Translate

14 Şubat 2014 Cuma

2138.bölüm..

otobüs durduğunda.. kalktık koltuklardan.. etrafı,göremediğimiz için..geldiğimizi  de ,fark etmemişiz..
önce danışman ,sonra çocuklar indi.. aden ,elini uzatınca.. tuttum artık..
irem-- sağol..
aden-- sende..

otobüs geri geri çıkıyor.. diğer otobüsler,girmemiş saray bahçesine..
korumalar da yok..

irem-- ( taş döşenmiş yoldan,yürüyoruz ağır ağır..kısık sesle )aden,çocukların yanında sormadım.. sen,babanın söylediğini kimden öğrendin..
aden-- (kulağıma yaklaşıp) son eşi sinirlenmiş ,telefonda konuştuğu kişiye ..babamın onu ihmal ettiğinden,bahsediyordu.. "gece kalabilirsem ,uykusunda sorup..öğrenirim" demişti.. bende şansımı denedim, yani..

irem-- bunu babana söyledin mi..
aden-- hayır.. o zaman,benim aldığımı anlardı..
irem--  doğru ama bunu mutlaka söylemelisin.. baban bilmeli.. sana kızabilir de.. bu önemli,anlıyor musun..
aden-- evet,anladım..

irem-- gidince hemen konuş,önlem alması gerekebilir. yönetici,sorumlulukları var ve ağır.. onun kuralları, hepiniz için.. hayati önem taşıyor.. sizlerde; mesela isyan etmeyerek ..ona yardımcı olun..abi olarak,kardeşlerine kuzenlerine örnek olursan.. baban desteğini,fark edecektir.. gösteremese de,sizi sevdiğini bilin..otele göndermesi bile,bunun kanıtı bence..
aden-- peki.. tamam..

-- pardon, girişte durmak zorunda kaldık. korumaların acil gitmeleri gerekiyordu.. rica etsem,biraz hızlı yürüyebilir miyiz. şeyhim ve iş yerindekiler beni bekliyorlar..

irem-- elbette.. çocuklar, el ele tutuşup gidelim.. olur mu..
olurrrr dediler..

çim alana geçip,el ele tutuştuk..  saray binasının yan tarafındaki kameriyeleri..  masaları ve kahvaltı eden misafirleri gördük..

irem-- ileri dört ,sağa bir adım.. sonra yine, ileri dört ve sola bir adım.. (kıkırdayıp yürüyoruz ,dediğim gibi.. hızlandık da.. )aden
ritmli bir şarkı söyle..
aden-- olmaz,ben tek söyleyemem..
irem-- ne demek,olmaz..her çocuğun sesi güzeldir,ben seni duymak istiyorum.. başla..

tunaları getiren limuzin.. yoldan ilerledi.. indiler, merhabalaştılar..
 kahvaltıya bile oturdular..
biz ,üç yüz metre yürümüşüzdür.. ama hiç anlamadık.. adenin sesi
 öyle güzelmiş ki..  çok da güzel ,bir şarkı seçmiş.. inletti bahçeyi..

yanlarına geldiğimizde,biz de.. oturanlar da ,coşkuyla alkışladılar..
aden başıyla selam verdi.. zübeyde ve maruf ayaktalar..

zübeyde-- hoşgeldiniz.. ne kadar güzel geldiniz,öyle..
aden çok şaşırttın beni.. hani söylemezdin sen..
aden-- irem istedi anne..
irem-- hoşbulduk,zübeydeciğim.. aden,gizli  yetenekmiş meğerse..
 (marufa dönüp..hazır ol vaziyetinde,birde asker gibi..elimle selam verdim ) çocukları gönderdiğin için,sağol..maruf bey,takım eksiksiz olarak ..emir ve görüşlerine hazırdır..
maruf-- (aynı şekilde,selam verip ) rahat asker..

kahkahalar atıldı..

Hiç yorum yok: