Translate

23 Şubat 2012 Perşembe

499.bölüm..

tuna,bizi gönüllere bıraktığında.. saat onbire geliyordu..

içeriye girdik de.. gönülün hareketliliğinden ,başım döndü..

yardım edeyim diyorum.. hayır sen otur diyor... yemek yapıyor ,bir yandan...çamaşır topluyor..
bende mügeyle ilgileniyorum da.. durmuyor ki.. acıktı herhalde...

ir--- gönül.. al kızını doyur.. çamaşırını ben katlarım..
g---- zahmet olacak sana..
ir--- ne zahmeti canım.. varsa ütünü de yaparım..

g--- yok yok... kadın geliyor..ütüye,temizliğe.. bu hafta aksattı .. o yüzden, yetişmekte zorlanıyorum..
ir--- o zamann,ütü de yapılacak..itiraz etme..

g--- mahçup ediyorsun,irem..
ir--- sen demedin ki, ben istedim..

mügenin çamaşırı zaten..minik minik.. katlayıp,ütüledim.. gönülün yanında...
konuşurken anlamadım bile.. ütü sepetindekileri de ,bitirdim..

müge uyuyup uyuyup emiyor.. kadın kalkamıyor ki yerinden...
odasına götürüp, çamaşırlarını yerleştirdikten sonra...

mutfakta.. yemeğin altını kapattım..iki filcan kahve yapıp.. salona getirdim..
gönül de.. mügeyi yatırmış.. odaya..

g--- sen, misafirdin dimi..
ir--- gel gel, otur.. misafir değilim ben..

g--- çocuklu olunca,hayatımız değişti.. eline sağlık.
ir---- rica ederim,gönül... mutlaka ona uymak zorunda kalıyorsun,tabi..
abim niye çalışmak istiyor... sana yardım etse ya..

g--- hiç düzenimiz kalmadı irem.. yardım ediyor da.. güya o,mügeyi oyalıyor... ben de onu oyalıyorum..
evde oturmaya da alışık değil..ne yapacağını şaşırdı iyice... olmadık yerde.. olmadık talepleri
var... hem, en verimli çağı.. ben çalışsın istedim yani..
müge  üç yaşına geldiğinde.. kısmetse tabi.. beraber iş yapmayı düşünüyoruz..
evde oturmak, bana göre de..değilmiş.. onu anladım..

ir--- haklısın ..çalışmak,kendini iyi hissettiriyor... abim de,zor..
sana ,allah kolaylık versin..
g---- amiinn.. müge uyurken.. yemeğimizi yiyelim...

ir---- gönül ben acıkmadım valla.. hem öğlen pek,yiyemiyorum ..
akşam tunayla mecburen sofraya oturunca,fazla geliyor..
sen ye.. süt veriyorsun.. ve çok zayıflamışsın...

g---- aldığım kiloları vermem gerekiyordu.. irem..  hantallıktan başka birşey değil.. doktora gidip,
önerdiği diyeti yaptım.. her sabah.. koştum..
süt vermeyi bırakınca... üç kiloluk fazlamı da vereceğim.. inşallah..

ir---- kadınların genel derdi..şu kilo.. ben hiç bu kadar zayıf olmamıştım... bizim oranın yemekleri
ve iştahlı oluşum sayesinde.. diyet  yapsamda.. istediğim forma giremiyordum..
şimdi ne olduysa..iştahım falan kalmadı... bende yememeye ,kilomu korumaya özen gösteriyorum...

g---- çok gençsin,irem.. yaş ilerledikçe vermek zorlaşıyor.. böyle devam et..
saat 2 olmuş.. mutfağa gel de..  börek yaparken konuşuruz.. ben
yemiyorum ama eren istiyor.. meyve öğünüm var, beraber onu yiyelim bari..

filcanları da alıp.. mutfağa girdik..

o börek yaptı... bende kek yaptım... attık fırına.. meyveleri hazırlayıp, çayı da demledik..

 hava günlük güneşlik.. olunca,masayı balkona hazırladı.
tam oturmuştuk ki..müge  uyandı.

arabasına koyup getirdiğinde..
kolunu bacağını sıkıştıra sıkıştıra.. ezilmiş,meyvesini ben yedirdim hanıma. iştahlı,maşallah..
artık ses çıkarıp.. gülücük atıyor...çok da güzel bir kız olacak,belli.siması değişmiş..
biblo gibi allah esirgesin..
doğan büyüyor işte..
aklıma getirmemeye çalışıyorum da... bahadırım da ,bu kadar olacaktı şimdi..

bizde meyvelerimizi yerken.. zil çaldı..
abim miş..
gönül ,beni söyledi demek ki..
 "irem mi ,geldi.. bak senn,kocası nasıl bırakmış ... "
diyor..

 abim de, tunaya taktı ha... ya ben ,onu bırakabiliyor muyum ki.. bilmiyor tabi..
oyy aşkım benim,özledim tunamı... 

er---- hoşgeldinn...

ayağa kalktım..
ir---- hoşbulduk abi.... nasılsın...
tokalaşıp öpüştük...
er--- iyiyim irem.. sen nasılsın.. tuna nerede..

mügeyi de,arabasında sevdi.. öptü..
oturdu karşıma...

ir---  iyiyim abi.. mügeye aşı yaptırdık..sabah tuna getirdi bizi..
işi varmış.. onları halledip gelecek, almaya..

er--- nereye alıyormuş.. burada kalırız işte..

ir--- bu gece ,bir yere gideceğiz.. başka zaman geliriz.. kalmadığımız yer mi abi..
iş görüşmesine
gitti dedi gönül.. sonuç nedir...

sigara verdi bana.. kendisi de aldı...
içerken...
er---  gidip, görüştüm.. karşılıklı beklentilerimizi konuştuk..
 düşünüp,arayacaklar bir hafta içinde...
ir--- hayırlısı olsun...

gönül ,çayları keki böreği getirdi..
servis yapıp ,oturdu... müge sesini çıkarmadan tepiniyor..

biz konuşa konuşa.. yiyip içerken.. saat beş olmuş..
müge mızmızlanmaya başlayınca..

g--- evet kızım.. gel bakalım.. iyi bekledin bu sefer.. (kucağına aldı...) izninizle...

er---- tamam gönül.. 

onlar içeri girdiler...
er--- hava serinledi.. içeri girebiliriz istersen..

ir--- yok yok... manzara çok güzel... getirip gösterdiğinde
hiç böyle güzel bir ev olacağını, tahmin etmemiştim doğrusu..

er--- ee.. o da gönülün marifeti... gerisi de ,tuğrulun..tabi.. ince detaylara çok özen göstermiş.
o gece görüştük ,en son.. ne yapıyorlar acaba..

ir---- iyilerdi.. dün görüştük bizde...

er--- ufuk onu hayata bağlıyor da.. tek başına ,nasıl yetecek çocuğa bilmiyorum..
artık,ok yaydan çıktı ..  boşanınca.. yeni bir düzen kurarlar, kendilerine... belirsizlik hoş değil.

ir---- inşallah bundan sonra.. iyi olacaklar.. boşanma olur mu..olmaz mı bilmiyorum da...
neslişah
ipini kendi eliyle çekti.. pazar günü ufuğu kaçırmış..

er--- neeee... nasıl.. niye haberim yok.. ufuk nerede şimdi.. iyi mi..

olanları anlattım.. oflaya puflaya.. söylenerek dinledi beni.. 
dayımla konuştuklarımızı, tam anlatmadım da.. sonuç olarak ..tehdit değilmiş ,artık dedim...

er---- vah vah vah... görüyormusun sen.. bir bu eksikti.. 
tuğrul mahvolmuştur... iyi ki tunayla karşılaşmışlar da, zor kullanmadan kapıyı açtırmışlar.... kadının, tunaya zaafı var tabi..
şeyy.. böyle söylediğim için.. afedersin..

ir--- önemli değil.. biliyorum abi.. halanın evinde olanları,tuna anlatmıştı bana..

er---- uffff iyi bari.. bende pot kırdım diyordum.. tuğrul hiç göründüğü gibi değil..
çok saf ve naiftir... deli gibi aşık,üstelik
ama kadın kullandı onu .. tunaya, tavrını görünce yıkılmıştır.. ben onun için, söyleyememiştim.. kahretsin ..

ir---  evet,ben tunaya hiç inanmamıştım dedi zaten...

er--- sen hastaneden çıktığında ki.. olayı biliyormusun peki..

ir---- bilmiyorum dersem ,anlatacak mısın..
er--- hayır ,tabi ki anlatmam..

ir--- e ben, öğrenmeden durur muyum.. ama merak etme.. biliyorum ,tuna onu da anlattı..

er--- tunada da, ne cesaret varmış ha..
ben karıma anlatamazdım,yani gönül anında  boşardı beni..

kaşlarımı çattım...
ir---- boşanmak mı.. tunanın ne suçu var ki..onu boşamayı düşüneyim..
pardon da.. sırnaşan neslişahmış.. dimi..
abime de ,
gözünün önünde olanları görmüyorsun diye, kızmış ya..

er--- hımm.. öyleymiş .. 
kendim için söylemiştim onu.. gönüle anlatsam,inanmazdı bana .. yani şüphe duyardı.. demek istedim..

ir----  onu bilemem de.. ben,tunaya  sonsuz ve şartsız... güveniyorum..

tu--- sağol,canım.. bende sana güveniyorum...

ir--- aa.. hoşgeldin.. duymadık zilin çaldığını.. .

tokalaştık.. abimle de sarıldılar..
er--- gel,şöyle.. iremin yanına otur.. hoşgeldin..
tu--- hoşbulduk..

oturdu yanıma...
tu---müge uyuyordur belki diye, zile basmadım ...kapıya vurunca, gönül açtı.. içerideymiş..
er--- hanımefendiye göre yaşıyoruz.. artık.. zile basmak bile ,lüks oldu.. ee,nasılsın..işin varmış
hayırdır..

Hiç yorum yok: