Translate

22 Şubat 2012 Çarşamba

458.bölüm..


eve gelince ,kuzinede çayımızı  demledik.. 
 iki ampul ..yanıyor ama kuzinenin kapağından görülen ateş bile onlardan kuvvetli.. 
düşünün artık.. 
içindeki karanlık ,çok daha fazla olduğundan...burada kaldığında,zavallıma o bile yetmiş... 
 
 çaylarımızı içerken.. 
tuna transistörlü radyoyu açtı.. devasa birşey ama sesi çok güzel.. 
eski,yeni konuştuk epeyce.. ortamın sıcaklığını ,aldığım keyfi de hiç unutamadım..
 
saat yedi olduğunda.. 
 
ir---- tunaa.. ne yiyeceğiz.. ve nerede yapacağız... 
tu---- ne istersen,yiyebilirsin aslında... sen kalmak istiyormusun, gidelim mi ona karar ver... 
 
ir---- yok, gece gece gitmeyelim canım... 
tu---- (gülerek... )peki öyleyse... 
adadaki her yer, bu kadar mazide kalmış .. teknoloji özürlü değil... restoran .. 
meyhane ...  balıkçı,köfteci  var... seç birisini.. .. 
 
ir---- en çabuk nerede doyarız,sen onu söyle... birde nasıl gideceğiz... yağmur yağıyor,üşürüz.. şemsiye var mı.. 
 
hızla, merdivenleri çıktı... 
elinde montlarla ,geri geldi... bir tanesini giymem için tutuyor.. 
 
tu---- fayton bekliyor ,az ileride.
ir--- bunlar kimin.. 
tu--- benimm.. 
 
 montları giydik.. benim ki, büyük geldi tabi.. 
ama sorun değil.. 
 kuzineyi, uyutup.. 
uyduruk kilidi bile, kilitlemeden.. evden çıktık... 
 
******
 
faytonla ada turu yaparken... adanın bu yanına gelmemişiz... yağmura rağmen..burası kalabalık ,
biraz daha ışıklı... dükkanlar ve ses var en azından... 
 
salaş, kulübe gibi.. bir yerde.. faytondan indik... geç saatte gelip, bizi alacak...
 
 
tu----  diyebilirim ki...istanbulda..  en taze ve lezzetli  balığı..burada yersin..
mezeleri de çok güzeldi.. dış görünüşüne bakma.. yani... 
 
ahşap kapıyı açtı...  girdik içeri...
... garson , işleten falan aradı gözlerim.. şişman bir kadın hariç.. 
kimse,kafasını çevirip.. bakmadı bile... 
 
iyi giyimli.. kadın ve erkekler, ud eşliğinde .. şarkı söyleyip.. meşk ediyorlar... bir masa boş sadece... 
o tarafa doğru yürüdük.. montları çıkarıp,karşılıklı oturduk... 
 
tu--- ne içersin.. hangi balığı yersin...
ir---- (gülümsedim... ) tüm balıkları , yerim bilirsin... sana bıraktım..
tu--- yapma irem,yapma.. ikinci falso, bir güne fazla gelir... 
 
ir---- (imalı imalı ,baktım... ) emin misin... 
tu----(gülerek ).  gel, beraber bakalım... mezeleride alırız,hem.. 
ir---- pekiii... 
 
sahil kasabalarında ki.. görüntü burada da var...içerisi küçük, beş masalık bir yer... 
mezelerin olduğu dolabın..
üstünde..  içkiler ve bardaklar  dolu... 
balıkçı ağları ,deniz kabukları, süngerler... deniz yıldızları var, her yerde... 
süs için konmamış, o başka... gelişi güzel ,alakasız yerlerde....  
 
koca ağ ortada.. süngerlerin olduğu sepet sallanıyor.. 
deniz yıldızları yere düşmüş gibi.. duruyor... 
 
self servismiş meğerse.. diğer oturanlarda arada bir kalkıp.. gerekenleri alıyorlar.....
elime iki tabak verip.... dolabın üstünden,şişeyi ..suyu ve bardakları aldı tuna....
 tepsiye ekmek,çatal... tuz vs.. 
koyarken...
 
bende camlı dolaptan mezeleri .. salataları aldım ,kaşık kaşık... 
balıkların olduğu tarafsa tam bir cennet ,ne ararsan var... balığı, kürdanla işaretledi tuna... 
sonra gidip yerimize oturduk... 
 
balıklar pişinceye kadar,ben salata ve mezelerle doymuştum ... 
bizde çalan şarkılara ,eşlik ederken... 
o şişman kadın yaptı, balık servisini.. 
 
bana başıyla selam verdi,sonra tunaya bakıp
 
---- hoşgeldiniz.. epeycedir ,seni burada göremiyorduk.. evlenmişsin..tebrik ederim..
tu-----( gülümseyerek...) sağolun.. hoşbulduk... zaman olmamıştı.. 
 
---- iyi  eğlenceler dilerim.. eskisi gibi,ne isterseniz alabilirsiniz.. 
burası sizin yeriniz.. afiyet olsun..
 
kadın gidip,diğer masadaki eğlenceye katıldı... 
 
bizde balıklarımızı ayıklarken ,konuştuk epeyce... 
ben hastanedeyken,neler olmuş meğerse.. 
anlatmayacaktı da.. ısrar edince..irem,keyfimizi kaçırmasana dedi.. 
bende, kaçırmayacağıma söz verdim.. 
 
konu şeyden açıldı...
 
tu---- şimdi biz,yeni aldığın eve taşınacak mıyız... 
 
ir---- sokakta kalmadık ya..tuna.. 
taşınırız yada taşınmayız.. bilmiyorum..henüz.. 
nasılsa artık okul da yok... bir uğraşı bulmalıyım..diyordum..  evle uğraşabilirim... 
sen,hemen taşınmak mı istiyorsun yoksa... 
 
tu---- yok da... benim okulum başlayacak.. senin nerede olacağını.. 
olmak istediğini,bilmek istedim.. 
karım,hangi evde diye aramayım dimi.. 
 
ir---- hııı, aratırmıyım canım... çiftlikte kalırız bir süre... gidip gelmen, kolay olur...
sonra yavaş yavaş... yerleşiriz...amaa ilk önce perde alacaktım dimi.. 
 
gülerek ,başını salladı... 
tu---- o şart,zaten.. philiple iş yapıyoruz ya.. ev tekstilinizi benden alacaksınız ,diyip duruyor..
halit abide de,alacağım var... ikisini de kırmadan,hallet ...alacaklarını paylaştır..
 
ir---- tamam.. ama hesabıma uyanı seçerim..tunaa,kalorifer tesisatı varmıydı... yeni evde.. unuttum da..
 
tu--- var ..tabi..  ev boş ama aidat ödemeye başlamışız bile...
yazın apartmana kömür alınacakmış.. bizim de,nerede olduğumuz malum.. tabi.. 
payımıza düşen parayı,maruf vermiş..
philip diyormuş ki.. ben veririm.. sen karışma..
 o diyormuş ki.. ben veririm... tunayla çok eski arkadaşız biz... sen kimsin falan... birbirlerine 
laf söylemişler yani..
 
ir---- bak seen.. ee.. bunu ,sana anlatan kim.. 
 
içini çekerek... 
tu--- fevzi bey ,hastaneye gelmişti de... . o söyledi.. 
ir---- (gözlerimi kısarak... )niye içini çektin..başka,ne olmuş ki.. 
 

Hiç yorum yok: