Translate

16 Şubat 2012 Perşembe

289.bölüm..

İki saat sonra..

yedik, sofrayı kaldırdık...
yer minderlerinde oturduk.. çay içiyoruz...

m---- harika olmuş.. ellerinize sağlık.. çok yedim..
z---- ben de..  kıpırdayamıyorum..
ir---- afiyet olsun..
tu---- isterseniz burada kalalım.. sabah gideriz..

m---- yok tuna.. gidelim..  eşyalarımızı toplamadık...
İstanbuldan.. dubaiye gitmeyecek olsak ,kalırdık..

tu---  İstanbulda kalacak mısınız.. orada da.. yerimiz müsait.. yani..
m---- irem de.. dedi.. ama.........

tu---- nikaha, partiye gelin bari..
m---- önce gidelim de.. düşünürüz.. kapalıçarşıyı gezdireceğim.. zübeydeye..
senin de işlerin vardır.. abin evleniyor.. yanında olman lazım..

tu---- (içini çekti.. ) evet.. saat 5 de nikah.. İstanbul trafiğini hesaplayarak...
iki üç saat önceden çıkacağız evden.. geri dönmeyeceğiz .. gezeriz dedi ,eren..

ir---- denize açılmayacak değil mi yat.. demirli mi yani..
tu---- bilmem.bülent gelirse.. onunla otururuz.. partiyle çok ilgili olmayacağım için... sormadım..

z---- tuna .. biz gelirsek ve sizde açılmış olursanız.. ne yapacağız..

tu---- bota yada kayıklara binip gelirsiniz.. yatın adı.. thetis ..
deniz tanrıçası demekmiş..

canım benim.. zübeyde bilmediğimi sanıyor herhalde..

ir----çay içermisiniz..
m--- yok irem.. ben içmem..
z---- bende.. çok güzel olmuş.. çay.. üç bardak içtim..

ir---- afiyet olsun..
tu--- bana da kafi..
ir---- o zaman, bardakları .. götüreyim ben..

tu--- (türkçe mırıldandı..)  pantolon düğmen kapalı mı.. yalnız değiliz...
ir---- ba ba ba...diyene bak... çıplak bacakları unutmadım daha...
 hah hah hah...
tu--- ya seen... nasıl düşmüştü eteğin.. manzara da nefisti..
hah hah hah..

ir--- marufun bakışına  bak.. şapşaall..

tu---- deme öyle.. ne diyeceğim ,onu düşünüyorum ben..
ir---- gerçeğii ..
tu--- hadi canım..

ir---- tunaa,baba  dediğimi sandılar.. şuu..ba ba baba.. fıkrası işi çözer ama..
zübeydeyi çağırayım ben.. mutfakta anlatırım, ona da...

tu---- sen var yaa.. harikasın.. iyi fikir.. tamam..


biz mutfağa girdik..
tuna kısık sesle anlatıyor.. marufa.. fıkrayı..

bardakları yıkıyorum bende...
z---- ireemm.. niye güldüğünüzü anlatmayacakmısın..

o sırada.. marufun kahkahası evi çınlattı...
ir----( gülümsedim ..). zübeyde.. maruf anlatsın.. bütün gece babaaaa.. diyeceğine bahse girerim..
z---- yaa.. gidene kadar bekleyemem... bilmiyor gibi ,ona da anlattırırım.. hadii..
ir---- olmaazz.. utandım..

tu---- ireemm.. gidelim diyoruz..
ir---- tamam.. hazırım ben..

******

Adanaya dönerken arabada..
maruf durup durup ,gülüyor hala... ben dışarı bakıyorum..

radyoyu açtım.. hava değişsin diye...
yokuş bu sefer gözümüze batmadı.. hızla anayola indik..

ben yarının planını yapıyorum.. içimden..
 tuna durgun..gidecek diye.. kıyamam ya..

arkadakiler fısıldaşıyorlar..  fıkrayı anlattığına eminim.. kıkırdıyor zübeyde..

ir--- tunam.. bak paramız var artık.. sana istediğin takım elbiseyi ... oyuncağı .. alabilirim..
üzgün durma, harçlığını da kesmicem.. valla bak..

tu---- (gülümseyerek..içini çekti..)  çok cömertsin.. ilk doğum günümle ilgili, ne hayallerim vardı..
ir----- mesela nerede.. nasıl olmasını istiyordun..

tu---- .......... sadece,ikimiz.. yani seninle beraber olmak istiyordum..

dudaklarımı ısırıp.. ''olacaksın tunam.. sabır et..'' diyorum içimden ama
konunun değişmesi lazım... yoksa dayanamayacağım..

ir---- tunam.. cuma günü ,öğlen.. galip bey sanayi odasına çağırdı beni...
akşamda zaimoğlu otelinde yemek varmış.. cumaya.. dönersin değil mi..eşliymiş de..

tu---- perşembe gecesi buradayım, kısmetse.. gideriz hayatım...

ir---- ayy,tunaa.. galip bey de.. saliha hanımla gelecek sanırım..
veee benim yaşlı ama gönülleri genç hocalarım.. evlenecekler ... gibi..

tu---- olabilir.. birşey diyeceğim ama aramızda kalacak..
ir---- tamamm.. nedir..
tu---- bizim apartmanda kiralık, satılık ev kalmadı değil mi..

ir---- kalmadı.. ne için sordun..
tu---- aman iyi.. yaa, galip beyi severim de... her sabah saliha hanımla karşılaşmak, işkence gibi olurdu..
ir---- hah hah hah...

maruf tunanın omuzunu tuttu..
almanca olarak..
"fıkrayı duymak istiyorum..." demiş... tuna nasıl gülüyor..
fıkra değildi, dese bile inandıramadı bir türlü...

tu---- irem yardım et.. devamlı ,fıkra istiyor.. maruf ta şaşırdı... coştu adam..

ir---- edemem.. daha fotoğraf çekilmediler.. Adanaya geldik.. şimdi ayrılacağız.. sözünü tutmadın..
tu---- aşkolsun.. dediysem.. yaparım..

fotoğraf stüdyosunun ,önünde durdurdu arabayı...

arkaya dönüp.. almanca birşeyler söyledi...
maruf hiç birşey söylemeden.. indi arabadan... zübeydeyle biz bakıştık...
tu---- e gelsenize..

bizde indik...
stüdyoya girerken...

ir---- ne dediinn.. onaa..
tu---- (gülümsedi..)  boşver... sen fıkra düşün.. ..

zübeyde ve maruf poz veriyorlar..ama .askerlik hatırası, çekiliyorlar sanki...
 fotoğrafçı biraz içten olsunlar diyor.. bizde aktarıyoruz..

--- gülümseyin..
---- samimi olun..
---- kameraya bakmayın
cık ,olmuyor bir türlü..çok yapmacıklar..

tunaya yaklaşıp.. fısıldadım..
tuna gülerek... başını salladı..

sonrada...
tu---- babbaa.. dedi...

 dördümüzde, bastık kahkahayı... fotoğrafçı çok memnun oldu tabi..doğallıklarına..
 ard arda deklanşöre bastı
maruf ve zübeydeyi çekmiş.. bize döndürmüş kamerayı... bizi de çekiyor...

(''şimdi siz merak ediyorsunuzdur.. fıkrayı.. anacığım bilsem anlatmazmıyım.. cık cık cık..
irem utanmış işte... yoksa öğrenecektik.. -öğrenirsem -bilahare anlatırım' desem de..inanmayın " :) )

şen şakrak ayrıldık.. oradan.. onları otele götürdük..
tuna ve maruf konuşurlarken..
 zübeyde çok duygulanmış.. teşekkür etti.. sarılıp ,vedalaştık..

z---- sen çok iyi bir dostsun,irem..
ir---- sende öylesin zübeyde.. fotoğrafınızı göndereceğim..
(kısık sesle ) İstanbulda da görüşürüz umarım..
z---- çok isterim irem..

marufla da tokalaştık.. uçak,saat sekizde .. kalkacakmış..
arabaya binip.. el salladım..

zübeyde de.. bana tabi...


*****

gece yarısı, eve doğru gidiyoruz...

ir---- tunaaa.. tatlıı..

birşey demeden.. yaklaştı tatlıcının önüne..
tu---- ne alayım..

ir---- sen park et.. burada yiyelim.. sonra eve kadar yürüyelim...
tu--- yiyelim tamam.. ama araba sabah lazım bana.. evin orada yürürüz..

tatlıları yedik afiyetle...
dışarıda oturuyoruz diye,tuna sigara yaktı...

bana bakıyor ..
ama böyle içimi okumak istermiş gibi ,anlatabiliyor muyum..

bu densiz maruf ,ağzından birşey mi...kaçırdı acaba.
.huylandım ama soramıyorum.. da..
etrafıma bakınmak ta.. buldum çareyi...

tu--- neyin var senin... bilmediğim nedir... lütfen..yok deme..

Hiç yorum yok: