Translate

11 Haziran 2015 Perşembe

2385.bölüm..

tunayla beraber girdik ,radyo binasına.. yayına beş dakika var..
 o kafeteryaya çıktı.. ben yayın odasına girdim..

şadi bey ve çağdaş bey paniklemişler.. dolanıyorlardı camlı bölmede..oturup,kulaklığımı taktım..

şadi-- irem hanım,bize kastınız mı var..
irem-- (gülümseyerek ,derinnn bir nefes alıp.. bir yudum su içtim.. ) afedersiniz..
çağdaş-- ederiz de.. kaç kere aradık,iş yerinizi.. bir dakika önce açıldı.. batu beyin ,dalga geçer gibi..
spikeriniz yoksa, paspasa başlayın demesi dokundu..

şadi-- gibi mi.. dalga geçti,oğlum..
irem-- hah hah hah...  şaka yapmış,geleceğimi duydu yoksa.. yine de intikamınızı alırım..
çağdaş-- bu iyi haber,işte.. hazır mısınız..
irem-- evet..
işareti verdi.. başladım..

bir saat sonra. yine işaretle bitirdim..
çağdaş-- tebrik ederiz,çok başarılı dinlenme oranı elde etmişsiniz yine..
irem-- teşekkür ederim,sizde gizli kahramanlarsınız..
şadi-- sağolun da.. geciktiğinizde,denedik.. ama orada oturup,haber okumayı gözümüz yemedi.. teknik anlamda ,katkımız vardır da.. başarı sizin..
irem-- iltifatınız için sağolun.. (imzaladım ve kalktım ) iyi geceler,kolay gelsin..

çağdaş-- size de.. yani intikam için..
irem-- olmuş bilin..

***********
yayın odasından çıktığımda,koridorun karşısında bekleyen tunayı gördüm.. yanına gidip..

irem-- gidebiliriz hayatım..
tuna-- tamamm.. bir yemek yedirirsin herhalde..
irem-- emrin olur ağam.. nerede istersen..

dışarısı soğuk olmuş.. arabaya oturduk,aceleyle..
irem-- yanlız ben çok acıktım.. bu civarda olsun da,hemen yiyelim..
tuna-- bende acıktım..

hareket edip,ara sokaklardan ilerledi ve bir lokantanın önünde durdurdu arabayı..

yemeklerde çok güzeldi,bizde acıkmışız.. yedik ve kalktık..
şulelere uğrayalım dediğim için.. ben tatlı ..tuna da içki aldı..
arabayla arka bulvardan gelip, park etti..

 üçüncü katın ışığı yanıyor...
tuna-- rahatsız etmesek mi..
irem-- az otururuz.. bekliyoruz dedi.. tatlıyı yedirmem lazım.. balığa
beş dil öğretemem ama bunu yapabilirim..

tuna-- ne yapayım,sorunca.. o geldi aklıma.. ya ben takım elbiseyle,
nasıl yere oturacağım.. sende de,etek var.. değişip,evden de minder
alsak nasıl olur..
irem-- ikimizde çok yorgunuz.. eve falan gidemem.. çıkalım,işte..

elimizde aldıklarımız,indik.. zile basarken..
tuna-- ziyanın arabası değil mi o..
irem-- evet.. bekir beyin,kırmızı arabasına baksana.. herkes burada..

otomata basıldı.. giriş,mermer.. ışıl ışıl parlıyor.. asansörle üçüncü kata çıktık..
mehmet bey ve şule.. kapıdalardı..
mehmet-- (gülerek ) boş evimize,hoşgeldiniz..
tuna-- hoşbulduk..
irem--  eşya dediğin nedir ki.. dostlarla dolu olsun,o yeter....

şule-- amin.. ayakkabınızı,silin çıkarmayın..
tuna-- olmazz..
çıkarıp girdik.. tokalaştık.. elimizdekileri verdik..

irem-- ee,gittiler mi..
mehmet bey,başıyla içerideler diye işaret edince..

irem-- tuh tuh.. bende batu beyle,meleği görüp.. evin olmadığını söylerim diyordum..
içeri su giriyormuş.. kızcağız da ne çok sevinmişti ama..

şule gülerek ,siz yok musunuzz dercesine başını salladı sağa sola..

tuna-- başka ev gösterirsin artık..
mehmet-- salona buyrun..

yer sofrası tam tekmil.. bardaklarda içkiler dolu..minderler sıralanmış..
beş sandalye, üç tabure var..  içeri girdik..
kapının arkasındaki duvara sıralanmış hepsi.. sürpriz yapacakken..
soğuk duş etkisiyle.. yüzleri asılmış.. sesleri çıkmadı..

irem-- aaa,buradalarmış.. şaka yaptımmmm..
batu-- inanmıyorum size..
melek-- aşkolsun yaa..

irem-- bu çağdaş ve şadi bey içindi.. paspasa başlayın diyip,
dalga geçmişsiniz.. dokunmuş..

batu-- hah hah hah.. görür onlar..

Hiç yorum yok: