Translate

21 Şubat 2012 Salı

410.bölüm..


 aceleyle giyindik... 
 
saçımı ıslatıp.. ellerimle şekil verdim aynada.. göz kalemimi çekip ,rujumu da sürünce.. seslendim..
ir---- tunaa.. ben hazırım.. 
tu---- bende hazırım.. şu poşeti açar mısın.. 
 
ıslak giysilerini  koyduk.. benim kıyafetlerimi de.. yerleştirmiş.. 
 
ir---- kırmızılarım nerede tuna.. poşetten görünür.. 
tu----  benim çantama koydum.. 
ir---- kına?
tu---- o da ,bende..
 
kot pantolonu, beyaz tişörtünü giymiş.. 
 mutlu aşık,ifadesiyle.. bana bakıyor.. 
 
tu---- çok yakışmış.. elbisen.. takıların..veee... tabi ki..ayakkabıların.. 
 
ir---- sağol da,ayakkabılarımla.. dalga geçmesene  (büzgülü eteğimi iki yana açarak... )
astardan,bacaklarım
görünmüyor değil mi.. çıplak gibi hissediyorum.. eteğe alışık olmayınca.. 
 
tu---- görünmüyor ... 
ir--- hadi öyleyse.. 
 
*********
 
poşet çanta elimizde,odadan çıktık.. Mersinde ikinci kez.. mutluluğumu buldum.. bulduk..
ilkinde tuna rahatlamıştı ,şimdi de ben.. 
 
ne kadar yakın olsak da.. aramızda ki,engelleri aştık.. nihayet..
çok zordu da.. ilk adımı attığımıza göre ,diğerlerini de atarız diyorum.. 
 
doktorun dediği ,ne kadar haklıymış.. 
büyük kavga etmedik gerçi ama bizim şartlarımızda , bu kadarı bile yıpratıcıydı.. 
sonu tatlıya bağlansın diye.. tunanın ,ıslanarak yaptığı özveriydi.. 
ben yapmazdım.. çok riskliydi....
fedakar tunam.. hah hah hah.. 
 
"""""büyük lokma ye.. büyük konuşma derler ya.. 
tabi ben o zaman,yaşamadığım için.. bunu bilmiyordum.. 
başına gelince.. gerekince.. her insan.. her şeyi yapabilir,risk alabilirmiş..
sonra..çok acı biçimde öğrendim """"""" 
 
 
****************
 asansöre binince... 
 
ir--- şimdi.. aşağıda kim var.. niye gitmedin anlat çabuk da.. bileyim.. ne bahane ettiğini.. 
 
tu--- ne bahanesi canım.. kafeteryada,bülentle konuşuyorduk.. ... maruf geldi.. 
"mal sahibi çağırdı,bizim hemen gitmemiz gerekiyor,senin arkadaşın gelmiş..
 konuşacaklarınız vardır..
biz gidiyoruz "dedi.. o kadar.. 
bülent gidince de..ben seni aradım.. 
tekneye binmek istiyordun ya.. çağıracaktım..
gerisini biliyorsun zaten.. 
 
ir---- (gülerek..) hımm.. bilmem mi.. açlıktan ölsemde.. 
hayatımın ,en güzel öğleden sonrasını geçirdim.. 
 
tu---- hiii, hiç aklıma gelmedi.. senin aç olduğunn... 
ir---- üzülme üzülme.. doydum, doyarım.. merak etme.. 
 
"aşkıımm" diyerek..yanağımdan.. öpüverdi.. asansörün kapısı açılırken... 
 
 
  resepsiyona bıraktık.. elimizdekileri.. 
el ele,yemek salonuna girdiğimizde.. açık büfeyi görünce.. gözüm dönmüş benim..
kalabalıkta 
maruflara baktığım bile yok... 
 
ir---- tuna ben yemek alacağım.. derhal..
tu---- anladım da.. önce oturalım.. bekliyorlar baksana.. sonra alırım ben.. 
 
masaya geldiğimizde.. maruf  ayağa kalktı...tokalaştık... 
spor giyinmiş ikisi de..  zübeydeyle  selamlaşıp... ben oturdum.. tunayla maruf ayaktalar... 
 
tu---- kusura bakmayın...odadaki telefon arızalıymış.. hoşgeldiniz.. .maruf yemek yediniz mi.. 
 
ma---- hoşbulduk.. yemedik, sizi bekliyorduk.. koyları dolaşırken,balık yeriz demiştik ya.. vazmı geçtin yoksa..
 
tu---- yok da... irem çok acıkmış.. 
ir---- tunaa.. sorun değil.. ekmek arası birşeyler alırım buradan...
yerken ,gideriz..tekneye.. 
 
tuna "hiç olurmu ayakta ,giderken..yiyeceksin " der gibi bakınca... 
 
ayağa kalkıp.. 
"ben öğrenciyim,muafım.. " dedim, aklıma geldi.. okumama kararım... 
 
tu---- yaaa, öyle mii.. 
ir---- o yaştayım, demek istedim..uzatma lütfen.. 
 
hesabı ödeyip.. eşyalarımızı  arabalara koydular.. maruf,şöför ve korumasıyla konuşuyordu en son.. 
 
otel ve liman arası kısa mesafe zaten.. hava da çok güzel... 
hepimiz limandaki teknelere   baka baka yürüyoruz... ben ,kusura bakmayın.. dedim ,
saldırmışım sandviçe.. hala da,yemekle meşgulüm...
 
çantama da ,suyumu koydum.. arada içiyorum... bayılacakmışım,açlıktan... 
 
 tunayla maruf az önden yürüyorlardı.. teknenin adı ne dedim,zübeydeye..
 
zübeyde biraz tuhaf baktı bana... 
zü---- sen, bilmiyor musun...
 
ir---- yooo..bilmem mi gerekiyor... marufla tuna konuşmuşlar.. 
tekneyle gezeceğimizden bile ,haberim yoktu benim.. 
 
zü---- hımm.. anladım... kendin gör öyleyse...
ir----- bilmece gibi konuşuyorsun, zübeyde.. güneş mi çarptı seni.. neyi göreceğim ki.. 
 
zü---- eşine sor.. irem.. 
 
sandviçin son lokmasını yutup... suyumu da içtim.. 
ir---- biraz hızlan da..yanlarına gidelim.. 
zü---- peki... 
 
o marufun,ben tunanın yanına geçtim..
elini tuttunca.. döndü bana.. 
Türkçe olarak, 
tu---- doydun mu.. 
ir---- hımm, nefisti valla.. ama doyarmıyım hiç.. daha ,balık yiyeceğim ya.. 
 
tu---- (gülerek.. ) ye.. afiyet olsun.. balık şifadır... 
 
ir----  biz nereye gidiyoruz, tekne dediğin denizaltı mı yoksa..görmedik daha.. 
zübeydeye teknenin adını sordum,uzaylı görmüş gibi baktı bana... 
tunaya sor dedi.. neler oluyor..sevgili kocacığım... 
 
tu---- (gülümseyerek..) adı henüz konulmadı da.. ondandır... sahibesi karar verecek.. ve işte
teknemiz bu.. 
 
durduk.. 
ileride demirlemiş , bembeyaz devasa yatı gösteriyor ,eliyle ... ben,daha anlayamadım ..tabi.. 
 
ir---- öfff beee... kuğu gibiymiş.. valla..
tunaa..düşünüyorum da... (............... ..........  ......)  
 
 bakışlarındaki hayreti görünce.. güldüm kıs kıs.. 
 
ir---- oh olsun sana...aynı senin gibi..sözüm..yasaksız ,açık ve çok netti .. sanırım.. 
 bu yatı ,iki günlük kiralamak istiyorum.. tabi, yanımda seni de istiyorum.. 
kimden kiraladıysan, telefon numarasını ver de.. pazarlığı ben yapayım..
 
tu----  ..........................
 
bir bot  kıyıya yanaştı,iyice.. 
bekleniyormuşuz, bizi götürecekmiş.. tuna ve marufun adını söyledi içindeki adam.. 
bindiğimizde.. görevli, can yeleklerini uzattı... giyerken.. 
benim sinirlerim bozuldu, gülüyorum devamlı.. 
 
tu---- ne oldu.. 
ir---- ay bu devrilirse.. mayosuz denize girmiş olacağım ... mazallah ya eteklerim açılırsa.. 
ya birisi dövmemi görürse ,dimi tunaa.. denizde,benim akrabalardan da ..varmıdır ki.. 
 
tu---- allahım sabır ver, bana... 
 
maruf bize bakarak... anlamadığım bir dilde.. tunaya birşey söyledi... o da başını sallayınca... 
 
ir----- beyler lütfen, bir dil daha...öğretmeyin bana... 
 
kahkahalar içinde.. hareket edip.. yata gittik....
 

Hiç yorum yok: