Translate

23 Şubat 2012 Perşembe

501.bölüm..


masayı hazırladım... tuğrul abim, yine girmiş mutfağa...  meze olabilecek ,ne var diye bakıyordu.. 
gönül çorbayı karıştırırken... 
g--- irem aç buzdolabını.. patlıcan ,biber ve kabağı al.. yada sen karıştır.. ben yapayım..
ir--- alırım gönül.. 
g--- o zaman..üstte ki... kalamar ve patatesleri de çıkar kızartalım.. 
tepsiyi tutuyor , abim de.. 
dediklerini aldım.. mayonez ve süzme yoğurdu da çıkardım.. dere otunu görünce, abime baktım..
gülerek.. 
tuğ--- seni mezeci ilan ediyorum.. 
biz ikimiz... iki yandan çalışarak... mezeleri hazırladık.. kızartmaları da,yaptık..
gönül,çorbayı pişirince.. 
bana işaret ederek.. mügeyi doyuracağını anlatınca.. 
 gönülün de ,muzur olduğunu anladım..
tuna da patlıcan, biber ve kuru soğanları.. közde pişirdi..tabaklara aldım...
tuğrul abim soğan salatası , yaptı..... marul salatasının yanına ,koydu bile... 
eren abim  de.. kebapları yapıyor. 
onun eli de ,yatkınmış... 
ir--- abii, istersen ben de yapabilirim..
tuğ--- yapamasan şaşardım zaten.. elini kirletme sen.. eren yapsın, patlıcanın kabuklarını soy gelinn.. 
ir--- hah hah hah.. 
er--- tuh ya.. şalgamımız yok.. 
tuğ--- varr... dı.. irem şalgam arabada değil mi.. 
ir--- (güldüm ) evet evet... unutmuştuk bak... 
ama lütfen arabanın anahtarını.. tunadan sen all, bana ver.. ben getireceğim ,tamam mı abi.. 
tuğ--- niyee, ne peşindesin sen... 
ir---- canım.. peşinde olduğum ,birşey yok... 
tuğ--- aa,gözüme baka baka yalan söylüyor...
bu kadar bariz ,söylediğine göre
hiç bilmiyorsun bu işi... 
ir--- (gülerek.. ) bilmem,söyleyemediğim de doğru...  bir şeye bakmam gerekiyor, tamam mı.. 
er--- hıı, anladıımm.. bahçeye ondan ,indiniz siiz.. 
tuna birşey saklıyor, sende bulmadan rahat etmeyeceksin... 
ir--- sen de.. hemen anlıyorsun ya ,abi..
tu--- amaaa.. bulamayacak... 
ir--- hiiiii.. yakalandım.. 
kahkahalarla güldüler... 
tuna kendisi getirdi tabi.. şalgamı.. salçayı ve portakalları... 
tu--- iyi ki hatırlattın.. abi.. unutmuştum ben... 
er---tuna aşkolsun sana..ta Adanadan getiriyorsun da.. unutulur mu hiç..  gönüll ..gönülll... 
ir--- mügeyle ilgileniyor.. ne istiyorsan ,bana söyle abi.. 
er---- çiğ köftelik bulgur var mı ,onu soracaktım... 
tuğ---  canım istiyordu, benimde... kim yoğuracak..
tu--- iyi, ben yoğururum.. kebabı pişirmek size kaldı, öyleyse... 
ben erzak dolabından ,buldum bulguru... 
tunam da,baharatları koydu.. çiğden, buzla yoğurmaya başladı... tezgahın üstünde... 
eren abi,kebabı pişirmek için balkona çıkarken... . ufuğu da, çağırdı.. yanına...
tuğrul abim, köftenin yeşilliğini hazırlayıp. kıymasını ayarladı.. 
bende mutfak kapısını kapattıktan sonra pencereyi açtım... yaktım bir sigara... 
abimle,tunayı seyrederken içimden geldi.. 
ir---
tuğ--- helal olsun gelin.. nurol.. 
tu--- sağol hayatımm.. abii.. şarkıcı yapacağım,iremi.. 
tuğ--- hah hah hah.. 
ir--

tuna yoğururken.. dönüp dönüp bakıyordu.. bana..
abim yine, öpücük atarken gördü..sanırım.. 
ben şarkımı bitirince..alkışladı ..gözleri dolu dolu... 
"allah sizi ayırmasın.. " diyerek çıktı mutfaktan.. 
ir---- tuna.. seni ,gördü herhalde.. ayıp oldu.. 
tu--- sanmam ... şarkının sözlerine, takılmıştır.. 
ir--- tuh ya..  düşünemedim ben... oldu mu ,köfte.. sıkmana ,yardım edeyim mi.. 
tu--- oldu sayılır... gel de .. ye bakalım.. 
of of.. müthiş olmuş.. verdiği köfteyi yerken... terini sildim..
ir--- tunam.. sen köfteci olsana.. niye bana yapmadın,daha önce.. harika olmuş.. 
tu--- afiyet olsun ..hiç yapmadım mı..sahiden.. 
ir---- yapmadın ya... 
servis tabağına ,ikimizde sıkıp koyuyoruz köfteleri.. 
tu---- e suçlusu sensin.. istememişsindir,
bende .. başbaşayken.. dur sana çiğ köfte yapayım.. dememişimdir.. 
yapacak ,daha güzel şeyler
varken dimi..
evet diyerek,gülümsedim... 
kayık tabakları  ,tepeleme doldurduk... 
ikimiz de.. ellerimizi yıkıyoruz.... 
ir---- abim,çok duygusal .. çok sevinçli.. çok ,çok çok... her duyguyu uçta yaşıyor.. 
bize geldiklerindeki gibi olmasın.. bu gece de... hüzünlenmeyelim.. istiyorum..
eğlenelim.. gülelim.. ki.. unutmasına yardımımız olsun..
tu--- iyi diyorsun da.. daha, o kadar taze ki.. onun yarası.. her yerden çağrışım yapacaktır.. bizi hatırlasana,nasıldık.. 
konuşmadan, birbirimize baksak bile.. anlam çıkarıp.. kendi mutsuzluğunu hatırlayacak..
ateşi kor halinde.. köz olana kadar.. biraz zaman geçmesi lazım.. 
aldatılmak koyuyor ama.. nasıl sevdiyse artık.. unutmak istediğine de, emin değilim.. 
bize ne kadar mantıklı konuşuyordu, değil mi..
bana dediklerini,kulağıyla 
duyduğu halde .. hala inanamıyormuş.. ufuğu kaçırmamış olsa.. vazgeçmezdi..
benden dayının numarasını istedi,soracakmış nerede diye.. vermedim.. 
eren abi.. kapıyı tıklatıp... "tunaa "dedi..ben de, leğeni yıkıyordum... 
tu--- gel abi.. 
açtı kapıyı...
tu--- irem sigara içti diye ,kapadık.. ne bakıyorsun öyle... 
er--- tuğrula ne oldu.. diyecektim.. 
tu--- ne olmuş ki.. irem şarkı söyledi diye ,hüzünlendi biraz.. nerede o..
er--- gitti.. tutamadım.. 

Hiç yorum yok: