Translate

8 Şubat 2012 Çarşamba

23.bölüm..
öğlene doğru uyandım...

evde kimse yok... dudak büktüm..nereye gitmişti ki.. annem..


neyse birşeyler yedim.. duş aldım..

giyinip.. odamı düzelttim.. eski kitaplarımı kutuya koydum..

kütüphaneme,  ingilizce kaynak kitaplarımı yerleştirdim... biraz,ütüm vardı.. onları ütüleyip.. dolabıma astım...

saat üç olmuş.. annem hala yok...

müzik açıp.. mutfağa girdim.. hamarat annem,yemek yapmış zaten... ben de..  kek  yaptım.. fırında pişerken..kremalı olsun diyip özel kremamdan yaptım.. mmm, nefis kokuyor..
bulaşıkları yıkadım..


 keki çıkardıktan sonra... kremayla,meyveyle süsledim güzelce..buzdolabına yerleştirdim..

offf ,sıkıldım evde.. üstümü değiştim.. ..not yazıp..  dışarı çıktım...


akşam üstü serinliğinde ,epeyce yürüdüm.. 
vitrinlere baktım... beyaz ,kolları ve yakası nervürlü .. bir gömlek aldım kendime, okulda giyerim diyerek..


hiç farkında değilim, ziya paşa bulvarında yürüdüğümün..

aklım abimde, hülyanın okuluna yaklaşmışım..hiç sanmıyordum bugün okula geldiğini.. ama yine de gittim okulun önüne..

tabi kimse kalmamış..zil çalmış çoktan..

geri döndüm..

geniş kaldırımdan ,yürüyorum..

kaldırımın ortasında da.. sıra sıra   büyük çınar ağaçları var... gölgelik yapıyorlar... yoksa yürünmez.. sıcaktan..

iki adım  önümde takım elbiseli,genç iki erkek

konuşarak,yürüyorlar.. tuna adı geçince.. dikkatimi çekti..

"--- e yani tuna..niye, haberim yok benim..

--- nereden olsun..bülent, yeni geldin.. istanbuldan..telefonda mı,söyleseydim..

--- ne zaman tanışacağım,yengemle..

--- kısmet tabi.. bu gece de,olabilir.. dört yıl sonra..düğünümde de.. tanışabilirsin..

--- ne dediinn... hani buradaydı..elinden alırım diye ,korkuyorsun anladıımm..

--- kes sesini ,yılışık.. sen havanı alırsın.. o öyle bir kız değil..  tanıştıramıyorum ,çünküü.. "

 heyecanlandım niyeyse.. yürüyenlerden birisi tuna..o kesin.. sesini de, tanıdım..
  konuşmalarını.. duyacağım  diye, önüme bakmadan yürürsem olacağı buydu..  tabi..

küüt diye ,koca ağaca çarptım.. başımı..
nasıl canım yandı, anlatamam..
yere yığılmadım ,ağaca tutundum ama.. beyin sarsıntısı geçiriyorum, herhalde..
başım dönüyor.. 

acıyla ,elimi başıma götürdüm... elimde kırmızılık görünce.. kanadığını anladım...

yanımda birileri yardım etmek için,bir şeyler söylüyorlar. kimisi mendil veriyor..başı döndü herhalde diyor..

 birisi de, "iyimisin".. diyor.. ısrarla ... "iyi misin.."

--- iyi misin.. iremm..  konuş...

gözlerimi kapadım..utancımdan öleceğim..nerdeyse..

içimden kahretsin diyorum,şu olacak şey mi..
--- ne oldu, sana..
ir---- ....................

allahım, rezil oldum..
kolumu tuttu.. sıcaklık ,yukarı doğru yayılıyor....

---- tuna.. acil hastaneye götürelim.. kendinde değil ,konuşamıyor baksana...

ir--- ağaca çarptım ya..
---- al anahtarı.. arabayı getir ,çabuk..

... başımı kaldırmadan..

ir---gitmeemm.. iyiyim ,ben.. bırak beni.. tamam..
tu--- bak bana..
 (dudaklarımı ısırarak.. kaldırdım başımı...
nasıl üzgün bakıyor, ikisi de... elimi çekti,başımdan.. saçlarımın arasına baktı.. yanındaki,diğer kişiye dokundurtmadı.. )

tu---  birşey yok.. çizilmiş biraz.. başın mı döndü..

ir--- hımm, dalgındım..ne olduğunu anlamadım.. başım döndü herhalde...

tu--- şimdi nasılsın...

ir--- (elimde ki.. mendille başımı sildim tekrar... kan yok.. ) iyiyim...
 sağolun.. ben gideyim.. (kolumu tutan elini, işaret ederek..)  izin verirseniz ..


tu---(isteksizce ,bıraktı kolumu...) arabayla..  evine götürelim ,seni..

ir--- daha neler.. ben giderim..yakın zaten..
tu--- yanında yürüyelim..
ir--- yok yok..

tu---(eliyle pastanenin ,önünde duran..masaları göstererek...  ) o zaman.. şurada oturalım biraz.. ben,ikna olmadım.. düşersin falan..

--- lütfen ,madem tanışıyorsunuz... ben işe yaramaz adamın ,tekiyimdir de.. tuna,bir melektir.. yemeyiz sizi..

tu--- (sinirli sinirli bakarak.. ) kes bülent.. yiyemezsin zaten.. o ,nasıl konuşma.. kendine gel..


ir--- (gülümsedim hallerine..)  peki..  oturalım.. ama ben ısmarlayacağım..

yürüyüp.. oturduk koltuklara..

tu--- ( bana bakıp,gülümseyerek )  sen , Adanalı değil misin.. biz varken,senin ödemen.. yakışık alır mı..  irem...  hanım..

---- aman tuna.. nelere takılıyorsun..

tu--- ben takılırım.. sen takılma.. 

garson siparişlerimizi alıp ,girdi pastaneye..


----  irem,
tu--- hanım..

---- irem hanım.. ben bülent..   çok uzun yıllardır arkadaşız,tunayla..
ir--- (elini uzatınca... tokalaştık.. ) memnun oldum, bülent bey...

---- ben takılmam, hanım ve beyi kaldırsak.. bülent de, lütfen..

ir--- tamam bülent..

---- ee, siz nereden tanışıyorsunuz..

ne desem diye düşünürken.. tunayla,bakışlarımız karşılaştı...

ayy, midemden.. yukarı doğru bir, sıcaklık yükseliyor..nefesimi daraltan birşey.. üşüttüm herhalde...

bakışmamız uzamış, olacak ki..

---- çalışmadığınız yerden mi, geldi soru... vazgeçtim... tamam.. söylemeyin..

ben mahçup gülümserken...
tuna, bülente dönerek..

tu--- elektrikler kesikti hocam..


üçümüzde gülüyoruz...


öyle içten ki.. gülüşü.. ay şimdi de kramplar giriyor mideme... kesin hasta olacağım... ne dokundu ki,bana...

pastalarımızı yedik.. çaylarımızı içtik..
konuşarak..
ir--- ben elimi yıkayıp geliyorum...

ben kalkınca ,onlar da nezaketen kalktılar.. çok centilmenler canım...


içeri girdim pastaneden... kasaya gittim doğruca.. hesabı ödedim... tunanın ,öğrenince yüzünün alacağı şekli hayal ederek...gülümsüyordum..

lavobaya gittiğimde..başıma baktım.. azıcık şiş görünüyordu... ıslak peçeteyle sildim...


gelip.. yerime oturmadan.. çantamı alınca.. ayağa kalktı ikisi de...


ir--- ben izninizi istiyorum.. memnun oldum bülent bey.. tokalaştık..

---- bende irem..

tunaya uzattım elimi.. tuttu elimi, incitmek istemez gibi..
o sıcaklık yayılmasını, hissedip.. yutkunma güçlüğü de .. boğazımı ağrıtınca.. tamam dedim... ben şifayı kaptım..

ir--- hoşçakalın.. bir daha böyle karşılaşmamayı ,diliyorum...

tu--- öyle yada böyle. önemli olan karşılaşabilmek...

ir--- ( kaşlarımı kaldırıp... ) yani, diyorsun ki.. başını çarp... ayağını burk... suya düş.. sınava girme, ben kurtarırım seni.. 

tu---( gülerek..)  yok yok.. hiç birisi olmasın.. belki, ummadığın bir anda yine karşılaşırız
belli mi,olur..
 su dedin de.. aklıma geldi,borcun vardı bana...

ir--- hımm... peki.. okul başlamadan ödeyeyim bari...  yarın,öğlenden sonra... bülent beyle, bize gelin.. çayın yanında, taktim ederim..

tu--- sen yapacaksan, gelirim.. yani geliriz..

ir--- (güldüm..) sen zehirlenme riskini göze alıyorsan..yaparım,neden olmasın..

 başımla selam verdim ..döndüm arkamı, yürüyorum.. 

"senin elinden ..zehirli  de, olsa yerim.. "dedi..duydum..

 .... aaa, deli mi.. ne.. sahiden zehirleyeceğimi düşünüyor..

haa anladıımm.. bir yıl, az okuyacağım için kin duyuyorum.. sandııı...


****


serin serin esiyor.. biz hasretiz ya.. böyle rüzgara.. nasıl hoşuma gitti, saçlarımın sıkıntı vermemesi.. havanın kararmasına aldırmadan.. yolu uzattım iyice..
ara sokaklara girdim.. bir kaç mağazadan alışveriş yaptım..


epeyce gecikmişim demek ki.. bahçe kapısını açınca.. annemin sıkıntıyla otları yolduğunu gördüm..

ir--- kolay gelsiinn.. .. niye sen yapıyorsun..
ne--- ireemm neredesin sen..çok ,merak ettim...baban aramaya gitti..
ir--- nee.. not yazdım ya anne..okumadın mı...

ne--- yoo, görmedim not falan...
öptüm yanağını... ayakkabılarımı çıkardım..

 buzdolabının.. kapağına yapıştırdığım... notu göstermek için mutfağa girdim..

ir--- aaa, yok.. (yere baktım.. ters çevrilmiş duruyor... alıp gösterdim... )
işte burada anne...

ne--- bir daha buraya koyma .. düşmüş bak..

ir--- ben giderken, not yazdım hiç olmazsa.. peki sen neredeydin... hiç haberde vermedin..

ne---  uyandırıp söyledim ,ya kızım... sevinç yengene gidiyoruz diye...

ir--- .......... ııı, hatırlıyorum sanki öyle birşey...  niye gittin yengeme.. kardeşim iyi mi..

ne--- (gülümsedi.. ) iyi iyi.. aman kardeşim de dermiş.. kontrole gittim... hadi değiş üstünü.. gel masayı hazırlayalım..

ir--- sen otur.. ben hazırlarım.. ne var ki...dört kişiyiz nasılsa...

ne--- değiliz...

ir---(gülerek.. ) beşinci yemek yemiyor ,şimdilik.

ne--- dalga geçme.. iki misafirimiz var.. baban çağırmış..

ir--- tamam..geliyorum..

elimi yüzümü yıkadım başımda ki,şiş kısma merhem sürdüm hafifçe..

odada üstümü değiştim..

pantolonumun içine koydum bluzumu.. mor uzun kollu, penye bluzu tercih etmiştim... malum şifayı kapmıştım ya..

çaktırmadan..sonbahar gelmişti işte...

abim geldi yine aklıma.. askere gidecekti.. sevdalı.. aklı karışık, biter miydi on sekiz ay... içim sıkıldı düşününce...


mutfağa girdim...


ir--- kim geliyor muş anne.. (çekmeceden ,kaşıkları çatalları alıyorum... )


ne--- tuna kara ve arkadaşı..

ir--- aa, ne alaka..niye  yemeğe çağırıyor,babam.. ... ben yarın sıkma yemek için çağırmıştım.. halbuki..

ne--- nee..

anlattım anneme... ama.. niye ağaca çarptığımı...  söylemedim tabi..

ne--- baban da, sana sınav için yardım etmiş ya.. birde kayıt yaptırmış.. diye teşekkür maksatlı.. yemeğe buyur demiş.. çiftliğe gittiğinde..
 onun da ,çok yakın bir arkadaşı gelecekmiş.. isterdim diyince.. baban onu da getir demiş..

o anda ..beynimde ki bütün ampuller yandı... STADYUM GİBİ AYNEN.. ışıl ışıl oldu heryer..

Hiç yorum yok: