende.. görüp,tebrik etmek isterdim... 
tu---  sen de,çok çalışıyordun.. fırsatın yoktu... ama gurur duyuyorum seninle.. 
 
ir--- sağol,tunam.. sağol... ben odaklandığım zaman.. etrafımı göremiyorum.. 
 en öncede seni göremedim.. nasılsa yanımdaydın.. halim  ortadaydı.
hiç sesinde çıkmıyordu.. ben,anlayamadım.. pardon.. 
 
yan dönüp, saçlarımı okşadı.. 
 
tu--- hırs dozunda olursa.. faydalıdır.. sen dozu çok aştığın için,uyarılman şart olmuştu..
madem şimdi, anladın.. bundan sonra.. öyle davranırsan..sorun kalmaz.. tamam mı..
ir--- hımm.. tamam... 
 
tu--- irem.. sen,karda hiç kullanmadın.. yerine, ben geçeyim mi.. kayıyor araba.. 
ir---  hayır geçme.. yavaş gidiyorum.. ama zincir takmamız gerekecek sanırım... sağa döneceğim
dururum orada... 
tu--- keşke ,diğer arabayla gelseydik.. beyaz olunca.. fark edilmeyiz.. farları yak.. 
 nereye getirdin beni..
 mont-blank ta bile ,böyle kar yoktu... 
 
ir--- hah hah hah... uzaklarda aramaaa...çünkü sen içimdesiinn.. 
taht kurmuşsun kalbimee..en güzel yerindesin.. 
 seni masraftan kurtardım bak.. 
 
tu--- ama donduracaksın gibime geliyor...
 
 
sağa sapıp.. biraz ileride durdurdum arabayı... karların içindeyiz ,tam anlamıyla... 
yol görünmüyor bile... bir tane levha var ,iyi ki.. 
 
tuna paltosunu.. ,eldivenlerini.. kalpağını giyip.. indi.. 
zinciri takıp.. yanıma tekrar,oturduğunda.. nefes nefeseydi... 
 
hareket ederken... 
ir--- canımm.. yoruldun ama buna değecek inan ki.. 
tu--- umarım.. daha çok var mı.. 
ir--- yok yok... az kaldı... 
 
****
 
köy ortamında,kış tablosu hayal edin.. hava da,alaca karanlık oldu.. duman çıkıyor her bacadan..
meydandan geçerken... bir amcaya yaklaştım... 
camı açıp... 
 
ir--- iyi akşamlar,ulu köye gideceğiz.. doğru yolda mıyım acaba... 
 
---- he.. yolu takip et diyeceğim ama yol görünmüyor artık.. 
(ıslık çalınca... kapkara , tasması dikenli..devasa bir köpek koşarak geldi... adamın yanına..
başını iki elinin arasına alarak... "bak,misafirlerimizi.. ulu köye götür,gel... anladın mı..".
köpek havladı .. )
---(bize dönüp)  adı gölge.. ayrılmayın onun peşinden.. 
zaten.. az bir yol var.. buharı ..ve ışıkları da..  görürsünüz..nasılsa..
 
ir--- sağol amca.. gölgee... gidelim oğlum.. hadi.. 
---- uğurlar ola.. 
 
***
 
farların aydınlığında.. gölgeyi beş dakika takip ettik... 
tuna ,ilerdeki evlerin ışıklandırmasını  ... fışkıran su buharını görünce... derin bir nefes aldı... 
 
butik otel burası.. güneş şeklinde ..tek tek evler halinde yapılmış... 
her eve ..ortadaki restorandan bağlantısı var... tünel gibi.. 
 
karla kaplı olunca,pek görülmüyor da... ben resmini gördüğümden biliyorum... 
detayları  ..tunayla beraber öğrenirsiniz... şok olacak,şok... 

Hiç yorum yok: