Translate

10 Şubat 2012 Cuma

90.bölüm..


fısıldaşmaları duyuyorum.. 
 
misafirlere.. bir göz gezdirdim... okulun tüm 
öğretmen kadrosu orada..
 mustafa ve galip beyle,selamlaştık...yeliz , bülent... annemin, babamın tanıdıkları ve akrabaları.. tijen ve deniz bile gelmişler..haber  duyulmuş.. demek ki.. 
 
ve öğrenci olduklarını tahmin ettiğim bir çok genç var.. bizim okuldan değil çoğu,geneli de erkek.. 
... salon tıklım tıklım dolu.. yani... 
 
abileri de, en önde oturuyor... teyzelerim.. amcam halam.dayım, yengem.... herkes orada... böyle bir kalabalık beklemiyordum doğrusu...hülya ve nuri hariç tüm tanıdıklarım 
tanımadıklarım orada.. 
 
şahit kim olacak ,hiç düşünmemiştim... tuna nikah memuruyla konuşurken, aklıma geldi... 
 
tu--- benim şahitim bülent..senin ki kim.. 
 
ir--- yeliz olabilir.. 
 
tu--- tamam... 
 
 
şahitler oturup,nikah  memuru konuşmasını yaptığında..
boğazımın kuruluğuna rağmen.. nasıl evet diye bağırabildim hayret.. 
alkışlar dinince..tunaya sordu... 
 
---- kabul ediyormusunuz... 
 
tuna bana döndü... tüm içtenliğiyle... 
 
tu---- evet, ediyorum... 
 
tekrar alkışlandık... 
 
imza için önüme gelen ,deftere baktım...doğum tarihi.. 5 mart..1952.. .imzamı attım... tuna ve şahitlerimizde atınca... 
 
muhittin bey.. ayağa kalkıp.. mutad konuşmanın ve dileklerin eşliğinde...  evlilik cüzdanını bana verdi...
 
tokalaştık.. gitti.. o..
 
tuna  "hoşgeldin hayatıma..."  diyerek.... duvağımı açtı... alnımdan öptü.. 
alkışlandık uzun uzun.. 
platformdan aşağı indiğimizde... 
yeliz ve bülent tebrik edip.. altın taktılar bize... nöbetlerinin olduğunu söyleyip gittiler... 
zaten dün gece de, gelememişlerdi.. 
 
kenarda tebrikleri kabul ederken... önce,üniversite öğrencisi olduklarını tahmin ettiğim... gençler geldiler... 40,50 kişi kadar varlar...
 ergün abim de, ayaklı  profesyonel fotoğraf makinasıyla karşımıza geçti...  poz verilmeden çekiyor herkesi...  
 
hepsi tunanın elini öpmeye çalışıyor... tuna öptürmüyor... tek tek yanaklarını öptü...gencer de.. aralarında.... 
 benimle de tokalaştılar... en sonda ki, genç.. elinde ki.. altın lirayı.. tunanın cekedine 
"hepimizin adına" diyerek... iğneledi... 
 
 
tuna da zahmet etmişsiniz diyip.. teşekkür etti... öptü onu da.
 
--- hocam.. izin verirseniz.. biz gitmek zorundayız... yolumuz uzun diye ,ilk sırayı biz kaptık ama... affedin artık...
 
tu---(gülerek ) hepiniz sağolun,  otobüsle mi geldiniz... neyle döneceksiniz...
sizin..nereden haberiniz oldu ki.. ..
 
---- trenle geldik.. trenle döneceğiz hocam.. gencerden duyduk... sizin, bizim için yaptıklarınıza karşılık bile olamaz... 
 
tu--- şişş... tek birşey bekliyorum sizden, onu da biliyorsunuz... hadi yolunuz açık olsun... çiftliği arayın gidince ,tamam mı.. 
 
(kenarda bekleyen gençlere döndü... ) 
sağolun arkadaşlar... güle güle... gidin.. 
 hep bir ağızdan.. sağol dediler...ve  çıktılar salondan... 
 
ir--- (tunaya yaklaştım.. ) tuna bu gençleri nereden tanıyorsun.. 
 
tu--- öğrencilerim..onlar..  
 
ir--- iyi de, okuldan değillerdi ki.. 
tu--- (gülümsedi...) hımm, başka yerden.. 
ir--- aaa,sen.. ek gelir için.. başka yerde de mi çalışıyorsun... 
tu--- hahaha.. sen ne alemsin ya.. 
 
annem ve babam yaklaşılar.. yanımıza...
 annem koyu yeşil şık döpiyesini giyinmiş.. mizampli saçları ve hafif makyajıyla..fıstık  gibi valla... hiç hamile de,denemez.. 
 babamda kahverengi, yelekli takımın içinde 
 çok yakışıklı  ama solgun görünüyor.. 
 
ne---(tunanın ve benim boynuma birer.. geniş kurdale koydu.. önce.. elindeki kutuları açarken..  ) tuna ne çok seviliyormuşsun.. hoca olarak..  seni, anlata anlata bitiremediler... ta, osmaniyeden gelmişler... 
 
tu--- karşılıklı.. bende onları severim... 
 
annem tunaya ,altın bir kol saati taktı.. tokalaşırken ".. kızıma iyi bak.. tuna"
tu--- (gülerek.. ) bakarım, sağolun... 
 
bana da.. kalın iki burma bilezik taktı annem... 
 
sarılıp,öpüştük...
 
ne--- sende, tunaya iyi bak... bize dediklerini ,hiç unutma.. 
ir--- (kızardım...)  anneee... 
 
babamla tokalaşırken bile, bizi duyduğuna eminim... 
 
babam .. zincir diye tabir edilen... uzunn..ikiye kıvrılmış  kolyeyi taktı...
 
konuşamadan.. öptü beni.. sıkıca sarıldı... kulağıma ''prensesimmm ,mutlu olman tek dileğim.. yaş günün de kutlu olsun....'' diyip... bıraktı.. 
 
omuzları çökmüştü sanki..yürüyüp dışarı çıkarken....  
dönüp cam kapıdan baktım... dışarıda misafirlerle tokalaşan, annemin yanına gitti...çaktırmasada, ağladığına eminim...
 
tu---- iremm.. 
 
döndüm..,mustafa bey bana bakıyor... 
 
---- hayırlı uğurlu olsun...
 dedi, bir bilezik taktı... 
 
ir--- teşekkür ederim.. efendim.. epeydir görüşemedik..
 
---- evet de, acele etme.. bir hafta ,izinlisiniz... tuna en doğrusunu yaptın.. allah mesut etsin... 
 
tu---- sağolun mustafa bey.. 
 
öğretmenlerle de tokalaştık.. benim kurdalede yer kalmadı,büstiyerin göğüs kısmı da..   altınla doldu... 
 
teyzemler de .. bilezik taktılar bana.. tunaya da liralardan.. takıldı hep... 
 
abileri... bana kolye.. tunaya  altın taktı.. 
dayım, yengem... akrabalar, arkadaşlar.. komşular derken... 
 
tijen,deniz zuhal.. ali ve ergünle de tokalaştığımızda..
 
 ben artık ayakta duramıyordum.. ikimiz de ,ayaklı kuyumcu dükkanı gibi olmuştuk... 
 
ir--- hadi gidelim .. kimse kalmadı herhalde... 
 
tu--- ben varım.. 
 
ir--- ......... ne.. 
 
tu---(gülerek )  ben takmadım.. karıcığım.. duvağı açarken takacaktım güya, heyecandan unuttum..
 
ir--- (güldüm.. ) ...açtın artık, evimizde takarsın...tuna..  
 
tu---- (gülerek elimi tuttu... ) peki, evimizde takarım.. daa.. çok karışmış evimiz... bu gece 
orada kalabilirmiyiz bilmiyorum.. 
 
ir--- e çiftlikte kalırız...abinler ne zaman gidiyor... 
 
tu--- yarın akşama.. 
 
ir--- tamam... hepimize yer var orada... acıktım tunaa...bayılacağım şimdi... 
 
tu---- derhal .. gidiyoruz öyleyse... 

Hiç yorum yok: