Translate

19 Şubat 2012 Pazar

362.bölüm..


 
daha iyiyiz, neşemiz yerine geldi... 
radyoyu açtık.. 
 
 
eren abi,kucağında  ertanla oturmuş..koltuğa.. ben masayı hazırlarken.. bir yandan da konuşuyoruz..  
almanyadan,istanbuldan.. 
 
özcan eniştem , dolaşıp geldi dışarıyı.. 
yağmurda ıslanmış biraz..
 
tuna mutfakta babamın ,kebap yapmasına yardım ediyor... şişlere takıyorlar.. 
 
tuğrul abi.. soğan salatasını yaparken.. 
annemin hazırladığı mezelere  de, dikkatle bakıp.. soruyor devamlı.. ... 
 
fatma içeri girdi.. 
ir---- gel fatma.. ateş hazır mı.. 
f---- hee.. hazır.. beyim nerede.. iki adam onu soruyor... 
 
tuna başını uzattı ,mutfaktan... 
 
tu---- kim miş fatma...
f---- polismiş.. beyim.. 
tu---- geliyorum.. 
 
 
tuna ellerini yıkayıncaya kadar... 
eren abi, ertanı bana verip .. dışarı çıktı bile.... 
tuğrul abi de..gitti tunayla.. 
 
bende kapıya yaklaşıp.. dinliyorum..konuşulanları.. 
 
tu---- buyrun.. sorun nedir memur bey.. 
 
uzaklaştılar.. kahretsin yaa..
kapı aralığından baktım.. tuna ve sivil memurlar az ileride konuşuyorlar.. 
abimler kapının önündeler.. 
 
seslendim.. 
ir---- abiii.. ne olmuş.. 
 
eren abi dönüp.. araladı kapıyı... 
 
er---- korkma ,seninle ilgili değilmiş.. işçilerden birkaş kişi  ,kavgaya karışmış 
verdikleri  adres doğru mu diye gelmişler.. yer kontrolü yapıyorlar.. 
git su iç irem.. yüzün bembeyaz olmuş.. sakin olsana, seni buradan ..
 bu kalabalığın içinden,evinden kaçıracak değiller ya.. 
 
ir---- bilmiyorum abi.. bilmiyorum.. 
tuğ---- ertanı ver.. bana.. düşecek çocuk.. 
 
aldı kucağımdan.. 
 
ben  duvara tutunarak .. banyoya gittim.. stres yine fazla geldi.. midemde de.. hiç birşey yok ki..
kuru kuru bulantım var... yüzümü yıkadım defalarca... 
 
sesler artınca.. salona döndüm.. irem nerede diye aramasın birde..
 
tuna anlatıyor..  .. abimin dediği şeyleri... ben deriinn bir nefes alınca..
 
döndü bana... 
tu---- sana ne oldu.. irem.. bu ne hal..
ir---- (gülümsemeye çalıştım...) acıktıımm.. 
 
güldüler.. 
tu---- oturun masaya.. şimdi pişer.. kusura bakmayın ,aksilikler üst üste gelince... böyle oldu..
yoksa, gayet sade bir hayatımız vardı... ahmet abiye bakayım ben...
 
er--- sen de otur.. ben bakarım.. 
 
oturduk ,tuna ben ...özcan eniştem, tuğrul abi...
 
annem de, ertanı uyutmuş.. kucağında tutuyor kadın.. 
 
ne---- bununla,gelmiş geçmiş olsun.. 
.. ertan uyudu.. nereye yatırayım,irem.. 
 
ir---- tuna ,sen oturma odasına çıkarsana... benim gücüm yok.. düşürürüm diye ,korkuyorum.. 
tuğ---- benim yatağıma.. yatırayım nermin hanım... bence ikisinin de.. gücü yok.. 
 
tuğrul abi alıp.. götürdü ertanı... elimiz kolumuz kalkmıyor ki... 
 
aksiliğe bak, kırk yılda bir gelmişler evimize... 
 
öz---- hadi hadiii... canlanın bakalım... dut yemiş bülbül gibi ,durmayın.. 
 
ne--- özcann.. dut diyince aklıma geldi... hatırlıyor musun.. dut ağacını.. ne günlermiş..
 
öz---- hepimiz gençtik baldız.. şimdi ,çık de bakalım.. içimizden gelir mi... en iyi sen tırmanırdın..
(arkasına bakındı...) ahmet yok dimi.. 
 
ir---- ne anlatacaksın enişte... dut ağacı da ,ne bereketliymiş.. herkesin bir anısı var... 
 
öz---- (tek kaşını kaldırdı.. ) sizin ki nee.. 
ir--- sen babamı anlatsana..
 
öz--- uyanığa bak... anlatırım da.. sonra da sen anlatacaksın... 
 
ir---- pazarlık yok.. çünkü, anı benim değil.. 
 
güldü
öz---- (birasından bir yudum içip. ) 
anladım... baldız anlatabilirim, değil mi... 
 
ne----( gülerek.. ) anlat  istiyorsan... gizlimiz yok da.. yine de dikkat et ,yani.. 
 
öz---- kayınbabam rahmetli ,kızlarına talip olduğunda.. damatlarını kendisi seçmiş.. 
önce o ,beğenmiş yani.. sonra kızlarına göstermiş... 
 
osman bacanak,askere gittiğinde
baldız ve ergünü tek bırakmamış.. çok düşkündü ona.. beraber oturmuşlar...
 o yedek subaydı..Erzurumda..
 
 tesadüfe bak ki.. arif  de..er olarak aynı yere gidince..  saadet baldızı ve hayali de.. yanına almış.. 
nermin ve yıldız bekar.. 
 
ir---- bir dakika, sen neredesin bu hikayede.. bacanaklar, birbirinizi tanıyormuydunuz ki.. 
Manisa neree.. Adana nere.. teyzemi nerede gördün.. 
 


Hiç yorum yok: