Translate

15 Mart 2012 Perşembe

970.bölüm..

abim geldi,biraz sonra.. o da katıldı.. sohbetimize..

er-- ireme,bizim niye geldiğimizi söyledin mi tuna..
tu-- hayır..
ir-- bir nedeni mi, var abi..  ben özlediğinizi düşünmüştüm..
er-- tabi özledik,gelin.. ama bu sıcakta ,çocukla  gelmeyi tercih etmezdik
 doğrusu..

ya-- muazzez hanım biliyor mu..
er-- dün tuğrulla,işleri varmış.. öğrenmiş..
ir-- içimde, benim de öğreneceğime dair bir his var..

gö-- tuğrul ,buraya gelirken hemen nikahlanmayı istiyordu.. ama ufuğun
tepkisi düşündürüyordu onu.. sen ikna etmişsin sanırım,o da sürpriz
nikah hazırlığına başlamış.. bizi arayıp,çağırdı.. yarın çifte nikah var.. irem..

ir-- ( sahte şaşırmam çok başarılıydı ) aaaa,inanmıyorumm.. hiç çaktırmadı..
er-- ben çok sevindim.. iyi olur inşallah..

ir-- inşallah.. nerede ve saat kaçta.. program nasıl..

er-- akşam aileleri gelecekmiş.. hep beraber,kız istemeye gideceğiz..
yarın,belediye de saat beşte kıyılacakmış nikah..
inci otelin de yemek için.. rezarvasyon yaptırmış orhan bey..
tuğrul kayıt dışı,kendi hakkını ödeyecekmiş..

ir--  nerede abim... arayıp,ne gerekiyor diye sorayım.. ufuğu bana bıraksın..
er-- sen işine bak,biz yardım edeceğiz.. ufuğu buraya getirecek..

ya-- evet,senin kadar başarılı olamayız ama gayret edeceğiz üstadım..

ir-- ( gülerek ) estafurullah efendim,ne demek.. evlenenlere yardım,boynumuzun borcu..
öyleyse kolay gelsin size de,bana da.. kahvaltı için sağolun.. ben gideyim..

gö-- afiyet olsun..
tu--  abi,öğlenden sonra gelirim..
er-- tamam,bizim de çarşıda işimiz var.. yasin de, uyusun.. beraber,çıkarız..

kalktık,bizi yolcu ediyorlar..
ir-- yasin,nikahınızı kıyan ..hafız abinin kardeşi hüseyin beyi tanıyor musun..

ya-- zuhallerde karşılaşmıştık.. çok iyi tanımıyorum.. niye sordun..

ir-- dün,baraj için hafriyat ihalesine girmiş.. beni ziyarete geldi de..ama seni hala mobilyacı sanıyor..
bir taleple gelmiş değildi yani.. haberin olsun diye söyleyeyim dedim..

ya-- sağol..
 eğer hüseyin beyin iş kapasitesi uygunsa.. seçilir.. aksi mümkün değil..

tu-- ben ilk kez gördüğüm insanlar hakkında, pek yorum yapmam yasin..
hüseyin bey ,akıllı   dürüst.. işi için de fırsatçı ama torpil yapmanı isteyecek birisi değil..
ir-- hoşçakalınn..

**********
tuna beni büroya bırakıp.. eşyaları eve çıkardı..
üstünü değişip, kot pantolon tişört giymiş.. yarım saat sonra geldi..

bende vahide hanımdan olanı biteni öğrenip.. yüzümü yıkayıp makyajımı
yapmıştım.. burhanla konuştuklarını duyunca,kapıyı ben açtım gülerek..

durgunlar niyeyse..
ir--  ne oldu size..
tu-- burhan,ondan memnun olmadığımı sanmış da..akif beye,niye izin verdiğimi soruyordu..

ir--tuna ,akif beyin ısrarından vazgeçmediğini görünce..
kabul etmeyeceğini bildiğinden... burhana sorun demiş.. ne ben,ne de tuna
seni bırakmak niyetinde değiliz.. biz memnunuz,sen bizden memnun musun..

bu-- evet..
ir-- o zaman sorun yok değil mi..
bu-- evet efendim..
ir-- peki,işimize bakalım öyleyse.. tuna bey,buyrun..

tuna gülerek girdi,ben de kapıyı kapadım..
tu-- merhaba hanımlar..
va--so-- merhaba..

ir-- vahide hanım.. nedim beyin,bıraktığı evrakların fotokopilerini al..
asıllarını bana ver.. birazdan imzalayacağım.. philip için,istediğimi hazırladın mı..
va-- ( gülerek ) evet, hazır herşey..
ir-- tamam..

odama girince,kameranın fişini çekti.. nasılsa yanımdaymış..
tu-- ne istedin..
ir-- mercimekli köfte..

tu-- hah hah hah.. bu sıcakta ,adama dokunmasın bulgur..

ir-- dokunmaz,bir ara mercimekli köfteye bayıldığını söylemişti.. masraftayız ya..
yapayım dedim.. sen şartnameyi incele.. ben malzemeleri karıştırıvereyim..o gelmeden..

tu-- boşver ya.. ne gerek var.. ben yemek yediririm,pintileşme..

ir-- ağamdan bulaşmıştır..hem  sen niye karışıyorsun,benim canım çekmiş olamaz mı..

tu-- ( yanımdan geçerken,mırıldanarak ) iş yerinde canımızın çektiği şeylerden bahsetmiyoruz.. sakıncalı.. damada da yazık..
ir-- hahh hah hah..

tu-- ( koltuğuma oturup.. öpücük attı sessizce.. ,bende aynı şekilde
karşılık verdim ) yapacaksan.. git köfteyi yap.. vazgeçtiysen gel..

ir-- gelemem,bana da yazık..
tuna gülerken.. dışarı çıktım...

Hiç yorum yok: