Translate

19 Şubat 2012 Pazar

354.bölüm..


havaalanında bekliyoruz, hepimiz... 
arabaları park ettik... 
ali abim.. gidip,baktı.. daha zaman varmış dedi.. 
ayakta sigara içiyorlar, ben hariç.. 
ziya bey geldi.. o sırada... 
zi---- merhaba.. indi mi uçak.. 
al--- yok.. inmedi henüz... 
zi---- hangi uçak şirketi.. saat ,sefer sayısını söyle ali.. 
abim söyledi... 
ziya yazdı not defterine... girdi içeriye... 
on dakika sonra geldi.. gülerek... 
elinde de..kocaman ,bir kağıt poşet var.. 
arabasının üstüne koydu... 
zi---- eveett..   ergünün uçağı rötarlıymış, bir,bir buçuk  saat daha buradayız... 
 alkollü alkolsüz.. içecek birşeyler aldım,beklerken içeriz...
yaklaşın..lütfen..istediğinizi alın.. 
aldıklarını ,çıkarıp dizdi... 
kolalar,kağıt bardaklar.. biralar... votka.. cin,tonik..limon dilimleri bile var... 
tuğ---- vay vay vay.. gözlerime inanamıyorum.. ben niye düşünemedim bunu.. bilmem.. 
er--- gaflete düşmüşsündür, tuğrul.. hadi,sen yap servisi.. 
tuğ---- derhal,abiciğim... irem ve zuhal ne içersiniz... 
ir---- kola.. 
zu--- bira içerdim.. ama  yanında yiyecek birşey yok... kola olsun..... 
zi---- için..   çerezimiz de var.... 
arabasının bagajını açtı... 
kucağında ,büyükçe  bir torbayla geldi... 
zi---- Antepten ,fıstık almıştım.. tabağımız yok ,malesef.. elinize alacaksınız... 
zu---- bir dakika öyleyse... 
boş kağıt poşeti.. üstten bastırıp.. ezince...tabak gibi oldu... 
ziyanın elindeki torbadan da.. fıstıkları avuçlayıp.. içine doldurdu... 
zu--- evett.. tabağımız var artık... 
zi---- iyi fikir.. sağolun.. 
zu--- rica ederim.. 
ziya elindekini bırakmak için.. tekrar bagaja gitti... 
zu--- şarap içmek isteyen ,var mıı.. 
er--- ziya alkolik misin ,bu ne ya... 
zu--- (doğrulup... gülerek.. ) hayır değilim... gezdiğim yerlerin,ürünlerini alırım.. 
şarap,Nevşehirden
ev yapımı.. öküzgözü..akrabaların bağından.. 
tuğ---- ziya.. ben,bayılırdım da..peynir gerekir... o da ,yoktur herhalde... 
zi---- hah hah hah... Malatya , Antep örgü .. Kars kaşarı yeter mi... 
hepimiz güldük... 
tu--- hep bu kadar tedarikli mi ,gezersin ziya... 
zi--- daha seyahatten yeni geldim.. eve çıkarmaya zaman olmadı ,tuna bey.. 
er--- peynirler bozulmuştur... 
zi---- minareyi çalan, kılıfı hazırlarmış... eren bey.. buzdolabım var... 
para veriyorum.. bozulmasına izin verir miyim... 
tam bir çilingir sofrası oldu... zuhalle ben.. arabanın koltuklarına.. oturduk.. 
erkeklerde.. arabalara dayanıyorlar... hafiften çakırkeyf bile oldular... 
sohbet.. fıkralar.. gülüşmeler eşliğinde... lütfüyü alkışlıyorum.. ziyayı tanıttı bize.. 
yani fırsat verdi.. 
içecekler,peynir ..fıstık.. azaldı.. 
al----  ya benim beklemem gerekiyor da... siz niye uykusuz kalıyorsunuz..
... gidip yatın.. lütfen.. 
hiç yoktan, birde sarhoş oldunuz.. trafik cezası yiyeceksiniz... 
tu---- en yakın ev ,bizim ki ali.. 
abii.. gitmek istiyorsanız... söyleyin..
 irem sen ne diyorsun.. zuhalle sizi götürebilirim yani.. 
ir---- zuhal istemez herhalde.. 
zu---- adıma konuşma.. irem.. gelen abim..ben beklerim..
er---  ben gitmemm..
tuğ---- ne işimiz var.. evde.. hatta sen karını alıp.. gidebilirsin.. bile.. biz bekarız oğlum.. 
tu--- yok canım.. ziya, sen yorgunmuşsun.. .. annenlerde bekliyorlardır.. 
zi--- benim keyfim yerinde.. onlar da ,yabancı yerde değiller... lütfü bey, eve götürmüştür bence.. 
ir----( mırıldandım...) nını nı nııııııı... 
zu--- ne bu.. saldırı müziği mi.. 
ir---- hımm.. avını görmüş.. aç kurt müziği.. 
zu--- av kim.. ben mi.. o mu.. 
ir---- vaaawww.. zuhaallll.. niyeti bozmuşsun bakıyorum... 
zu--- daha neler.. niye bozayım ki..ortada ne var.. hiç..
ir---- kör mü oldun ne.. kız ,sana nasıl baktığını görmedin mi.. kaç kere ben yakaladım.. 
zu--- hıı, diyosun ki.. yani.. ben bilee.. gördüm.. hah hah hah.. 
ir---- zuhall.. bak kötü olacak.. ziyayı başına sararım görürsün... 
zu--- hıhhh.. 
ir---- ziya bey.. seyahat ediyorum dediniz... zor olmuyor mu ,sizin için.. 
zi---- ehh biraz.. zor tabi.. ama çok da.. keyifli ve avantajlı.. bekleyen de olmayınca.. iyi şimdilik.. 
ir---- bölgenizde geniş anladığım kadarıyla... Kars bile dediniz.. dimi..
zi---- beş büyük bölge var.. irem hanım.. biz ,. on arkadaş... dönüşümlü olarak...
akdeniz bölgesini çalışıyoruz.. 
ilaç tanıtımı,eczane .. hastane ve doktor.. ziyaretlerimiz var.. 
ziraatçi ve veteriner arkadaşlarımız  kırsal kesime gidiyorlar...
giden arkadaşlara sipariş veriyoruz.. yani.. 
Tekirdağdan..rakı geliyor.. 
Artvinden bal.. Mersinden cezerye.. Çorumdan leblebi.. İzmirden  kuru üzüm.. Trabzondan fındık..
ben güneydoğu, İskenderun.. Antakya samandağa bakıyorum.. isteyen herkese ,dörtyoldan..mandalina ,
domates salçası.. ve nar ekşisi gönderdim.. mesela.. 
ir---- ilaç ve erzak taşıyorsunuz yani... 
zi--- (gülerek... ) aynen öyle.. 
er--- İstanbula gelirseniz,beklerim ziya bey.. toplantılarınız oluyor ya sizin..
zi---- inşallah eren bey... ama pek zamanımız olmuyor.. 
tuğ---- ziyaa..yusuf bey ,ne iş yapıyor... ergünü nasıl bekletmeden geçirecek.. yakınlığın ne yani..
zi---- yer hizmetleri müdürü.. benim bir yakınlığım yok.. 
Anamurda.. yazın tatil yaparken.. 
eşinin apandisti patlamış..
kadın koma halindeymiş.. 
benim teyzemin oğlu da.. Antalyada .. cerrah..
 aynı otelde kalıyorlarmış.. 
anons ederek çağırmışlar .. rıdvanı.. 
 ilkel şartlarda, havuzdan çıkıp...ameliyat yapmış.. kıpırdatmak bile sakıncalıymış çünkü..
adam minnettar olmuş.. 
o da ,çok şakacıdır..
''karın ölebilir .. ama ölmezde kurtulursa..sülalem ,tanıdığım ..havaalanında beklemeyecek.. tamam mı ''demiş.. 
rıdvan beni görmeye gelmişti.. o tanıştırdı... yusuf beyle... 
işte, rıdvanın hatırına..ergün de beklemeyecek... 
zu--- içeride değilse de.. dışarıda beklediniz ama... 
zi---- .. ergün ve başka şeyler için değer..zuhal hanım..

Hiç yorum yok: