Translate

11 Şubat 2012 Cumartesi

145.bölüm..





doğrulup yüzümü sildim... 
ir---- (gülümseyerek... ) niye böyle oldum bilmiyorum tuna..  içimden geliyor..  duygusallaştım iyice.. anında değişiyorum.. yüzümü yıkayım..ben.. 
(birden,hevesle kalktım ayağa..) 
sen aşağıdaki müzikli,banyoyu görmedin değil mi...(ellerini tutup... kaldırdım...)  gel gel... (çekiştirirken... ) 
 müziğini de, değiştirebiliriz.. .. şey yapalım mesela... kanat çırpma sesi.. nasıl olur... atmaca güvercini ,yakalıyor.. hah hah hah.... 

tuna da gülüyor... 
açtım kapıyı... yine deniz dalgası üstüme geliyor sanki.. 
yüzüne bakıyorum,tepkisini görmek için... 

tu---- hımm, eren işini biliyor.. çok güzelmiş...
gülerek, yüzümü yıkadım... 
kurularken.. havluyu aldı elimden... minik minik bastırarak aldı, ıslaklığı... 
dudaklarımı öptü usulca... 
tu---- sen, bir tanemsin.. enerjin, hevesin.. canlılığın hiç bitmesin... yitmesin...
sen gülerken,  artık gidelim mi.. bir ağlamaya daha dayanamıyacağım ,çünkü.. 
ir---- gidelim hayatım... yukarıdan bohçayı alacağım, çantam da var... sen buraları kapat..
tu---- (gülümseyerek... ) tamam... hadi, bekliyorum.. merdivenin ışığını yak.. benim cüzdanımı da al... orada kalmış, herhalde.. 

salona geldik... 
ir----tamaaammm...
koşarak çıkıyorum... merdiveni... 
tuna  da, hayran hayran bana bakıyor.... durdum... görünce..
ir----tunaaa..  
tu---- canıımmm... 
öpücük attım ona.. böyle dudaklarımı büzerek.. 
gülerek.. o da ,bana gönderdi..

aşkım benim... içimi çekerek.. çıktım.. iki katı.. 
başım döndü birden... gözlerim karardı.. tutundum, odanın duvarına.. hafif de, bir bulantı var.. 
sabah da.. öğlen de,yiyemedim.. hava değişikliği de var.. herhalde ondan oldu.. başka bir nedeni olamaz.. yani,olmamalı..  birkaç gün geçti daha.. 
ne açlık hissediyorum, ne de susuzluk... kudret toku oldu, derler ya... işte aynen öyle.... aşkı tatmak, sevmek.. sevilmek ..  istiyormuşum demek ki.. güldüm kendi kendime...moralimi bozmayım ..bari.. 

mantoyu giyip,çantamı omuzuma astım..bohçanın üstüne ,cüzdanı koyup.. ,kucağıma alırken..  ayağım takılınca.. cüzdanı düşürdüm.. 
söylenerek eğildim.. alıyorum.. . cüzdan açılmış... içinde iki resim, görünüyor..  
birisi benim resmim... hani,şu meşhur dut yerkenki halim..  dudakları mor olan... siyah beyaz ama.. tanıdım.. öyle, doğal ve komiğim ki..fotoğrafımı çekmiş demek ...
yine duygulandım... buna mı bakıyormuş dedim ,kendi kendime... 
diğeri de, abileri ve tunanın sanırım...çok eski ,yıpranmış bir resim... 
üçü ağacın dallarına oturtulup.. poz verdirilmiş.. 
eren ve tuna gayet normal durmuşlar.. aralarında ki tuğrul abi ,galiba
.. ikisine de arkadan kulak yapmış... gülüyor...

canım yaa... bunu da yıllardır saklıyor demek ki.. bu nasıl bir özlemdir ... 
nasıl bir yalnızlıktır... sildim yüzümü...yeter , ağlamayacağım diyerek..
kolaçan ediyordum etrafı..tuna seslendiğinde..

tu-----ireemmm... iremm, korkuyorum çabuk geelllll... 
gülerek... bağırdım... 
ir---- geldiiimmmm... 
indim merdivenleri.. bohçayı aldı kucağımdan.. büyük poşete koyunca da..
cüzdanı  uzattım.. 
tu--- (eğilip baktı bana... ) iremm.. yine mi ağladın... sen.. 
ir---- hımm, cüzdanın düşünce... açıldı..resmimi gördüm de..... duygulandım.. 
sen, o şapşal iremin nesine..  aşık oldun ya... artist gibi adamsın.. fıstık gibi ne afetler , etrafındaydı kimbilir..   bende gördüğün neydi..ki..
iki yıl ,benim büyümemi bekledin... çok merak ediyorum... gerçekten... 
sonra da, bulunmaz bursa kumaşıymışım gibi.. beni ikna etmeye çabaladın.. 
çok zaman geçmedi ama ..kendimi senin yerine koyarak.. düşünüyorum da.. çocukluklarımla.. kaprisimle... halden anlamayışımla... sabırla.. niye uğraştın tuna.. 
tu---( gülümsedi..)  zamanımız yok.. 
bu böyle iki dakikada ,anlatılacak birşey değil ki.. hem, sorgulanacak birşey de değil... kalbime düştün sen.. o kadar.. vazgeçilmezimdin.. kaderimdin.. .. 
orada ki,.. .. gencecik kızın .. ben,kadınlığını gördüm demek ki..
ilk bakışımda,benim olmanı diledim.. sevgili kulmuşum , oldun.. tek kare fotoğrafını çekmişim.. sonradan niye fazla çekmedim diye .. pişman oldum.. ama senibenim gördüğüm gibi.. yansıtmadığına karar verdim.. 
seni anlatmaya ömrüm yetmez... ama,hatırlat.. 
dilim döndüğünce... yarın akşam anlatırım,benim gözümden..seni ,sana..anlaştık mı...
ir---biliyor musun tuna.. insanı gururlandırmayı iyi biliyorsun,sağol ...anlaştık... 
tamam mı ,herşey..tapuyu aldın mı...
tu--- hımm, aldım... hadi, çık sen. kapıyı kilitleyeyim...

çıktım,kapıdan... evin önünde durup... ilk girerken ,nasıl geldiğimi hatırladım... 
iki günde değişip,büyüdüm mü ne.. 
yani, olgunlaştım diye düşünüyorum..belki, biraz.. 
burası ,hep özel kalacak benim için... ezberlercesine ,baktım her yana... 
tunayla beraber... kardan temizlenmiş.. dar yoldan.. demir kapıya doğru yürürken... durdum.. 
tu--- ne oldu... 
ir----( gözlerimi kısarak... ) doğru söyle... biz, karlara düşmedik değil mi... 
sabah baktım.. karlarda ,hiç yuvarlanma izi falan yoktu...
tu---- (gülümsedi... başını eğerek...)  evet, yakaladın.. afedersin.. düşmedik..
 ama sana nasıl anlatacağımı bilemedim.. ki.. hiç tadımın olmadığını...
hevesin kırılacaktı..
senin ve benim paltomu karlara atıp.. giydim.. sen uyuyordun, omuzlarına koydum seninkini de..

eğilip yerden aldığım karı..gülerek fırlattım tunanın omuzuna...
bir yandan da.. kısık sesle söyleniyorum... 
ir---- soda çarptı ha.. ne uykuymuş diyorum bende... al sana... 
bir kaç tane ,daha attım.. 
gülüyor ama hiç kıpırdamadan duruyor... atmam için.. 
bohçayı koruyor o.. 
ir---- dondum.. ısıt beni,iremm... hıı.. al bunu da.. uyutmamışım ha.. oh işte, iyi yaptım.. mahçup oldum , bir de.. alacağın olsun senin.. bak, ben sana daha neler yapacağım... 
arka arkaya atıyorum ben..kaptırmışım kendimi.. 
----  beyim.. gidiyor musunuz..

anında durdum tabi..
bekçi gelmiş..bizi seyrediyor.. kahretsin beni duydu mu ,acaba...
tuna hiç bozmadan..üstünü çırptı.. . 
tu----evet, davut efendi.. gidiyoruz.. gönül hanım da ,anahtarın  yedeği var.. 
bir şey lazım olursa ,onunla konuş.. telefon numaramdan da arayabilirsin.. 
---- gözünüz arkada kalmasın.. tez vakitte gelirsiniz inşallah... 
tu--- inşallah.. eşim iremle ,tanışmadınız siz.. .. 
ir--- iyi akşamlar davut efendi.. 
---- sizede hanımım... 
tu--- hadi , hoşçakal.. 
---- güle güle gidin..
çıktık demir kapıdan...

davut efendi.. kapıyı,kapattı arkamızdan.. sürgüyü de çekti..
az ilerideki ,gönülün evine doğru yürürken.. ikimizde gülüyorduk.. yakalandık diye.... 
zili çaldığımızda.. hala tuna üstünü çırpıyordu...eren  abi, açtı kapıyı...
er---- hoşgeldiinizz... (dışarı baktı...) ne o, kar mı yağıyor... yoksa.. 


Hiç yorum yok: