Translate

11 Şubat 2012 Cumartesi

136.bölüm..




iki saat sonra.. 
 
eren ,gönül ve biz  lüks bir otelin çatı katına çıkmış... gözümün gördüğü her yerdeki.. doyulmaz manzaraya bakıyorduk... 
 
imzalar atılmış... hayırlı olsun dilekleriyle... sarılmıştık birbirimize... ben hala şaşkındım ama..
 
tuna kulağıma.. seni seviyorum demişti... 
onlar var diye sesim çıkmamıştı da... demek istediğimi mutlaka anlamıştır... 
 
tapuyu koyduğumuz dosya... arabada kalıyor diye ,ben telaşlanınca.. tuna gülerek, onu otelin kasasına
bıraktı... 
buraya da, eren abi ısrar ettiği için geldik.. yemek  zamanıymış..  kahvaltı yapmadık ya.. 
fark ettim ki..açlık bile hissetmiyorum... hemde ben,yani.. 
 
restoranda otururken.. eteğime dikkat ediyorum..açılmasın diye.. alışık değilim de,pek.. 
 tunada yanımda,kontrol ediyordur o.. ...  mini eteğimi giymedim canım..
 evden çıkmadan da.. mantomu açıp bakmıştı.. etek boyuna.. 
 
"gülerek.. 
tu--- tuuhh... giyseydin, çıkaracaktım..büyük bir zevkle.. 
ir---- (kıkırdayıp )... keşke giyseydim .. amaa.. çıkaramazdın.. 
tu---- tartışmasak,ireemmmm...
demişti... "
 
bunları hatırlayınca....
dönüp ,gülümsedim ona... oda bana bakıyormuş.. 
eren abi ,gördü.. bizi.. 
er---- gönüll.. bunlar bize nispet yapıyorlar...
 
ben kıpkırmızı oldum tabi... 
tuna gülerek... masanın altından elimi tutup, dizine koydu... 
tu---- abii... 
g---- hadi hadi.. ne yiyeceğimize karar verelim.. eren, acıkınca ne dediğini şaşırıyor.. 
 
güldük beraberce... 
 
yemeklerimizi yedik.. konuşarak... 
er--- hiç istemediğimi itiraf ediyorum.. bencilce ama.. sizi akşama kadar serbest bırakıyorum... 
akşam kumkapıda, galip ustanın yerinde buluşuruz... biliyorsun nasılsa istanbulu... ama
 nereye gideceğinizi söylersen ,tarif edebilirim.. 
 
tu----.sağol.. ben tek başına yaşadım burada.. her yeri,biliyorum.
dün ev için gelen kadının yanına gideceğiz,önce.. sonrada,kapalı çarşıyı gezeriz ...
. yarında
adalara, götürmek istiyorum iremi..
 
er---- bu lafı ..hak etmiş,olabilirim de..geçmişi geri getiremem.. keşke farklı olsaydı,ilişkimiz
hafta sonunda almanyaya gidiyorum... kimbilir bir daha ,ne zaman görüşeceğiz... yada görüşebilecekmiyiz...
bilmiyorum... onun için ,beraber zaman geçirelim diyorum.. 
balayındasınız ama kabul ederseniz,gezme işini ..bana bırakmanızı rica ediyorum.. 
 
tunaya baktım... kararsız gibi... tuttuğum ,elini sıktım hafifçe...
ir---- tabi abi, memnun oluruz... değil mi tuna... 
tu---- evet.. tabi.. neden olmasın....
 
eren abi  nasıl ,mutlu oldu... gönüle dönüp.. yarının planını yapmaya başladı bile... 
 
tuna bana "neden "der gibi bakıyor... 
ir---- elimi yıkamak istiyorum.. müsadenizle.. diyip kalktım... 
tunada benimle geliyor... 
salondan çıkınca... 
 
kolumu tuttu... durduk karşılıklı... 
tu--- hani harcamayacaktın beni... 
 
ir---- tuna'm duymadın mı dediklerini.. o kadar sitemden sonra..bir buçuk gün.. veremiyor musun abine.. hem gecelerimizi 
bize ayırdım.. bize her gün balayı.. değil mi.. ben istemezmiyim seninle olmayı.. ama öyle söyleyince...
 
tu --- doğru da... biz ne zaman gelebileceğiz ki,bir daha... belki benim de kendime göre ,planım var...
 herşeyi ,kontrol edebilme hakkını kim veriyor ona.. 
yalnızlığın tek iyi yanı.. karışanın olmuyor... 
 
ir---- haklısın .. o zaman da.. başka bir taraf eksik kalıyor.. gelişmiyor.. kendini soyutlamaktan vazgeç..
o senin abin... ihtiyaç duyuyorsun ve duyacaksın da... et tırnak meselesi yani..
keşke teklifini kabul etseydim diye ,düşünebileceğin bir konumda.. olduğunuda biliyorsun.. e daha ne..
nasıl mutlu oldu ,görmedin mi... 
 
tu---- gördüm, gördüm de... bende mutlu olmak isterdim...
ir---- olmadığını, olmayacağını nasıl söylersin... daha denemedin ki... beraber zaman geçirmeyi..
belki beklediğinden güzel geçecek.. hatta benimle geçireceğin zamana bile ,tercih edebilirsin... belli mi olur..
 
tu---- (belimden tutup... yürüttü... pencerelerin olduğu tarafa... dışarı bakarken...) 
 seni, hiç birşeye.. değişmem.. ve tercih etmem..
dediklerin doğru da...  bak.. şu göz alabildiğine uzanan, deniz kadar doluyum hala..
.burada olmam,olmamız bile mucize bana göre.. senin mucizen.. 
üstümde hak iddia eder gibi.. zamanımı yönetmesi.. sinirime dokunuyor.. 
 
ir---- evet  de.. dayanacaksın çaresiz.. hadi hatırım için...rahat ol.. keyfini çıkaralım.. olur mu... 
 
tu---- (içini çekti...)  keyif mi.. o neydi ki.. 
ir---- (salona doğru ,döndürüp.. koluna girdim...yürürken.. )  ben de, sana hatırlatırım... istersen... 
 
tu---- (gülümseyerek elimi ,avcunun içine aldı..) hatırlatmak için ,çok çalışman gerekecek.. ben çok unutkanımdır.. hemen 
başlaman için de..hain planlarım var... 
 
gülerek salona girdik... el ele... yaklaştık masaya...
 
er---- kalkabiliriz,isterseniz... 
tu---- olur..  yemek  ve rehberliğiniz için teşekkür ederiz...
kalktılar...onlarda..
 
er---- asıl ben teşekkür ederim... unutulmaz olması için ,elimden geleni yapacağım... 
 
asansörle aşağıya indik dördümüz... 
tokalaştık. ikisiyle de... 
 
tu---- akşam görüşmek üzere.. ben tapuyu alacağım.. 
er---- tamam... hoşçakalın... gecikmeyin tamam mı.. neslişahı deli,edeceğim.. 
 
tu---- abii, söyledim ya.. yapma.. lütfen.. 
er---- .................... neyse..dikkat edin..kendinize...
 
onlar çıktılar otelden... 
bende, tunanın..tapuyu almasını bekliyorum... resepsiyon görevlisiyle konuşuyor hala.. 
oturdum koltuğa... elimdeki mantoyu da, kenara koydum... dışarı bakıyorum.. 
saat dörde geliyor.. kar yağışı da durdu...biz kartopu oynayamadan hemde...
 güneş parlıyor ama dışarıda çok soğuk var... 
 
tuna yanıma gelince... 
başımı kaldırdım... 
 
ir---- uyuyacaktım neredeyse, sorun mu var.. almamışsın tapuyu... 
tu---- bir soru soracağım,sana... İstanbulu gezmek mi... ben mi..tercihin ne... 
 
ir---- (gülümsedim...)  bu nasıl soru.. tabi ki... sen... zaten yarın gezeceğiz..İstanbulu 
ama..
.seni ne yapacağım.. peki.. 
tu---- (gülüyor hınzırca...)  ne istersen... o da ,sana kalmış... 
ir---- (kalktım ayağa..)  bana kalmışsa.. yandın desene...erosum.. 
 
elimi tutup.. asansöre doğru yürürken, oda anahtarını gösterdi... 
tu---- yak güvercinim... 
 


Hiç yorum yok: