Translate

21 Şubat 2012 Salı

433.bölüm..


tu---- inme irem.. lütfü beyin arabası gelmiş işte.. adam evde.. 
ir---- ya kapıdan göreyim.. daha erken.. rahatsız etmeyiz ki.. 
 
tu---- adam yoldan gelmiş.. saatin ne önemi var.. söyletme beni.. şimdi.. 
yarın gel,ara ne bileyim  işte.. gör neşe ablanı..
 
ir---- tunamm.. valla içime sinmez.. uyuyamam... bekle beni.. 
 
kapıyı açıp, koştum... apartmana doğru... 
tuna selektör yapıyor ama durur muyum.. 
 
zile bastım bile... eğer açmazlarsa.. geri gideceğim..
 
pat diye açıldı kapı... lütfü abi.. takım elbiseli henüz gelmiş.. demek ki..
şaşırdı adam.... 
lü---- iremm, gelsene... tuna yok mu.. 
 
ir---- yok,neşe ablanın yalnız olduğunu sanmıştım da... 
bir göreyim demiştim.. tuna arabada... bekliyor..
 
lü---- e gelsenize.. 
 
neşe abla geldi kapıya... 
ne--- irem hoşgeldin... tam çay zamanı.. gel lütfen... 
 
ir----neşe abla... hoşbulduk da...
lü---- geç bakayım sen... 
 
koşarak ,tunanın yanına gitti.. 
beraberce geldiler.. ben hala kapıda duruyorum ama.. neşe abla
içeri girdiremedi beni.. 
 
lü---- kocanı da getirdim.. daha ne bekliyorsun irem... 
 
neş---- tuna buyrun.. irem,ne inatmış.. böyle... 
tu---- yaa.. bilmezmiyim... 
 
gülerek girdik, içeriye... 
 
gayet hoş yerleştirmişler eşyaları...
neşe ablanın ,el maharetleri duvarları süslüyor...tablolar, makrome işler...
 
çay içiyorlarmış sahiden de... pastalar da yapmış.. cıva gibi.. pıtır pıtır koşturuyor... 
 
tunanın yanından kalktım... mutfak da çok şirin...
çay bardaklarını.. tepsiye koyuyor... 
 
neş--- irem.. çay hazır diye.. acele ettim..önce kahve yapayım isterseniz.. 
 
ir---- kahve içtik ,neşe abla.. ben sahiden seni görmek istemiştim..çaya bile gerek yok.. inan ki..
 
neş---- aa olur mu..nasılsın hayatım.. yüzün gülüyor çok şükür.. 
 
ir---- evet..iyiyim.. sen nasılsın... annem söyledi.. bebek bekliyor muşsun.. gözünüz aydın.. 
 
neş---- sağol canım... biraz plansız oldu ama... 
ir---- lütfen öyle deme... allah tamamına erdirsin inşallah... 
 
neş--- amin... 
ir---- lütfü abi,yeni gelmiş daha.. tuna istemedi ama ben görmek için,ısrar ettim... bir çay içip ,kalkalım biz..
pasta falan istemiyoruz... 
 
pasta dilimlerini ,tabağa yerleştirirken... 
neş---- konuşma bakayım.. biz alışığız, lütfünün gidip gelmelerine... 
tabakları götür sen.. bende çayları getireyim.. 
 
****
 
bilmem kaçıncı çaydan sonra... boş pasta tabaklarını ,bardakları kaldırdık.. 
 
saat 11 olmuş hiç fark etmemişiz.. sohbet güzel tabi... 
meyve hazırlayacaktı ki.. elini tuttum.. 
 
ir--- neşe abla.. lütfen bırak.. başka zaman yeriz.. siz çalışıyorsunuz.. gideriz birazdan... 
 
neş--- ev sahibinin işine,karışılmazz... belki biz yiyeceğiz... dimi.. 
sende bunları  kaselere..,tabaklara koyarmısın..  
( kocaman çerez kavanozunu çıkardı.. 
bir başka kutuda da.. pestil, incir.. erik.. üzüm..dut kuruları var... )
 kurutulmuş meyveleri..  lütfüm, annemden getirdi.. 
seversen sana da vereyim.. 
 
ir---- severim de.. öyle özel bir düşkünlüğüm yok... anneannem de yapardı bunlardan.. 
 
neş--- aynı toprağın insanıyız.. tabi yapar... anneannen yoktu bugün.. göremedim.. saadet ablaya
gitmiş.. 
ir---- teyzeme çıkamadım ki.. babam gelmişti.. hemen döndük.. haberim yok yani.. 
 
neş---- zuhalle çıkmışsın,onu da göremedim.. ama iyi olmuş... zuhalin ihtiyacı vardı.. 
 
ir---- bence de..iyi oldu ama.. akşam misafirleri varmış.. yordum kızı... 
karar vermek de ,
hiç kolay değil.. 
 
neş--- hıı, öyleymiş.. 
 
neşe abla meyvelerle, ben çerez ve kurutulmuşlarla  geldim salona... sehpaya koyduk... 
tabakları da yerleştirip.. oturdum.. 
 
lütfü abi, tunayla kendisine viski koyuyordu... 
lü---- neşe.. 
neş---- tamam..lütfüm.. getiriyorum... 
neşe abla, buz ve çikolataları da getirdi.. 
 
lü---- şerefinize..
 
ir---- lütfü abi.. ben, yarın iş günü.. yorgunsunuz diye kalkalım diyorum... 
neşe ablayla, sen.. oturmaya zemin hazırlıyorsunuz... 
 
lü---- beraber olmayı özlemişiz, irem.... kaç kere görüşebildik ki..
bir yemeğe bile ,çıkamadık daha... bahis de kaybedip.. kaçmak yok öyle... 
 
güldük.. 
tu--- iki gün daha buradayız.. ne zaman müsaitseniz.. gidelim.. yada.. İstanbuldan dönünce gideriz... 
 
neş--- çok kalır mısınız,İstanbulda... 
tu---- belli olmaz.. okullar açılıncaya kadar, kalabiliriz de... dönebiliriz de... 
 
 
neş---- ne dersin,lütfüm.. uzatmayalım istersen... cumaya olsun mu..
 
lü---- ziyaya söylerim.. gitmez.. peki,olsun.. 
neş---- iremciğim, bugün izin aldım sevim abladan... zuhal için..
 
ir--- hımm, duydum ama.. eniştem ne der bilmiyorum.. 
lü---- osman abiden ben izin alırım...
 
tu---- ziyanın da olacağını söyleyeceksin, değil mi.... 
lü---- tunaa.. sen olsan izin verir misin.. 
 
tu---- vermem.. kızım istiyorum derse.. o başka tabi.. 
 
lü---- bende vermem... ama bu çocukların birbirlerini istiyorum demek gibi bir şansları yok..
zuhal,babasına... babacığım.. ben ziyayla yemeğe çıkıyorum.. hoşçakal.. 
diyemeyeceğine göre.. yardımımıza ihtiyaçları var... izni beni tanıdığı için, verecek yani..
zuhalin,ziyayı benimsemesi çok çok,önemli benim için.. çünkü bizim oğlan, mecnun olmaya aday.. 
biliyor musunuz ,bilmiyorum da... geçen gece ziyayla, zuhal karşılaşmışlar... 
 
boş bulunup.. niye atladıysam... 
"hiii...nerdee.. "
diyiverdim... 
 
lü---- senin haberin var, dimi.. 
ir---- yooo... 
 
lü---- hadi hadi... ziya da ,ağzından kaçırdı zaten.. canı sıkılmış, dertleşirken boş bulundu... 
neş--- e karşılaşabilirler, ne var ki bunda.. 
lü---- evet de.. önemli detay..alinin ve ergünün haberinin olması ve onaylamaları...
 
tu----bak seen.. ergün,iremlerin evinin önünde beni beklerken görünce, yakama yapışmıştı... 
 
lü---- hah hah hah... 
neş--- demek ki, ziyanın kardeşleri için uygun olduğunu düşünüyorlar... 
 
lü---- herhalde yani.. boşuna mı..ziyayı, önce abileriyle tanıştırdım..
üçü belediyenin önünde gece.. karşılaşmışlar.. ergün çalışıyormuş daha.. arabasının da, lastiği patlamış.. zuhal pastanedeymiş sanırım.. 
ali ,ergüne .. bekliyor,merak edecek şimdi..  lastiği değiştirip ,onu alacağım daha diyince.. 
 ziya daa.. yolumun üstünde,zaten.. isterseniz.. ben ..söylerim durumu,merak etmez demiş.. 
 
ir---- vay fırsatçı vaayyy... 
 
lü---- ee ,olacak o kadar..ziyaya güvenip... peki demişler.. ziya gitmiş.. 
zuhal buna ters davranmış da.. 
kaçırdı ağzından... 
ve benim de içime kurt düşürdü.. acaba boşuna mı çabalıyoruz diye... 
o yüzden.. zuhalin tavrını bilmeliyim.. belki,içim istemiyor diyecek..net olmalı..karar verirken..
... ve açıkça söylüyorum kii, 
eğer..zuhal kabul ederse.. onların bizden ayrı bir yerde ,yemek yemelerini istiyorum.. bizden bağımsız, konuşsunlar..
 
ir---- yapma lütfü abi.. zuhal asla kabul etmez... 
lü---- bahse var mısın... 
 
tu---- hayır dee...  
kahkahalarla güldük... 
 

Hiç yorum yok: