Translate

17 Nisan 2012 Salı

1186.bölüm..

ana yola çıkacakken.. yan yana durduk.. konuşuyoruz..

ir--  alacağın olsun ,ağam.. acıktım,niye yemedik.. saat 14:30 .. sanki derse mi yetişeceksin..
tu-- okulda beraber saç kavurması yeriz demiştim,patroniçem.. ama sen bilirsin , dön istersen..

ir-- hah hah hah.. satılmış dayı yapıyorsa.. pantolonumun düğmesini de açabileceksem,gelirim tabi..

tu-- düğmeyi unut.. (içini çekti)striptiz yapmanın hiç sırası ve yeri değil..
ir-- ( hatırladıklarım acı verse de.. gülümsedim) tamamm,sen yap..

tu--ir-- hah hah hah..

********
okul ve bahçesi hiç bu kadar güzel görünmemişti gözüme..
bina boyanmış.. platform,kürsü.. sandalyeler,sıralar.. masalar yerleştirilmiş,gece için..

park edip,indik..
kantinin olduğu yere , kocaman bir yemekhane yapılmış..
içeriden mis gibi kokular ,sesler geliyor..

ir-- yemek,çiftlikte yapılıp getirilecekti hani..

tu-- fatma yatınca,iptal oldu..
işçiler için,yemeği bile.. esma kadın sizin çiftlikte yaptırıp.. yediriyormuş..
 onlar için gelmek zor olunca.. böyle çare bulmuşlar..
o yüzden kimse yoktu.. ben de eski lokantacı satılmış dayıya haber gönderdim.. gel hadi..

yürüyüp,içeri girdik.. klima çalışıyor..buz gibi... masa sandalyeler tam tekmil hazırlanmış..
mutfak tarafı müthiş.. otel mutfağı sanki.. ara duvar yok.. görüyorsun..
baş aşçı satılmış dayı.. önlüklü boneli.. kazanlarla yemek pişiren,salata yapan..onlarca kişi var..
beyaz örtülü  uzunn masaya.. tabaklar,bardaklar.. kaşık,çatal..ekmek su konulmuş..
self servis olacak demek ki..

tu-- kolay gelsin dayı..
satılmış-- ( tezgahın arkasından,gülerek ) vayy oğlum gelmiş.. gelinim gelmiş.. buyrun buyrun..

ir-- merhaba dayı.. nasılsın..
satılmış-- iyiyim kızım,sağolasın.. aç mısınız..
tu-- hazırsa yemeğin,yeriz..
satılmış-- hazır,tabağınızı getirin..

********
kavurma çok güzel olmuş,nasıl yediğimi bilemedim.. eline sağlık diyip.. birer soda içtik..
istediğin birşey var mı dedi tuna..

satılmış-- yok oğlum.. bir dana,iki koyun kavurdum.. yüz tavuk fırınladım.. elli tepsi patlıcan musakka yaptık.. bir çuval pirinçten de,pilavımızı yapacağız.. on çeşit salata yapılıyor..
kıyma kebaplarımız ,dolapta.. ayranımız,suyumuz.. buzlarımız da var..daha ne olacak.. 1000 kişilik yemek yaptık.. kim gelirse,gelsin.. herşeyimiz yeter..
anamın,babamın hayrına dedin.. lokma da döktüm.. başka bir şey istiyorsan.. sen söyle,onu da yapayım..

tu-- yok dayı.. eline sağlık..allah razı olsun.. ben idare binasında olacağım.. görüşürüz..
ir-- hoşçakal dayı.. senden başka kimse kavurma yapamıyor.. baş aşçısın sen..
satılmış-- (gülümsedi) sağolasın yavrum.. işiniz rast gelsin.. senin de ,oğlumun da..

selam verip.. çıktık dışarı..
ir-- ben uyumadan,köşke gideyim..
tu-- biraz daha dayanırsın canım, gölgeye gelsene.. 

brandanın altındayız.. sandalyeye oturup.. sigaraları da yaktık..
tu-- kaç kere soracağım daha,atı kimden aldın.. nereden buldun,söyle bakalım.. hediye ettim ,bende bileyim..

ir-- (anlattım,özetleyerek ) işte böyle.. tamamen tesadüftü..
şimdi sen söyle bakalım,çiçeğe kim akıl verdi de.. pişman.. ve ben  bunu ,burhana anlatmamayı nasıl başaracağım..

tu-- (gülerek) yorum yok,sen kesinlikle karışmıyorsun..
aşıksa,eli mahkum gelecek.. erkek arkadaşı olduğunu duysa da.. aleni karşısına geçip..
niyetini anlatabilmeli..

ir-- anladığım kadarıyla.. ya annesi.. ya saliha hanım yönlendirmiş çiçeği..
akşam onlarda burada olacağı için.. burhan gelse bile.. ne niyetini söyleyebilir.. ne de yanına yaklaşabilir.. kızcağız da,utangaç.. çekingen.. ikisinin de ,bu gece için şansları olduğunu sanmıyorum..
e okul da tatil oluyor.. radyo da.. başka etkenler ve nail var.. pastanede de olmaz.. eee,ne yapacak bu çocuklar..

tu-- (gülümseyerek) onu çocuklar bilecek,biz değil.. bir yolunu bulacaklar.. söz ver,bana.. tek laf etmek yok.. burhan yardımsız anlasın ve anlatsın..

ir-- (içimi çekerek ) çok acımasızsın..  senin dediğin gibi olsun da,umarım haklı çıkarsın..
tu-- ben eminim..göreceksin..

ir-- (kalktım) peki,hoşçakal..
tu-- (o da kalkıp) güle güle.. çok gecikme..

Hiç yorum yok: