Translate

3 Haziran 2013 Pazartesi

1798.bölüm..

irem-- ben sana,senin hislerini soruyorum..
şule-- pek önemi yok.. ama evlenmemiş olsa,düşünürdüm..

irem--  hayatın cilvesi,boşanmayı kim ister ki.. hastalık derecesindeki kıskanç bir kadınla,daha fazla devam edememiş diye.. aşık olmaya,mutlu olmaya hakkı yok mu.. sende beğenmişsin,işte.. hem nereden biliyorsun..baban belki çok sevecek mehmet beyi..

şule-- (yutkundu ) sevmez,biliyorum.. ablam şanslılardan.. öngörülen adayı sevdi.. çok da mutlular.. belki bende uyum sağlarım,kimbilir.. eş adayım, elli yaşında bir diplomatmış.. babam bizi yakıştırmış.. en kısa zamanda gel de,birbirinizi görün.. tanışın dedi..

irem--ailenin önemini.. bağlılığını iyi bildiğim halde..şule inan, nutkum tutuldu.
 seçimler hayatımıza yön veriyor da.. baban değil, kararı sen vermelisin.. kalbini dinle,pişman olmazsın.. ama elbette hayat senin.. evleneceğin adamı seçme özgürlüğünden.. baban için,feragat edebiliyorsan.. sana diyecek sözüm yok..
yanlış tanımışım derim,olur biter..
sen de diplomat olursun,baban ve akranı olan eşinle beraber..
protokol yemeklerinde,sahte bir gülümsemeyle eşlik edersiniz birbirinize..
dilerim çok da mutlu olursun ama görünen köy kılavuz istemiyor..

ünvanla.. parayla.. statüyle ,baban mutlu olur ve seni de öyle zanneder..
evinde yaşadığın cehennem hayatını,senden başka hiç kimse bilemez..
özel olacak ama tam sırası diye söylüyorum..
boşanmazsın da,odalarınız ayrı olur.. yada tam tersi..
kızı yaşındaki bir bayanla,evlenmek isteyen adam da.. genel olarak bir anormallik  vardır.. evli değildir de,yıllardır yanlız yaşadığını düşünmüyorsun değil mi..  birde metreslerle uğraşırsın.. ama alışmışı  vazgeçiremezsin ,hiç unutma bu dediğimi.. üç- dört -beş  kişilik bir ilişkide sen,vitrinde görünen eş rolünü oynarsın..
tüm kalbimle sana iyi şanslar diliyorum,şule..  iyi düşün,istediğin buysa.. yolun açık olsun..

şule-- off of.. bilmediğimi yada düşünmediğimi mi sanıyorsunuz.. ablam karşılaşmış,birkaç davette.. her seferinde başka bir bayanla gelmiş.. kuzenim diye tanıştırıyormuş.. benden haberi yok, kesinlikle..babam bana yakıştırdığını söyledi sadece.. bizi öyle yetiştirmişler ki..
her konuda demokratik ve özgürüz de.. karşı gelemiyoruz.. sorun orada..

irem-- sırası gelmiş demek ki.. çok güzel ve kültürlüsün,hayatını mahvetmesine izin verme.. sen satılık köle,cariye yada kurban değilsin...olmamalısın da..
canlı örneğini gördün de,tam içlerini.yaşadıklarını bilmiyorsun.. maruf şeyh.. aklının alamayacağı kadar kudretli.. ve beş yasal  eşi var.. zübeyde ilk eşi.. keşke,seninle konuşturma imkanım olabilseydi..onların düzeni öyleymiş ama sen böyle bir yaşantıya layık ve mecbur değilsin..

sevdiğinin sadece sana ait olmasının değerine ,paha biçilemez.. birbirinizin  gözlerinde,kendini görmedikten.. kalbini çarptırmadıktan sonra.. evlenmek hata olur..bile bile kabul edersen,şikayet etmeye de hakkın olmaz.. aynı zübeyde gibi olursun..
cesaret şule.. kendine ve aşka bir fırsat ver..

mehmet-- şulee.. niye ağlıyorsun.. kötü bir haber mi aldın.. ne oldu,lütfen söyle..
şule-- yok birşey.. buket, derya hanımaysa.. dışarı çıktı..

mehmet-- ne münasebet.. derya hanıma,niye gül vermek isteyeyim ki..
kadın evli ..bu ima çok çirkindi. buket sanaydı ama artık vermenin bir manası kalmadı..

şule-- bir dakika bekler misiniz..halim,mantıklı konuşmaya pek müsait değil.. gördüğünüz gibi.. ama kötü niyetle ima da etmedim..  burası onun odası..  biliyorsunuz ve daldınız birden...evli bir kadına da çiçek verilebilir..

mehmet-- yerinde yoktun,masaya bırakmak istemedim bende..
çiçek verilir elbette.. ama böyle gül verilmez.. bu sevdiğine,sevgiline yada eşine verilecek türden.. bu bir teklif aslında..
seni o halde görünce,yardımcı olabilmek için daldım odaya.. ve sizi ağlatan  ,her kimse hala telefonu açık , bizi duyuyor..
 mantıksız konuşmanızı kime borçluyuz,öğrenebilir miyim..

irem-- (fısıltıyla ) söyleme sakın,beni bilmemeli..

şule-- öğrenemezsiniz.. ama sandığınız gibi.. karşımdaki insan üzmedi beni..
o nedenle hala açık.. yoksa dinlemezdim..
birşey sorabilir miyim.. tekliflerinize ,hiç olumlu bir cevap vermedim..
bana çiçek alma cesaretini nereden buldunuz.. güller,fikrimi değiştirir mi sanıyorsunuz..
üstelik burası iş yeri.. ben çalışanım,sizde iş bağlantısı olan birisisiniz..
ikimiz için de,hiç hoş olmayan bir durum bu..
reddedildiğiniz halde, hala ısrar etmenize  bir mana veremiyorum da..

mehmet-- biliyorum,dediklerin de çok doğru.. gurursuz birisi değilim ama kendime şaşırsam da.. engel olamıyorum.. daha öncede hiç böyle bir durum yaşamadım.. tabiri caizse, düşündüğünüz gibi kimseye asılmadım..
fikir vermesi açısından,güller sembol.. aslında kalbimi sunuyorum
sana.. aşık oldum diyorum.. bir ömür,tut elimi diyorum..
niyetimi  daha nasıl anlatmamı istiyorsun.. bilemiyorum.. telefondan da artık huylanıyorum.. bu dediklerimi kime dinletiyorsun.. ben de ona mana veremiyorum..

şule-- ne yapıyorsunuz,şaşırdınız mı.. bırakın bileğimi....
mehmet-- izin ver,lütfen.. kimmiş duymam lazım..

telefonu aceleyle kapatıp.. bir kahkaha attım..
aa ben Mersine gelmişim,haberim yok.. hiç böyle bir yolculuk yapmamıştım.. ne süratimi biliyorum.. nede.. nerede olduğumu.. otomatiğe bağlamışım..
içim içime sığmıyor.. tunayı aradım..

Hiç yorum yok: