Translate

21 Şubat 2012 Salı

438.bölüm..


mutfak masasının etrafına oturmuşlar..
.ellerinde sigaralar... çay içiyorlar..
başlar ,bana çevirildi hemen... 
 
ir---- rahatsız olmayın lütfen... 
er---- buyur bacım gel..mekanımıza.. 
 
ir---- sağol abim...  
al---- yanıma otur irem.. 
ir--- sonra.. abi.. zuhalle beraber otururuz.. 
 
 zuhal de.. tam karşılarında... çay dolduruyor..
ocakta üç demlik çaydanlık kaynıyor, aspiratör de çalışıyor ama.. içerisi buhar olmuş.. 
sigara dumanı gitsin diye... pencereler açılmış..
 
ir---- zuhall.. hoşgeldin dedin.. kayboldun... 
zu--- malesef öyle oldu.. irem... kahve mi,çay mı içersiniz.. 
 
 elimi beline koyup... kulağına da,eğildim.. .
 
ir---- çay olsun.. arkan da güzel ama arada bir, dön gülüm... 
 
kısık sesle... 
zu--- sen öyle mi yapmıştın.. ablacığım.. bekarım anlamıyorum ya.. 
 
ir---- hah hah hah... 
 
çay tepsisini elime tutuşturup... 
zu--- verebilirsin, değil mi.. ben de pasta getireyim size..
 
ir---- aa, deli .. tabi veririm.. 
zu--- (gülümsedi... üstümdekileri işaret edip... ) hayırlı olsun.. siyahlar.. 
 
ben gözlerimi kısıp... zuhale bakarken...
 
ergün abi bize dönüp... 
er--- ne kaynatıyorsunuz...bize de anlatın.. beraber gülelim... 
 
ir---- pardon.. abi.. çayları , vereyim de anlatırım...  ziya bey,ben gelinceye kadar.. güldürme
işini üstlenir ,sanırım... başından geçen telefon maceralarını anlatsa... yeter zaten... 
 
ziyanın gözlerinin ta içine bakarak.. meydan okudum... gülümsüyor pisss...anlatabiliyor sa anlatsın hadi.. 
çıktım mutfaktan.... 
 
****
 
çay faslı bitene kadar.. bende bittim...ya zuhal ne yapsın...  
hiç oturmadan,50 kere gidip geldik ya..
 
son tabağı da .. mutfağa getirince... 
zuhalin bulaşıkları yıkayıp.. tezgahın üstüne ,
meyve tabaklarını hazırladığını  gördüm... bıçakları siliyor.. parlayacaklar ya..
delii..
 
mutfakta da,sadece ikimiz varız... tuttum kolundan... 
 
ir---- gel kız.. otur şuraya... bir nefes al... mutfakta yaşıyorsun, sen ha.. 
bu ne be...
ard arda yemesinler.. mide fesadı geçirecekler valla.. 
 
zu---- hah hah hah... 
 
ikimizin sigarasını da yaktım... 
ir---- ee anlat bakalım.. öpücük sonrası,güller gelmiş hıı.. 
 
zu--- bacaklarım ağrıyor irem.. anlatacak ne var ki.. öpücüğe inanman bile saçma.. bence..
benim için geliyorlar ama haber vermiyorlar..... 
gül getiriyorlar ama karşılayamadığım için ben alamıyorum.. bulaşıkları yıkıyordum..
acemi acemi,işler... yangından mal kaçırıyorlar sanki..    
uymadı dimi... 
 
ir---- cık, uymadı...ama acemi oldukları doğru.. başka çocukları yok... 
ailesi, bu öğlen gelmiş daha.. haber verememişlerdir.. acelelerinde birazda benim payım var..
zuhal her an evet diyebilir dedim ,ziyaya... gülleri, başka zaman da alabilirsin..
sen şeyi söyle..
kimden almak istiyorsun..önemli olan o..
 
zu---- .................. ziya bey... gülü veremedi ama... kartını ,telefon numarasını verdi.. etkili olduğun kesin.. 
 
ir---- aaa, nasıl verebildi.. bu kalabalıkta..
 
zu---- detaya girme, zaman yok.. annem şimdi gelir.. nerede kaldın diye... 
nasılı boşver.. verdi işte,becerikli...
derdini de özetleyiverdi..  
 yarın akşam, için.. yemeğe davet etti.. ikimiz gidecekmişiz..
abimlerin haberi varmış.. . gelir misin, dedi... bende olur dedim... 
 
 
ir---- eee....  niyetini söyledi mi.. 
 
zu---- evet.. "yalnız olmalıyız.. diyeceklerim, ikimizi ilgilendirecek şeyler çünkü.. 
konuşmak isteme sebebim ise.. eşi olmak istediğim ,kadını tanımak.. 
hemde,izin verdiği ..verebildiği ölçüde yakından.."dedi...
 
ir---- vay (............) vaayy... 
zu---- hişş.. ne ayıp... duyacaklar...
 
ergün abim,tunayı da alıp gelmiş bu sefer... kapı açılıverdi... 
 
er---- hanımlar, gelebilir miyiz... 
ir--- tabi kiiiii... 
 
tuna ve ziya bana bakıyorlar gibi geldi ama aldırmadım.... 
 
zuhal kalktı... meyve tabaklarını götürüyor... 
er----geç tuna... ziya sen de ,böyle otur... 
 
bende.. tunaya ,ziyaya.. abimlere meyve tabaklarını getirdim.. peçeteliği koydum masaya... 
onlar  konuşarak, meyve yerken... 
 
çaydanlıkları yıkadım ,kuruladım.. .. zuhal de geldi... o sırada..
 
kısık sesle..konuşuyoruz.. 
 
zu---- irem, bırak... sen..tunanın yanına otur ,hadi.. 
ir----- sende otur.. kahve yapayım mı sana... yorgunluğunu alır.. 
 
zu---- (gülümseyerek...) seen...bana kahve mi yapacaksın... 
ah canımm... çok makbule geçer valla...
 
ir---- (kaşımla masayı işaret ettim... ) otur da.. yarına kadar..biraz daha tanısın seni ... 
zu---- hıh, ne kadarına izin vereyim..
 
ir---- (güldüm) sana bağlı...ne kadar verebilirsin..
zu---- ..............vermem...


Hiç yorum yok: