Translate

23 Şubat 2012 Perşembe

493. bölüm..

mutfağa girdiğimde hemen 
kahveyi  ve çayı koydum..
kahvaltılıkları çıkarırken... kendi kendime söyleniyorum...

ir--- deliyim ben. tuna kalkma demedi mi..uyandırdım adamı da.. tuh ya..
çok utandım.. tabancayla karşılaşmak hoş değil tabi..

tuğ--- asıl sen afedersin.. haberin yoktu geldiğimizden...

dönüverdim arkamı... giyinip.. gelmiş.. yüzü gözü şiş .. perişan görünüyor....

ir--- abii, hoşgeldiniz...tabi geleceksiniz de..  hadi sende uyu..valla..
 yorgun görünüyorsun.. çok özür dilerim ya..

içini çekerek...
tuğ--- yorgun olsam keşke... kahve içmem lazım..

ir---- yapıyorum bak.. otur öyleyse... iki lokma peynir al ağzına... hadi...

abim külçe gibi oturdu sandalyeye...
masayı donatıp..
ikimize, tabak çatal bıçak koydum..

kahveyi filcanlara doldurup... getirdim..
abim öylece duruyor,hiç kıpırdamadı bile..

ir---- sucuk pişireyim mi.. yumurta da kırarım .istersen omlet yapayım,krep de olabilir..
abii ses ver ,sahiden özür dilerim.. valla..

tuğ--- ( başını kaldırdı ) irem.. sersem gibiyim,başım dönüyor.. ..hiçbirşey istemiyorum.. yiyecek halim yok.. otur..
özür  dileyip durma,artık..  


bir parça ekmeğin üstüne,peynir ve reçel koyup "hatırım için ye" diyerek uzattım..

tuğ--- ver hadi ,ver..
neyse yedi..

o kahvesini içerken...sigarayı salondan getirdim.. çabucak çayı demledim..

oturdum karşısına... suçlu çocuklar gibi..
birkaç lokma yedim..

ir---- abim.. ne oldu sana,size... tuna da çok kötüydü..  yine birşeyler mi söyledi ,yoksa kavga mı ettiniz..

bende yaktım bir tane... kahveyle içiyoruz...

tuğ----( içini çekerek ,mırıldanır gibi anlatmaya başladı )yok ,ne kavgası..  işim vardı.. dün de çalıştım ben, tunaya söylemiştim...
akşam çıkışta ufuğu almak için ,okula gittim... kapıda,bekliyorum.. gelmiyor...
merak edip..
içeri girdim..." ufuğu, irem kara aldı... ufuk da koşarak.. arabaya bindi "..dediler..

ir---- hiii.. valla ben almadım.. 

gülmeye başladı...
tuğ----  tuna hiç yaşlanmayacak.. o çokk şanslı...
neyse... seninle olduğunu duyunca,içim rahatladı... eve gittim... geleceksiniz diye,
.. birşeyler hazırladım...
burayı arıyorum çalıyor ,cevap verilmiyordu... daha sonra ,hep meşgul çaldı...
bende evdesiniz Adanayla konuşuyorsunuz da, ufuğu getiremiyorsunuz diye düşündüm..
ben gidip, alayım bari dedim...
indim aşağıya.. arabanın camında bir not var...

ir--- ayyy..
tuğ---- "ufuğu görmek istiyorsan.. 1.000.000  dolar hazırla ,sana yarın .. getireceğin yeri..
bildireceğiz" yazıyordu..

ellerimi ağzıma kapamışım... boğuk boğuk "kaçırmışlar mııı..." dedim...

tuğ--- evet.. yukarı çıkıp, polisi aradım.. ufuğun,bugün ne giydiğini sordular..
resmini de,istediler.. gittim karakola..
şüphe ettiğiniz birisi var mı diyorlar,aklıma gelmiyor ki.. yok dedim..orada beklerken.. ne dediğimi ,ne yaptığımı bile bilmiyorum.. çok korktum çokk ..
..herkes seferber oldu,ufuğu arıyor..
saat dokuz gibiydi.. giysileri uyuyor,bir çocuk bulundu haberi geldi.. hastanedeymiş..
benim halimi sen düşün artık...

polislerle beraber.. uçtuk resmen...
ufuğun giysilerini giyen ,sokakta yaşayan bir çocukmuş... dövmüşler  yavruyu..
 soruyoruz.. bunları nereden buldun diye.. korkudan konuşamıyor...cebimde ufuğun şekeri vardı..
onu uzattım.. çocuk bana, kadını tarif etti.. konuşmasını anlatırken huylandım,sanki neslişahmış gibi geldi..
kaldırıma yanaşıp, camdan uzatmış.." al ,giy bunları "..demiş..
arabasının plakasını ,renk marka.. vs. söyleyince emin oldum..

ir---- aaaaaaaaaaaaaaa...

tuğ---- yaa..   (...................... )kendi çocuğunu kaçırıyor,para uğruna...

Hiç yorum yok: