Translate

9 Şubat 2012 Perşembe

42. bölüm..


içeri girdik.. tuna ve bülent oturuyorlar, yedi kişilik masada.. birbirimizi gördük.. ayağa kalktılar ,biz yaklaşırken..
tunanın bakışlarını tarif edecek ,kelime bulamıyorum .. müthiş bir beğeniyle..sevgiyle  bakıyor ..içine düşecekmiş gibi derler ya.. aynen öyle.. 
tokalaşırken.. baştan ayağa ürperdim.. gayet iyi görünüyor.. çok da şık.. kendine gelmiş.. evde olanları hatırlamak.. dengemi bozdu.. yine.. çaktırmadan sandalyeye yaslandım.. 
tu--- hoşgeldiniz 
er--- hoşbulduk tuna.. 
bülent--- ergün,nerede kaldınız ya.. kadro niye eksik.. 
tu--- bülent,dur bir otursunlar.. acele etme.. anlatırlar nasılsa.. 
abimle yanyana oturduk.. onlarda karşımızdalar.. 
ir--- bazı nedenlerden dolayı.. onlar sonra gelecekler.. vazgeçiyorduk da.. sizi bekletmemek adına,geldik bizde.. 
bülent--- kötü birşey yoktur ,umarım.. 
er--- yok, bülent .. amaç iyi ama sonu nasıl olacak bilmiyoruz.. 
tu--- nuri mi? 
ir--- ( başımı salladım ) evet..
bülent---  benim, bir saat sonra gitmem gerekiyor.. balıkları ,söyleyelim mi.. 
er--- ( gülümseyerek ) olur.. da,sen nereye gidiyorsun.. 
garson menüleri getirdi.. 
bakıyoruz.. 
bülent---  çok riskli ,bir ameliyattan çıktım ergün.. 
komplikasyon olabilir.. hastaneye gideceğim.. 
er--- şifa bulur ,inşaallah.. bari,çorbada tuzumuz bulunsun.. burası çok uzak.. ben götürürüm seni.. 
bülent--- sen ,ciddi misin.. sevinirim de, gerek yok ergün.. 
ona bakmamama rağmen ,gülümsediğini 
hissediyorum.. diğerleri olmasada olur dileği gerçekleşiyor ,tabi sevinir..  
garson gelince.. 
tu--- seçtiniz mi..  yayın balığını ,tavsiye ederim.. 
bülent ve ergün abi.. tamam dediler.. 
gitme, meselesini konuşuyorlar aralarında.. 
tu--- ( kısık sesle ) iyi misin.. duydular mı.. 
başımı salladım.. 
tu--- irem.. sen ne istiyorsun.. 
ir--- ( içimden "seni" dedim.. ama.. gayet masumca bakıyorum.. ) ya kararsız kaldım.. sen tavsiye ettin ,madem.. dediğin olsun.. 
tu--- ( gülümsedi ) her konuda tavsiyeme ve seçimime güven.. pişman olmazsın.. 
aslında.. bütün dediklerimi kabul etsen ,ne kadar iyi olur..  
ir---( tek kaşımı kaldırıp)  diyosunn..  
tu--- ( garsona siparişi verdi ,içki içilmiyor.... bülentle ergünün konuşmalarına bakıp ,kısık sesle ) 
kıyamam .. sana,birşey dediler mi.. niye beni çağırmadın..  
ir--- (güldüm ) boşver,hak ettiğimden azını duydum... ve ezdirmedim kendimi.. zeytinyağı misali.. 
tu--- ( gülümseyerek ) iyiii.. bir daha laf edemeyecekler sana.. izin vermeyeceğim.. 
( kaşıyla işaret etti ,ergün abimi )  yalnız kalmak .. hoşuna gitti de.. sen mi, ayarladın.. 
ir--- ( kaşlarımı çatıp ) o senin uzmanlık alanın..  gitme yada beni de götür ,demem yeter.. havanı alırsın sende.. 
tu---  hava serin..deme canım.. ıslandım zaten.. bir de,üşütürsem..yine üzülürsün sonra.. 
 yazık dimi.. 
ir--- ( mırıldandım, abimin duymamasına dikkat ederek ) huylandırma, gidelim derse...yok diyemem.. 
tu--- sustumm.. 
garson balıklarımızı getirinceye kadar.. konuştuk havadan sudan.. 
balık olunca.. garson, "içki siparişiniz getirilmedi mi.. afedersiniz "diye telaşlandı.. 
bülent--- hayır hayır.. şartlar gereği.. biz istemedik.. 
değil mi, tuna.. 
tu--- ( gülümseyerek ) hımm.. 
garson servisi yapıp gitti.. 
bülent-- aferinn.. 
tu--- ( gülerek ) epeycedir,kimse aferin dememişti.. bana.. 
bülent ,sen evine ne zaman taşınıyorsun.. garip bir ikili olduk.. 
bülent--- garip miş.. nankörr.. ben olmasam........... 
er--- (güldü)  sen olmasan ,tuna yalnız kalamıyor mu.. 
ir--- (  atıldım hemen )bence hepiniz yanlış anladınız.. 
 bülent.. tuna senin için söylemiştir.. hanii, karşı komşuna yakın ol ..diye.. 
ayrıca tunaya nankör deme.. onun için yaptıklarından ,övgü ile bahsediyor... 
( ergün abiye döndüm ) abi,tuna garip derken şaka yaptı.. 16 yıllık arkadaşlarmış.. 
bülent,tuna ve ergün abi.. birbirlerine bakınca.. açık verdiğimi anladım.. kahretsin,
niye ağzımı açtım ki ben.. 
bülent cin gibi.. gittiğimi değilse.. bile.. görüştüğümüzü anladı.. 
birde karşı komşu meselesini ortaya attım.. 
şaka yaptı,16 yıllık arkadaşlarmış diye açıklama yaptım,üstüme vazifeymiş gibi.. yani..  "şey değiller'i" ima ettim.. 
 allahım.. ben ,ne dedimmm.... 
tuna gülerek.. 
tu--- balığı beğendiniz mi.. 
er--- çokk.. zaten ; yayın,sazan..kefal.. tatlı su balıkları bir harika canım..  
bü-- er-- tu--- hahaha... 
ben kızardım kızardım.. masanın altına girmek istiyorum.. başıma ne geliyorsa.. dilimi tutamadığımdan geliyor zaten.. 
canlı müzik başlayınca ,biraz rahatladım.. 
onlar sohbet ederken de,hiç lafa karışmadım..  bir saat kadar sonra.. teşekkür edip,izin isteyerek gittiler.. 
ikimiz kaldık..
tu--- aşkımm.. bak bana.. 
ir--- ( başımı kaldırmadan ) yaa,çok ayıp oldu.. 
ergün abiyle, bülenti göndermeseydik keşke.. bülent ağzından birşey ,kaçırır mı ki.. 
tu--- ( gülüyor ama ) ne gibi.. birşey.. 
ir---- of , tunaaaa... 
tu---  canıımm... yorma kendini.. aldırma.. bülentten,laf çıkmaz. hem duyacak olan kişi, yabancın değil.. hem dee.. biz,karar verdik değil mi.. 
ir---- (başımı eğdim...) verdik de.. ileriye yönelik olabilir ancak..  artık konuşmak,duymak bile  istemiyorum.. evlilik lafını... benim ,şu an tek hedefim var... okumak... 
tu--- (yaklaştı masaya...) sormaya korkuyorum  ama hedeflerinin, arasında ben var mıyım .. peki.. 


Hiç yorum yok: