Translate

21 Mart 2012 Çarşamba

1007.bölüm..

sınav yerini, elimle koymuş gibi buldum.. beş dakika var..
çantamdan.. giriş belgesi ve kimliğimi çıkarıp.. indim arabadan..

binaya girip, koşa koşa çıktım basamakları..
nefes nefese ikinci kattaki görevliye, belgelerimi gösterdim..

--- şu sınıf.. geçin,başlamak üzere..

sınıf kalabalık.. beş gözetmen var..kitapçık dağıtıyorlar..
yutkunarak,kürsüdeki bayana yaklaşırken..
--- yerinize oturun siz.. arkadaşlar kontrol edecekler..
ir-- peki..

19 numaralı sıraya yerleşip.. çantamdan,kalem ve silgimi aldım..
bırakılmış olan kitapçığa..ve cevap anahtarına..
 "allahım bana yardım et,mahçup etme " diyerek
adımı yazıp, kodladım..

kürsüdeki bayan " başlayın arkadaşlar,120 dakikanız var.. ilk ve son 10 dakika çıkamazsınız..
başarılar diliyorum " dediğinde..
bismillah dedim,açtım kitapçığı..

********

dikkatim dağılır diye ,başımı bile kaldırmadan.. bitirdim testi..
çıt çıkmıyor koca sınıfta..

arkama yaslanıp..kontrol de ettim.. kafamı çevirip etrafıma göz atarken..
erkek gözetmenlerden birisi yanıma
gelip belgelerime ve bana baktı..rahatsızlık vermek istememiş demek ki..
 fısıltıyla "çıkabilir miyim" dedim..

başını sallayıp.. kitapçık ve cevap anahtarımı aldı..
inceleyerek kürsüye götürdü..

***

üstümden bir yük kalkmışcasına..aşağıya inerek.. arabaya bindim..
yirmi dakika önce çıkmışım..

hava sıcak hala.. içim de yandı.. hareket ettim,su alabileceğim bir yer
arıyorum.. bir tur attıktan sonra.. öğrencilere sordum..
gülerek , tarif ettiler.. "büfe karşınızda "..

dalgınlığım had safhada olduğu için.. görmemişim..
 teşekkür ettim artık..

buz gibi,iki şişe kola.. ve su  alıp..gölü gören bir yerde durdurdum arabayı..
suyu içerken.. telefon çaldı.. araba tunanın ya.. aldırmadan kana kana bitirdim..
ohhh dünya varmış..

hala ısrarla çalıyor baktım ki..
ahizeyi kulağıma tuttum.. bir elimde de kola şişesi.. boynuma,enseme dokunduruyorum..

tu-- irem..
ir-- efendim..
tu-- oradasın da,niye açmıyorsun..

ir-- araba senin ya,belki başkası arıyordur dedim..
tu-- başkası mı.. bugün yeterince ima duydum..
kapat,aramadım farz et..

ir-- tunaaa,dur..  ne iması.. bu ne alınganlık..
beynim durmuş vaziyette,içim yanmış.. sıcak bir yandan.. tafra yapılacak haldemiyim.. ben..

tu-- ................. sınav nasıldı..
ir-- kolay..

tu-- zor dediler bana..
ir-- diyene zor geldi demek ki..  hem daha yeni bitmiştir.. ne çabuk haber aldın..
tu-- yoksa sen önce mi çıktın..

ir-- evet.. tuna bugün tek sorgulanan sen değildin, hatırlatırım..
sen bunaldıysan.. ben daha fenayım..
sabrımı zorlama..ağzımdan istemeyeceğim laflar çıkmasın..
 kolay yada zor.. son dakikada harika bir ruh haliyle girdiğim..yine de
elimden geleni yaptığım,sıradan bir sınavdı işte..
çok önemliymiş gibi ,hala ne sorup duruyorsun..

tu-- (içini çekerek )nerdesin..
ir-- kampüste.. göle bakarak,su içtim.. kolayla serinlemeye çalışıyorum..
biraz sonra büroya gideceğim..

tu-- gitme, büroda işler yolundaymış.. aradım az önce..
yakınsın,villaya git.. dinlen.. uyu..
bende mayolarımızı getireyim.. ne dersin..

ir-- hımm,tanıdığım tuna..sarı mayoyu  getirir.. bildim mi..
tu-- bildin.. ben de onu düşünüyordum zaten..

ir-- anahtarım yok .. hangi villa bizim..  bilmiyorum ki..
tu-- 10 nolu .villa ,anahtar da paspasın altında..

ir-- çok komiksin.. hem uyumak değil..
 güneşlenmek istiyorum.. mayom yok madem.. çatıya çıkarım,ben de..

tu-- tamamm.. çık..
ir-- nee,çık mı dedin..

telefon kapandı,iyi mi..
tunaya,söylene söylene.. manzaraya,dolaşan öğrencilere bakarak..
sigaramı , kolamı  içtim..
çam ağaçlarının gölgesinde,kokusunu duyarak
yatmayı ne kadar istesem de.. çatı katıyla idare edeceğim artık..

tuna mayosuz çık dedi.. kıyamam ,algılayamadı..
o da benim gibi dalgın ,haksız da değil.. mahvolduk ya,sabahtan bu yana..

dün,önceki gün farklıymış gibi.. offff of.. bıktım ya.. bıktım..
motoru çalıştırıp,hareket ettim..

**********
site  güvenlik görevlisi beni tanımıyor,tabi..
ama kimliğimi gösterince ana kapıyı açtı..
nereden gideceğimi söyledi..

villayı ben seçmişim sanki..
havuz ,yoldan ve diğerlerinden görünmüyor ön tarafa yapılmış..
kocaman çam ağaçlarının arasında..gizlenmiş gibi.. su beni çağırıyor..
 girişe park edip..
arka bahçeyi - ayakkabılarımı çıkararak- dolaştım.. kuş sesleri muhteşem..

ön kısma geldiğimde.. minderli şezlongları görünce.. keyfim yerine geldi..
gölgeye çekip ,  göl manzarasına bakarak.. biraz oturduktan sonra..
çatı geldi aklıma..

çantamı ayakkabılarımı aldım,birkaç basamak çıkınca.. paspası kaldırdım..
aa,sahiden anahtar burada..  alıp,kapıyı açarken..
" hangi sivri zekalı koydu acaba.. " dedim..

neyse içeriye girerek.. kapıyı kapattım..  perdeler kapalı,
karanlık olması normal ama havasız olması gerekirken..
serin ve mis gibi çiçek kokusu alıyorum..

alt katta gezerken..
ışıkları yakıp.. salon,mutfak banyo ve küçük odaya baktım..
cengiz bey,dediği gibi dört dörtlük yapmış.. eşya seçimi de iyi..

ikinci katta üç yatak odası..üç banyo var.. ince detaylar süper..
gerçekten uğraşıldığı belli..

büyük yatak odasında,çantamı bırakıp.. perdeyi aralayınca..
kendimi bir an yalıda hissettim.. göl versiyonu.. diye gülerek..
gömleğimi
pantolonumu çıkardım.. nasılsa her yer kapalı,yanmışım zaten..

banyoda elimi yüzümü yıkayıp.. makyajımı temizledim.. saçlarımı,gevşekçe
topladıktan sonra.. çatı katına çıktım..
hii,bayıldım burada yaşayabilirim.. işte..

 geniş iki oda , minik bir mutfak ve banyo var..
odalar şark stili döşenmiş.... yer ve tavan ahşap..
 minderler,yastıklar.. canlı renkli kilimler..kullanılmış..

perdeyi çekip,sürgülü kapıyı açtım.. bu odanın terasında..
çiçekli minderleri olan, iki şezlong
ve kocaman bir şemsiye var..diğer teras yan tarafta.. görünmüyor pek..
güldüm, tuna bunun için çık diyormuş demek ki..

tabi çıkmadım.. kavrulurum, güneş kremim ve en önemlisi mayom yok..
kapıyı kapatınca,klima çalıştı otel sistemi yapmış adam..
serin serin bir iyi geldi.. yattım mindere ,

yastığı da başımın altına yerleştirdim.. gözümü kapatmamla,
unutmak istediğim sabah ki hengame aklıma geldi..
birden canım öyle çok künefe çekti ki..

kendi kendime.. ,tarif verirken.. çabuk yapılabilecek şeyleri düşüneceğim dedim..
hazır künefe bizim yaptığımız gibi olmadığından.. bekleyeceğim çaresiz..

telefon sesi duyunca..
başımı kaldırdım.. köşedeki sehpanın üstünde..çevirmeli eski model bir telefon var..

ir-- telefonumuzda varmış,arayan da tunadır büyük ihtimalle..

dizlerimin üstünde gidip,açtım..
ir--  kara malikanesi..buyrun..
tu--  ne yapıyorsun..
ir-- yarı çıplak..
çatıdayım ağam..sere serpe güneşleniyorum..

tu-- hıı,öyle mi.. tesadüfe bak ki ,ben de çatıdayım..
 ama seni göremedim niyeyse.. terasa çıkmadığından olabilir mi..

ir-- hadi canım, burada mısın yani..
tu-- evett,korkma diye seslenmedim..

telefonu kapatıp.. diğer odaya geçtim.. aa,tuna mayosuyla oturuyor sahiden de..

ir-- ben baktım buraya.. sen neredeydin ki..
tu-- ( kollarını uzattı,yürüdüm ona doğru.. tam önünde durdum )
terastaydım,çıksan görürdün.. otursana..

ir-- cık,sarı mayom nerede..
tu-- (gülerek)malesef,o yok.. getirdiğim aşağıdaki.. dolapta ..
ir-- iyi,giyineyim de.. yüzelim.. başka türlü rahatlayamayacağım..
tu-- tamam..

Hiç yorum yok: