Translate

26 Şubat 2012 Pazar

588.bölüm..


 
bir saat kadar dinlendikten sonra hazırlandık.. 
 
o siyah takımlarını giydi.. 
ben de nefti yeşil ..elbisemi..
 
siyah ayakkabılarım  da topuklu ama çok rahat..
siyah kısa ,kürk cekedimi giydirdi tuna... 
 
ir--- sağol.. çok yakışıklısınız, beyefendi.. çook.. 
tu--- teşekkür ederim,hanımefendi.. siz de.. olağan üstüsünüz
 
evimizden çıkıp,kakara kikiri.. asansöre bindik..
 
ir--- tuna, marufa söyledin mi.. sabah gideceğimizi... 
tu---  söylemeden... o teklif etti.. ben de peki dedim....ama saat beş gibi.. uçakta olacağız...
ir---- offf..çok erkenmiş yaa... 
 
tu---- (gülerek...) ee.. ben memurum.. iş başı yapmalıyım... 
sizin gibi holding  patronu değilim,hanımefendi...
istersen sen kal,ha... ne dersin... 
 
ir---- aaa,ne diyorsun sen... sensiz kalır mıyım hiç...
tu--- (belime sarıldı...) benn ..seni  bırakır mıyım ,canım... şakaydı.. 
 
ir---- gönderir miydim kii... 
tu--- (gözlerimin içine bakarak...) ben,istifa edeyim en iyisi.. burada yaşayalım.. anahtarı da.. 
kaybederim...
ir---- hah hah hah.... 
 
asansörden indiğimizde, marufla zübeyde.. lobide bizi bekliyorlardı... hemen kalktılar... 
başka bir yerde yiyecekmişiz...  otelden çıktık... ooo.. soğukmuş sahiden... 
 
zübeyde de.. harika giyinmiş, maruf da... birbirimize iltifat ederek.. limuzine bindik.. 
hareket ettik... 
ma--- tuna yatta yememizin sakıncası yoktur,umarım... 
tu--- tabi ki.. yok.. maruf... biz daha, acıkmadık bile..
ma--- o zaman... önce, başbaşa biraz konuşabiliriz... değil mi.. 
 
tuna hemen ,fransızca konuşmaya başladı... 
maruf da ,cevap veriyor... 
biraz sonra.. yeniden ingilizceye döndüler.... 
 
ir---- maruf, sen de mi.. beni muhatap görmüyorsun,yoksa... 
ma--- hayır hayır.. petrol ihracatıyla, ilgili bir takım.. pürüzler ortaya çıktı da... 
tuna, onu henüz sana vermediğini söylemişti.. ..lütfen yanlış anlama... 
 
tu--- ben de.. onu sordum,marufa... o konuya ,daha sonra dahil olacağın için de..
 peki dedim,irem.. tamam mı.. 
ir--- tamam... 
 
zübeyde... çantasından , minik  bir bohça çıkarıp..uzattı...  
dörde katlanmış ,büyükçe de.. bir kağıt var üstünde... 
 
zü--- bu sana irem... marufun eşlerinden ve çocuklardan... biz saraya gidip geldik de... 
 
şaşırarak.. aldım elindekileri....
dizlerimin üstüne koydum... 
 
ir---- zahmet etmişler... kağıt çocuklardan herhalde... ayy heyecanlandım... 
 bozulmuşlar mı ,gittiğim için.. lütfen doğru söyle... 
 
ma--- hah hah hah... çocukları ,hiç bu kadar.. durgun ve uysal görmemiştim irem... 
hepsi, kucaklarında.. oyuncaklarıyla oturmuş.. yazdığın kağıda bakıyorlardı... 
yine gelecekler.. merak etmeyin.. dedim de.. biraz neşelendiler... 
 
gözlerim doldu.. dudaklarımı ısırıyorum... 
ir---........... 
 
tu--- bu ireme söylenecek şey mi, maruf... aşkolsun yani.. 
ma--- ama doğru söyle dedi.. 
 
titreyen ellerimle ,kağıdı açtım... 
 
tüm çocukların adı yazılı kağıtta..
kocaman kırmızı bir kalp çizmişler... ama yardım aldıkları muhakkak... 
çok düzgün çünkü..
 
içinde de..  irem yazıyor... ellerini de, rengarenk boyayıp...kağıda basmışlar...  
farklı büyüklükteki el izleri,harika görünüyor... 
 
gülerek ,tunaya gösterdim... 
ir--- tunaa.. şuna bak.. ayy ,ben çok duygulandım... 
 
gözümden, bir damla yaş yuvarlandı... elimle, sildim hemen.. 
 
tu--- onu ben alayım... gidince.. ufuğun yaptığıyla beraber.. çerçeveletirim.. olur mu... 
 
güldük hepimiz.. tuna alıp.. cebine koydu kağıdı... 
 
içimi çekerek... ipek kumaştan, kenarı işli .. minik bohçanın iğnesini açtım... 
içinde altın rengi,sarma işi yapılmış.. bir yaka mendili... 
bir de... sıvama iş yapılmış.. harika bir baş örtüsü var.. 
 
elime alıp.. baktım...ikisine de.. 
..katlarken..
 
ir--- çookk güzell... zübeyde.. çok teşekkür ,ettiğimi ilet..çok zarifler... 
zü--- söylerim,irem... 
 
bohçayı yeniden iğneledim..itinayla... 
çantamın ebatları kadar,neredeyse.... 
 
ir---- bu ,burada kalsın olur mu... kırışmasın..  
zü--- tamam...
 
**********
 
onların yatı da,çook güzelmiş canım... 
içeri oturuyoruz..
servis de dört dörtlük... yemek masasına geçmeden,sohbet eşliğinde..
 aperatif içtiler... 
ben içmedim.. duygu yoğunluğu yaşamışım zaten.. mideme ,yumruk yemiş gibiyim.. 
erkekler konuşsunlar diye..kalktık,  zübeydeyle beraber...  yatı geziyoruz..
 
paranın alabileceği herşey var burada... son sistem,moda neyse o kullanılmış... 
spor aletleri, sauna.. havuz.. toplantı salonu.. muhteşem yatak odaları.. aklınıza ne geliyorsa yani.. 
 
üst kattayız... 
"içinde tek ve aynı bayanın olmayacağını.. bilmek ,kabul etmek.. kimbilir ,ne kadar acı..veriyordur..
adam keyfinde,zevkinde.. alemini de yapıyor.. karılarını da idare ediyor... 
çocuk istediğinde.. adresi belli.. seçenekleri değerlendiriyor...  
o ay,hangisini tercih ederse artık... 
oo piti piti ... sayıyor mu acaba ", diye mantıksız.. düşüncelere kapılmış.. 
denizin üstündeki ,ışıltılara bakarken... 
 
zü--- irem..irem..iyi misin... 
döndüm.. gülerek... 
ir--- hımm, dalmışım.. zübeyde... ne oldu... 
 

Hiç yorum yok: