Translate

4 Eylül 2016 Pazar

2504.bölüm..

onlar masaya oturdular.. tuna içecek ikram etti..
bende marufa ,mutfak önlüğü verdim.. ellerimizi yıkadık..
ikimizin çalışmasını seyrettiler..
hele kekleri,iple kesmeme bayıldılar.. cevizli, muzlu,kakaolu kremayla ..ilk yaş pastayı kaplayıp bitirdik.
ömer,cafer,kevin,tuna...barbara,liz ve zübeyde..kakao sosu
antep fıstığı ,ceviz ve file bademle.. süslemesini yaparlarken..
biz ikinci yaş pastayla uğraşıyorduk.. onu da tamamlayıp,süsleme ekibine verdik.. öyle ciddilerdi ki..

maruf-- bir daha ki sefere keki nasıl yaptığını da ,gösterirsen.. belki
bir sürprizde, ben sana yaparım..çok teşekkür ediyorum irem..

irem-- rica ederim,inşallah..
ömer-- bizde çok eğlendik..
kevin-- artık hep yaparız, değil mi liz..
liz--  fırsat bulursak,yaparız..
barbara-- bir arada olabilmek ve paylaşabilmek için.. öneriyoruz da,
hiç yapmamıştım.. biz fırsat bulalım,cafer..
cafer-- evet,bulalım..

irem-- (bulaşıkları ve fincanları yıkarken.. ) sevindim ..
bizim gibi,iki kişi değilsiniz belki.. ama birbiriniz için üretirseniz..
faydasını göreceğinize eminim..

ellerini yıkayıp geldiler.. fincanları kurulamış,masayı siliyordum..

maruf-- siz hazır mısınız..
tuna-- evet..
maruf-- iyi beraber gidelim,öyleyse..
irem-- birisi senin maruf.. diğerini götüreceğim..
maruf-- yok canım,beraber yeriz.. bizde gideceğiz,kalmayacağız ki..
irem-- peki,sen bilirsin..

zübeyde-- biz çantalarımızı ,bekir beylerin hediyesini alalım..

fincanlarını verdim.. onlar çıktılar.. bir dilim kesip tabağa aldım..
aliminyum folyo ile keklerin üstünü kapattım.. tuna dursun efendiyle,limuzine götürdü yaş pastaları..
geldi,askıları çantayı verdim.. kapıyı kilitleyip,dursun efendiye kestiğim dilimi verdim ..

irem-- dursun efendi.. bak bakalım,nasıl olmuş..
dursun-- mutlaka güzeldir,sağolun.. güle güle gidin-gelin....
irem-- amin,inşaallah..

********

bekir ağaların yalısına geldiğimizde.. maaşallah dedim.. cimrilik yapmamış.. dört dörtlük herşey..
herkes ,gelin damat ve kadir beyler dahil gelmişler..bahçedeki koltuklarda oturuyorlardı..
 masada hazırlanmış.. ileride görülüyor..
limuzinden indiğimizde çetin bey,bekir bey ve sacide hanım karşıladılar bizi.. tokalaşılırken..

irem-- (gülümseyip, evini beğendiğimi belli ederek )kardeşinizin yalısı niyetiyle,havuzlu yeri on milyar dolara sattım.
görmek istiyor..inşallah beğendikleri yerdir.. hiç ilgim yok,tamam mı ortak..
bekir-- sen ne dedin.. doğru mu anladım..
irem-- evet..
bekir-- helal olsun... çetin,gösteriver.. anahtarı al,odamdan..
çetin-- bence de helal olsun.. görmeden,göstermeden bu fiyata..
satışı anlamak mümkün değil.. hemen alıyorum.. (içeri gitti, o..)

bagajdaki yaş pastaları içeriye taşıdılar,görevliler..
sacide-- ne zahmet ettin,kızım..
irem-- rica ederim,hepimizin eli değdi..

zübeyde de, kocaman iki kutuyu verdi..
teşekkür ettiler falan..

irem-- (ingilizce) çetin bey,size yalıyı gösterecek..
o söyledi,sizde bakmak istediniz.. ilgim yok unutmayın..
maruf-- tamam tamam..

Hiç yorum yok: