Translate

24 Nisan 2013 Çarşamba

1723.bölüm..


mahmut-- hatırlattığım için özür dilerim.. samimi bulup,anlattığınız için de sağolun.. inşallah, herşey sizinde gönlünüze göre olur.. başaracağınıza eminim..
ortak olmayı çok arzu ediyorum ama  şu an için tereddütleriniz olmasına da hak verdim.. ama ben beklerim..

irem-- (gülümsedim) rica ederim,dileklerinize bende katılıyorum..
durumu anlatırken,mali konulara girmek zorunda kaldım.. ama yanlış anlamayın.. maddi sıkıntım yok,çok şükür.. tereddütüm ondan değil.. yeteri kadar verimli olabilir miyim diye düşünüyorum..

mahmut-- (gülerek ) olursunuz.. ben sizi sıkmam.. tuna beyle de,konuşun ama en azından adını koyalım.. umudum olsun,istiyorum..
irem-- (güldüm ) peki mahmut bey.. ortaklığa bir adım daha yaklaştığımızı
 söyleyeyim o halde.. tuna her zaman,beni destekler ama  konuşup,fikrini de almak isterim..  akşam kesin cevabımı veririm,size..

mahmut-- çok mutlu oldum,sağolun.. bekleyeceğim.. artık aşağıya
inelim isterseniz.. ortamı merak ediyorum doğrusu..

kalktık..
irem-- bende..

odadan çıkarken.. tepsiyi bardakları aldım..
irem-- asansörle inelim de,mutfağa baskın yapalım..
marufu önlüklü,patates kızartırken görmenin değerine paha biçilmez..
mahmut-- hah hah hah..

asansörle indik.. salona göz attım,kimse yok.. mutfaktan da,gülme konuşma sesleri geliyor..
irem-- (kısık sesle ) mahmut bey.. bir dakika durun.. fotoğraf makinasını
alayım..
mahmut-- tamam.. tepsiyi bana verin..

tepsiyi verip,vahide hanımın odasından makinayı aldım..
ses çıkarmadan mutfak kapısına geldiğimizdeki görüntü inanılmazdı..
habersiz bir poz çektim.. flaş patlayınca bize döndüler..
irem-- bozmayınn.. (iki poz daha aldım.. )

bekir--(cacık yapıyor )  şantaj mı yapacaksın sende..
irem-- hah hah hah.. mutfağımı şenlendirmişsiniz.. harika görünüyordunuz,bir anı olarak size sunmak için çektim.. hepiniz hoşgeldiniz,şerefler verdiniz.. (ingilizce olarak da,söyledim)

tek tek tokalaşıp,kendimi tanıttım.. japonlara.. önce ellerini silmeleri gerekti..
melisin önderliğinde üç çeşit salata yapıyorlardı da..
mahmut bey de..tokalaşıyor..

sam,maruf ve anar.. patates.. patlıcan,kabak biber kızartması işini gerçekleştirmişler.. sosu pişiyordu.. onlarla da,tokalaştık..
mr.smith ve özcan bey.. ercan bey için
yeşillikleri yıkamış doğruyorlardı.. ercan beyde,çiğköfte yoğuruyor..
"merhaba,kolay gelsin.. ne iyi ettiniz" dedim.. çok mutlulardı sağol dediler..

emir cafer ,songül ve yasemin.. dolma,sarmaları servis tabaklarına alırlarken. merhabalaştım onlarla  da..
fırından tavuk ,ocaktan mis gibi şehriye çorbası kokusu geliyor..

kevinla,liz bahçe kapısından ellerinde tepsiyle girdiler..

liz-- melis hanım,bardak lazım..
irem-- istediğin bardak olsun hayatım.. hoşgeldinn..
liz-- hoşbulduk,iremm..  çok özledimm,seni..
irem-- sağol canımm .. bende seni özledim..
sarıldık,öpüştük.. kevinla da tokalaştım..

derya girdi içeriye ,o sırada.. hazır ol vaziyete geçip..

derya-- mutfak emir ve görüşlerinize hazırdır komutanım..
irem-- rahat asker..

bir kahkaha yükseldi .. anlayanlardan..
mahmut bey de,karpuz ve kavun kesmiş.. tabak isteyince.. verdim artık.. bardakları da tepsiye koyduk.. kevin götürdü dışarı..

irem-- deryaa, sağol canım.. herkese teşekkür ediyorum..
mahçup oldum ,ellerinize sağlık..
ercan-- önemli değil,irem hanım.. kadromuz müthiş, zevkle yaptık..
 irem-- kadromuz olağanüstü de.. köfte yoğurmanıza bakılırsa ustasınız.. bende fena değilimdir,sıkmanıza yardım edeyim mi..

özcan-- ercan bey,Diyarbakırlı.. o da,eşi de.. yapmayı ,yedirmeyi seviyor sağolsunlar..
ercan-- sizde sağolun,severiz gerçekten.. ustaların yanında,biz çömeziz..
elinizi kirletmeyin,bir kerede siz yaparsınız.. biz yeriz ,kısmet olursa..
irem-- inşallah..


liz-- sana anlatacak çok şeyim var,irem..
irem-- tamam,konuşuruz akşam.. zübeyde nerede ,maruf..
maruf-- rekinin yanında,gelir birazdan..
irem--(gülerek ) sam, sen niye teksin.. arkadaşında gelir diye ,düşünmüştüm..
sam--(güldü ) kevin bana uğur getiremedi.. herhalde.. arkadaşımla fikirlerimiz uyuşmadı,ayrıldık..
irem-- hayırlısı olsun.. zaten, etkilenmiş görünmüyorsun..
sam--................
maruf-- irem,sıkıştırmasana.. kalabalığız konuşamıyor işte.. zorlama..
irem-- daha birşey demedim ki.. hem sınırlar, zorlanmak içindir maruf..

özcan-- ercan-- mahmut-- hah hah hah..