Translate

14 Şubat 2012 Salı

226.bölüm..


 
ana yola çıkınca.. tuna kıyma ve salata malzemesi aldı.. bana kebap pişirecekmiş.. 
 
bürücek yoluna döndük... çam ağaçlarının arasından, kıvrıla kıvrıla  yukarı çıkan.. yolda... 
gidiyoruz.. epeyce çıktıktan sonra... ev göründü.. manzara muhteşem..
 
pencerelerde...   perde görünce...
ir---- tunaa.. içinde eşya var mı... ne zaman .. geldin .. 
tu---- gelmedim ki.... gönderdim.. hüseyin getirdi..
 
evin önüne geldiğimizde...arabayı durdurup.. anahtarı uzattı... 
 
tu---- sen aç.. yerler kaygandır.. dikkat et.. bende aldıklarımı getireyim..
 peyniri de ,buraya koyalım ..
 
anahtarı alıp, sarıldım monta..  indim arabadan... 
 
çamurlu ve buzlu yeri dikkatle geçip...
kapıyı bismillah diyip açtım.. 
içerisini görünce... gözlerim doldu... 
 
öyle şirin olmuş ki... tam benim istediğim gibi..ağaç kokuyor... hiç ,mobilya türü birşey yok.. 
tam yayla evi.. 
botlarımı çıkarıp girdim.. 
 
çiçekli basma perdeler.. yer halı kaplı... üstünde koyun postları var.. dört tane... yer minderleri
ve yastıklar duvar kenarına dizilmiş...
şömineye doğru ilerleyip..
önündeki çıralarla.. hazır  odunları tutuşturdum.. hemen.. 
 
tuna ,omuzlarımı  tutup.. yanıma oturunca... 
dönüp,sarıldım boynuna.... 
 
heyecandan,biraz fazla abartmışım....sanırım..
tunayla beraber ,postun üstüne düştük... o da şaşırdı.. ben de.. 
 
tunanın üstünde ,benim yerim rahat.. tabi..
koydum başımı göğsüne... güm güm ,atan kalbini
duyuyorum....
sarıldı bana... 
hiç konuşmadan yattık.. bir süre... 
 
ir---- tunaa.. çok güzel olmuş.. tam istediğim gibi... sade, sıcak...gösterişsiz.. sağol.. 
 
tu---- beğendiğine,sevindim canım..üstüme atlayacağını bilsem.. daha önceden gelmeye ,çalışırdım da..fırsat olmadı... 
 
ir----- (başımı kaldırdım.. gülerek... ) ezildiğini mi ,ima ediyorsun...  
 
tu---- (gülümseyerek.. ) lafı tersten anlama konusunda ,bir numarasın biliyor musun... 
ben öyle mi dedim..
postun üstünde yatarız ,bile demiştim hatırlarsan... 
 
ir----  ısıtacaktın beni, sonraa.. 
tu---- bak, nasıl hatırlıyorsun... burası ,senin istediğin gibi oldu.. 
yukarısı da.. benim istediğim gibi..
baktın mı.. 
ir---- yoo.. hadi bakalım.. 
kalktım ayağa.. 
 
tu---- istediğin gibi.. çeyizini , gönderdim buraya..
 yatak ,yorgan..yastık.. havlu.. buzdolabı.. fırınlı ocak..mutfak eşyası..
çamaşır makinası ,televizyon.. hepsi burada.. 
 
ir---- e iyi yapmışsın,tabi.. varken..niye alınsın.. duracağına.. kullanalım bari.. 
banyo yoktu.. hüseyin efendi,makinayı nereye koymuş acaba ..
 
tu---- mutfağa koyun ,dedim... oraya da mı,bakmadın... 
 
ir---- (gülümsedim..) yok..üstüne atlamayı kafama koymuştum ya, plan yapıyordum...
 
tu---- (gözlerimin, içine bakarak...)  çok tatlısın.. çook.. plana gerek varmış ,gibi..
 
****,
önce mutfağa girdik.. elektirik,su  bağlanmış..
 beyaz eşyalar ,tam yerini bulmuş.. 
 
tabaklar.. bardaklar tencereler falan daha açılmamış... kutularda duruyor..
 küçük bir masa ve sandalyeler var pencerenin kenarına... 
iç açıcı ve sade.. 
 
peyniri ve aldıklarını buzdolabına koydum.. 
gerçi hava soğuk,ama.. olsun.. 
 
yukarı çıktık.. 
tuna,  duvara yaslandı.. benim ,dolaşıp ..incelememe bakıyor... 
 
ahşap merdivenler de.. halı kaplanmış.. ikinci katın tabanı da..
görür görmez.. burası tunanın zevki olduğu ,nasıl da belli dedim ..kendi kendime... 
daha kuralcı  ve detaylı... renk uyumu da var.. 
 
 
yerden az bir yükseklikte.. bir yatak düşünün...
 
bütün hurçlar,yan yana duruyor..  yerleşmiş değil..battaniye örtülmüş üzerine... 
 
tam karşıda tv .... iki yanında da... dolaplar var.. kapakları açık.. 
duvara yakın konulan ..bizim ahşap fıçı da ,epeyce genişmiş sahiden..  musluklar ,duş takılmış.. 
etrafı perdeyle çevrili..olunca.. su sıçramayacak tabi..
 
çepeçevre pencerelerde... gülkurusu kalın perde ve beyaz tül var... 
kalın perdeyi araladım... manzaraya bakmak için... 
olağan üstü... yemyeşil ,çam ormanı her taraf..
 
 döndüm tunaya... 
ir---- çok çok güzel hayatım... yardım et de.. şu hurçtakileri.. dolaba koyup... yatağımızı
açalım.. 
 
tu-----( gülerek...) burada mı kalmak ,istiyorsun.. evet dersen, yapalım... ama döneceksek.. 
yapmayalım... 
ir---- yok, gidelim de... hazır dursun ,demiştim ben... 
 
tu---- yaz sıcağı oluncaya, kadar.. bu ahşap kurumazmış.. dolabı yerleştirmeyin ,dedi usta..
havalanması lazımmış daha.. 
ir----  öyleyse koymayalım (yağmurun sesini ,duyunca.. yukarıya kaldırdım başımı... ) tunaa..
sesi duyuyormusun...hımm, kalıyoruuzz..
 
tu---- hah hah hah... 
 

Hiç yorum yok: