Translate

19 Şubat 2012 Pazar

347.bölüm..


tuna aklıma gelince, hem güldüm.. hemde kızgınlığımı hatırladım... 
 
elimle su alıp.. yüzümü yıkamıştım ki..
 
tu---- tuh tuh....mendilim evde.. kaldı.. 
 
başımı kaldırdım.. tam karşımda.. gülerek,bana bakıyor.. 
kanalın diğer tarafında yani.. 
 
hiç konuşmadan... yürümeye devam ettim.
tuna da..  yürüyor... ama konuşmuyoruz..
 
ileride... minik bir geçiş var.. köprü gibi.. ama daha ilkel,
iki  kalas konulmuş yan yana... 
 
hızlandırdım adımlarımı..tuna bu yana geçmeden.. biraz,ilerlemek istiyorum..  
 
tu---- beni bekle,irem.. 
ir----........................
tu---- beklee.. yine ayağın burkulur bak...
ir---- .....................
 
tu--- inatsın,inat... 
 
kalasların üstünden.. geçti, göz ucuyla baktım... 
ben portakal ağaçlarının arasına girdiğimde... 
bana yetişti... 
 
kolumu tutup... durdurdu... 
nefes nefeseyiz ikimizde... 
 
tu---- çok ağır laflar ediyorsun... demek ,diğer erkeklerden farkım kalmadı.. ha.. 
ben kıyamıyorum .. 
sen neler söylüyorsun... 
 
saçımdan kayıp. omuzuma düşmüş yazmamı çekip...yüzümün ,alnımın..terini.. kuruladı... 
sonra,elimden tuttu..... kamyonların geçtiği yere.. doğru yürüdük... 
 
elini kaldırıp.. durdurdu birisini... 
şöförün yanına ,kendisi oturdu... beni de.. elimden tutup..  yanına bindirdi... 
 
şöförle konuşuyor..  evin yakınına gelene kadar...hiç bana bakmadı,bile...  
biz inince, kamyon gitti... 
 
yemek şirketinden gelenler.. hummalı bir hazırlık içindeler... 
aralarından geçtik... 
 
evin önünde... 
tu---- buyrun ,irem hanım.. benim dönüp ,çalışmam gerekiyor... 
 
anahtarımı çıkarıp.. açtım kapıyı... 
ir--- tunaa..
tu---...............
 
ir---- hala aynı düşüncedeyim, hasat konusunda.. ama senin farklı olmadığın.. doğru değil..
kızgınlıkla söylenmiş.. aptalca bir laftı... afedersin.. 
 
tu----......... gir  hadi... 
 
dönüp.. gitti... 
 
***********
 
 
 gelir gelmez duş aldım... 
kolsuz robalı ,elbisemi  giydim...
 
öğlen yemeği için.. ara verildiğinde .. ben de yukarıdan seyrediyordum...
bir biçerdöver hala çalışıyor... onu kullananın tuna olduğuna eminim...
 
 planlanan işin ,gerisinde kaldı benim yüzümden... çocukça davrandım yine... 
herkes paydos etti halbuki.. 
işçiler,yemek yiyorlar... masalar dolup dolup boşalıyor... 
 
fatma aşağı gelmiş ... seslendi... 
 
f---- hanımıımm.. yemek getirdim... 
 
aşağı indim... mutfakta, masa hazırlıyor...
ir---- sağol fatma... bırak sen.. ben yaparım.. 
f---- peki... beyim, işim var.. yesin, beni beklemesin dedi... 
ir---- anladım..
 
fatma gitti.. ben de.. astım yüzümü.. çıktım mutfaktan.. 
yemedim.. 
 
salondaki kanepeye uzanırken..  gözlerimden akan, yaşları sildim..  öylesine yatıyorum.... 
kendime kızmakla meşgulüm.. aslında...
 
bir saat kadar geçti herhalde.. 
kapının açıldığını duyduğumda,kapadım gözümü... telefon çalınca da.. kıpırdamadım... 
 
tunaymış.. açtı telefonu... 
 
tu---- buyrun.. .......... ooo merhaba......... .... ..................... bugün mü.. 
....... çok zor,hasada başladık.. ama yarın  gece ..buluşabiliriz tabi..
 .........................tamam.. gelirim ben.. iyi günler... 
 
kapatıp... yukarı çıktı... 
 
tek gözümü açıp etrafı kolaçan ettim.. 
...beni görmemesine olanak yok.. yanıma gelip, bakmadı bile... haksızlık ettim, kırıldı işte... 
kalkıp.. yukarı çıkayım da.. gönlünü alayım bari... 
 
yatak odasına girdiğimde ,banyodan su sesi geliyordu... 
girdim,
 
ir---- tunaa.. 
tu---- hımm.. 
 
ir---- yemek hazır.. bekliyorum..
tu---- yemeyeceğim.
 
kabini açıverdim... şaşırdı ama.. birşey demedi.. sular üstünden süzülürken.. bakıyor.. öylesine... 
 
gözlerimi kısıp... 
ir---- bana bak, tuna... sen yemezsen,bende yemem... istediğin bu mu... 
 
tu--- hayır,değil.. duştan çıkabilirsem.. gidip ,abimi alacağım havaalanından... 
tabi.. müsade ederseniz.. gelince yeriz..
 
ir---- (kapattım kapıyı.. sertçe..) ne demek efendim.. oyalamayım sizi.. 
 
hırsla çıktım banyodan... 
oturma odasına gidip...minderlerin üstüne oturdum...kitabımı aldım ,okul çantamdan... 
okuyacağım, güyaa...
 
ayy,hava da.. öyle sıcak ki.. nefes alınmıyor..
 
kitabı yanıma koyup uzandım.. minderin üstüne... 
vantilatörden gelen hava saçlarımı uçuşturuyor... eteğimin de açıldığını ne bileyim.. 
 
tu---- hasta olursun.. 
 
başımı çevirmeden... 
ir---- kalkacağım birazdan... 
 
tu---- yatak odasında ,yat.. kimse görmez seni orada... klimayı ayarla.. rahat edersin.. 
 
görmez diyince, ayıktım... 
 
yerden kalkmak için ,elimden destek alıyordum ki... kolumu tutup kalkmama yardım etti... 
... 
karşılıklı duruyoruz... 
mis gibi bir koku... yeşil kolsuz tişörtünü, krem rengi spor pantolonunu giymiş... ıslak saçları dağınık..
iki günlük sakalını da kesince.. aydınlanmış yüzü.. 
 
yutkundum.. 
 
ir---- sağol, kim geliyor.. 
 
tu---- tuğrul..  hasat için değil... sen çağırdığın için ,geliyormuş.. 
okul kapanışında,orada olacağıma söz vermiştim... ireme sürpriz  dedi.. 
 
ir---- hımm.. akıl mı kaldı.. tamamen unuttum ,okulu falan.. ayyy,ösym sınavı yarın mıı... 
 
tu---- evet.. yarın, bende görevliyim... 
 
ir---- kahretsin.. bekle ,ben de geliyorum.. abimi karşılamaya... 
tu--- acele et,öyleyse... 
 
aceleyle aldığım, yazlık beyaz spor pantolonumu giydim..mavi sıfır yaka,düşük kollu penye tişörtümü
geçirdim üstüme... biraz bol almıştım.. şimdi iyi geliyor... 
saçımı at kuyruğu yapıp.. deodorantımı sıktım... 
minik çantamı elime alıp... çıktım odadan... 
 
ir---- tunaaa.. neredesin.. ben hazırım...
tu--- buradayım.. para alıyorum.. 
 
kapıya yaklaştım da.. girmedim... 
ir---- para?
 

Hiç yorum yok: