Translate

22 Şubat 2012 Çarşamba

446.bölüm..


neş--- endişeni kadın olarak anlıyorum,irem..  
ben -- daha tanıştırmadan- ziyayla konuşup.. zuhali ve ailesini anlattım. beklentin farklıysa.. evliliğe hazır değilsen,
gözün dışarıda kalacaksa..
 hemen vazgeç dedim.. beni,ikna etti.. 
bu sabah .. anne ve babası.. bize,kahvaltıya geldi..zuhali çok beğendiklerini..buranın,kız isteme
 adetlerini ..ne yapmaları gerektiğini ,sordular... 
 
ir---- hımm.. ziya yoktu yani.. gece annesine kızmıştı ya,gidelim dediği için.. 
 
neş--evet, o gelmedi..  annesine.. tavrını belli et, zuhali istemiyorsan.. 
beni de, göremezsin diyip.. çıkmış evden..
"ben zuhali niye ,istemeyim ki...beni yanlış anladı "diyerek..anlatırken bile,ağlıyordu kadıncağız.. 
içinde kötülük yok da... büyükleri de,idare etmek gerekiyor..
 
genellikle  anneler , oğullarını gelinden kıskanırlar.. kabul etmeselerde,bu bir gerçek.. 
ziya bir de tek çocuk.. 
zuhali tanıdıkça.. sabrıyla.. tavrı değişecektir... 
ama suat amca.. çok hoştu canım.. havaya girmiş ,her lafın başı " gelinim " diyip duruyordu..
 
ir---- (gülümsedim.. ) belli canım..gözleri gülüyordu, zuhale bakarken.. 
 
lü---- (arkasına yaslandı... )
biz elimizden geleni yaptık.. bundan sonrasına,gençler karar verecek.. fazla müdahale 
etmeden.. bekleyeceğiz... 
şimdi limanda, bizi karşılayıp.. evlendik derlermiş.. ne gülerim ha.. 
 
ir---- ziyanız çok becerikli olsa da,zuhal kesinlikle kabul etmez...
lü---- bahse var mısın... 
 
tunayla neşe ablanın, kahkalarının arasında... 
 
ir---- varım.. hem de ,nesine istersen... 
 
tu---- iremmm... tamam,olmaz da... yine de... ne istersen deme.. 
yatı kiralamadın bile, unuttun mu..
 
ir---- yoo,unutmadım.. zuhalden o kadar eminim ki.. evlenmişlerse.. yatı ,
lütfü beye hediye edeceğim.. 
 
lü---- hah hah hah... ziyaaaa ,çabuk ol oğlum... yat sahibi olacağım.. 
 
kahkalarla güldük... hiç etrafımıza bakamadığımızdan.. geri döndüğümüzü de ,fark etmemişiz.. 
 
liman uzaktan görünüyor.. 
kahve içeceğiz daha... acelemiz de yok.. 
 neşe ablayla... güvertede yürüdük biraz.. denizi seyrederek konuştuk... 
 
eşlerimizin yanına geldiğimizde... 
garsonlardan birisi.. tunaya, kısık sesle birşey söyleyince 
 aceleyle kalktı ,yerinden... 
 
ir---- tuna.. ne oldu... birşey mi var... 
 
tu---- kaptan çağırmış.. kıyıda bizi bekleyen,iki kişi varmış.. telsizle haber göndermişler... gelmek
istiyorlarmış.. yatına son kez.. bakıyor olabilirsin canım.. 
zuhal biliyor muydu.. yata geleceğimizi..  
 
ir---- o bilmiyor da..  ziya duymuştu ya.. 
 
lü---- hah hah hah.... neşee.. 
neş--- lütfüm,zuhalin kararıyla yat sahibi olacağını düşünüyorsan.. hiç heveslenme bence... 
 
ir---- hah hah hah... yaşa, neşe abla.. ben zuhali tanımasam.. bahse girer miyim.. 
 
tu--- izninizle.. ben bakayım bir.. 
 
tuna gitti ,kaptan köşküne.. 
bizde heyecanla.. güvertede geziniyoruz.. 
 
tuna geldi, gülerek... 
tu---- konuştum.. onlarmış.. geliyorlar... 
ir---- eee... sordun muu.. 
 
tu---- daha neler,irem... nasıl sormamı bekliyorsun ki.. ilk kez dışarı çıkmışlar.. 
evlendiniz mi ,denilir mi..
 
lü----ziya bu.. belli olmaz... hadi koçum.. yap bir sürpriz... hah hah hah... 
 
neş---- geliyorlar.. sus lütfü.. ayıp olur.. 
 
botun içinde, ikisi yan yana oturmuşlar.. görüyoruz artık.. 
ir---- ayy.. bakamayacağım.. zuhal ,kuzu kuzu oturuyor... 
 
kahkahalarımız, yatı inletti.. 
 
merdivenlere yaklaştıklarında.... bizde merakla o tarafa gittik... 
zuhal can yeleğini bırakarak... ziyanın uzattığı elini tutup.. 
merdivende öne geçti.. çıkıyorlar..ard arda...  
 
tu---- hoşgeldiniz,zuhal.. ziya... 
 
zu--- zi--- hoşbulduk.. 
 
ben hemen parmaklarına baktım.. 
iyi yüzük falan yok... sarılıp öptüm zuhali.. ziyayla da tokalaştım... 
 
çok şık ikisi de.. ziya takım elbiseli.. 
hele zuhal ,bir içim su olmuş.. 
yüzleri de gülüyor.. huylandım.. 
neşe ablayla tokalaşırlarken inceledim iyice... 
 
lü---- geçin masaya.... siz konuşacağız diye , birşey yememişsinizdir.. 
tu--- tabi tabi.. buyrun.. 
 
iki koltuk daha geldi.. servisler açıldı onlara da... masanın iki ucuna ,karşılıklı oturdular... 
 
meyve ve tatlılar duruyordu hala.. ben ikram ediyorum.. 
 
zu---- irem.. ben yemem de..kahve içerim.. 
ir---- tamam.. bizde içmedik daha... ziya sen?
zi---- tatlı alırım.. 
 
tabağına tatlı koyup.. oturdum.. 
 
hepimiz ağızlarına bakıyoruz... ne söyleyecekler diye..
öyle ya.. diyecekleri olmasa niye gelsinler... 
 
tuna zuhale sigara ikram etti.. o içerken.. lütfü abi dayanamadı... ziyaya dönüp.. 
 
lü---- ee.. Mersinde havalar nasıldı... 


Hiç yorum yok: