Translate

12 Şubat 2012 Pazar

161. bölüm..




biraz sonra ,kar atıştırmaya başladı.. 
ağaçlar nefis görünüyor.. 
 
ir---- dönerken yolda kalmayız değil mi.. zincir var mı,arabada.. tunaa,gelmedik mi daha.. 
 
tu---- geldik sayılır.. 
 kalmayız...var, merak etme... 
ir---- havada uçan kuşlar ,kartal mı.. 
 
eğilip baktı... 
tu---- evet.. 
iştee.. evimiz de.. göründüü.. 
 
ir----  hiii... manzaraya baakk.. harikaa.. insan buradan hiç gitmek istemez ki... 
çam kokuyor.. tertemiz hava... 
tunaa..bu evi niye yaptırdın ki... tekirde  vardı ya.. .
 
tu---- evi ,ben yaptırmadım.. aklımda bile yoktu... dediğin gibi.. tekir de vardı ev... 
hem burası daha uzak... ama takas gibi düşün... arsa vardı sadece.. buranın muhtarı... benden  saman aldı.. 
yüklü miktarda... daha yukarıda, hayvan yetiştiriciliği yapıyor... 
ödeyemeyince..
borcuna karşılık, burayı yaptırmayı önerdi..
bende olur dedim.. 
 
 
arka tarafta, durdurdu arabayı... ev karların içine gömülmüş gibi, sahiden de...
 
bana baktı, gülerek... 
tu--- işte sana kar.. hem de tertemiz....İstanbulda yapamadık,buyur..  atla içine.. 
 
ben aceleyle hazırlanıyorum... botlar..eldiven, kalpak, kaşkol derken... kapıyı açtım.. 
bembeyaz karlarda koşmaya çalışıyorum ,bata çıka... yumuşacık.. 
inanamıyorum..hem de,yağıyor.. 
allahım .. ne kadar mutluyum.. çocuklar gibi.. hopluyorum.. 
o sevincimi de ,hiç unutamam... tunaya attığım ,kartopunun haddi hesabı yok... o bana kıyamıyor garibim.. 
 
elindeki kar topunu gösterince..kaçacağım güya.. 
kimden kaçıyorsam artık... kaleci gibi, atladı resmen.. 
bacağımdan yakaladı... boğuşuyoruz.. çığlık çığlığa... 
gülmelerimiz inletiyor ortalığı... yuvarlandık epeyce...
 
kaçtı kovaladı ,yakaladı derken.. 
nefes nefese.. yatırdı beni.. karların arasına.. 
tu--- yeter... dur.. (yanağıma değdirdi ,dudağını) donmuşsun... kalk çabuk.. 
bir saattir karların içindeyiz.. 
 
ben omuzumu oynatıyorum... 
ir---- banane... banane.. 
 
gülerek.. oturttu beni.. arkama geçip.. yüzüme yasladı yüzünü... kulağıma da fısıldıyor..
tu---- banane yookkk..  kıpkırmızı oldu yanakların.. çatladığını ,kar yanığı olduğunu.. 
anlamazsın bile..üşütürsün.. hadi, sevgilim üzme benii.. 
 
ir---- yaa.. ama amaa.. 
tu--- söz .. ev bitsin, yine geliriz.. içeride.. sıcacık ağırlarım seni.. 
ateşin karşısına  böyle uzanırız.. 
ben senin...
ir---- tamam tamam.. ısındım.. hatta sıcak bile oldu... 
öptü yanağımı...
tu---- hıımm.. olmuş gibi.. 
ir--- bak benim yapamadığım birşey işte.. 
 
ayağa kalkıp.. çekti beni kollarımdan...
üstümü çırparken... 
tu---- öyle mi, çok etkilisin..  farkında olman lazım..  
ir---- (gülümsedim.. ) tunaa.. farkındayımm.. hı hı hı..
tu--- (sarıldı omuzuma...) biliyorumm...güvercin.. biliyorum...   içeri bakalım mı.. 
ir--- bakalım...
 
açıp girdik.. bomboş eve.. ahşap içerisi.. tavan,kapılar ..oda duvarları ..yerler... çam kokusu da inanılmaz...
iki katlı.. üst kat çatıkatı.. tek oda.. ve olağanüstü büyük..

Hiç yorum yok: