Translate

12 Şubat 2012 Pazar

153.bölüm..


 
 
 
çiftlik evine geldiğimizde... 
tuna arabanın bagajına gerekenleri koyarken... bende yukarıdan.. 
alacaklarımı alıp... indim aşağıya... 
 
o sırada telefon çalınca... açtım.. 
ir---- buyrun... 
---- tuna karayla görüşmek istiyorum... 
ir---- bana söyleyebilirsiniz... hanımefendi.. bir notunuz varsa ileteyim kendisine... 
----- dönecek demişlerdi... ne bitmez balayıymış... 
ir---- kim aradı diyeyim... adınızı ve ne için aradığınızı öğrenebilir miyim.. 
----- adım,füsun tokcan .. avukatım... dava dosyasını bırakmıştım..
çıtır karısının koynundan çıkamadı sanırım... 
 
terbiyesize bak... birde gülünce tepem attı tabi... 
ir---- memnun oldum,füsun  tokcan... benim adım da,irem kara.. tunanın ,çıtır karısıyım... 
 
duyduğum boğulurcasına öksürüğün ardından.. 
sinirle,pat diye kapadım telefonu... 
 
botlarımı giydim... 
montumu,çantamı  da elime alıp.. çıktım dışarı...
 
rüzgar sertleşmiş... saçlarımı savuruyor... 
arabanın yanına gittim... tuna bagajı kapadı...
 
tu---- hazırmısın... kim aradı... 
ir---- hazırım... avukat füsun tokcan.. aradı... 
tu---- niye çağırmadın... ne diyormuş..
ir---- ne bitmez balayıymış dediğinde... o hakkını kaybetti... 
tu---- neee... 
 
ir---- çıtır karısının koynundan çıkıp ,dava dosyasını inceleyemedi sanırım.. dediğinde... 
ipler koptu tamamen... 
 
tu---- (sinirli sinirli mırıldandı... ) böyle mi ,dedi... 
ir---- aynen... bende cevabını verdim... öksürürken , boğulmuş bile olabilir... 
 
tu---- (hafif bir tebessüm dolaştı... yüzünde...)  ne dedin.. 
ir---- memnun olduğumu.. ve o çıtırın ben olduğumu söyledim... 
 
tu---- hah hah hah...  bekle beni.. bir talimat vermem gerekiyor... 
füsun hanımı ,tarihe gömme vakti geldi.. insanlık yapmayacaksın.. demek ki..
haksız olsa da ,verecektim  talep ettiği ..araziyi... şimdi alsın, hadi alabiliyorsa... 
 
koşarak ,girdi içeriye... bende arabaya oturdum... 
çalıştırıp... radyoyu açtım...
vitesin yanındaki,broşürleri aldım bakıyorum... 
uçak tarifeleri, harita.. gezi rehberi... amasra ve  bursa tanıtım broşürleri... 
inşaat şirketi hizmetleri, üstünde eren karanın kartviziti var... gülümsedim... 
 
tuğrul abinin çalıştığı mütahhitlik firmasının... kataloğunu da .. görünce içim sızladı... 
bunlar onun için,çok değişik bir duygu olmalı... 
 
altta gördüğüm bir pusula dikkatimi çekti...diğerlerini bıraktım.. 
 bir doktor vizitesi.. ödeme makbuzu.. aldım elime.. bayağı da bir para ödenmiş..
muayeneden fazlası var ,demek ki.. 
 
ilginç olan... bu burada olduğuna göre.. kadın doğum uzmanına, tuna niye gitmiş olabilir ki.. hasta adı da,yazmıyor... 
 
tabi, hemen şimşekler çaktı beynimde... 
senaryoyu da yazdım anında... ''sevgilisini götürdü''.. 
 
.. acilen,tarihe baktım... 
18-11-1980... biz evlenmeden bir gün önce... saat dört diyor kağıtta.. 
ama o zaman benim yanımdaydı.. alış veriş yapıyorduk..gelinlik dikiliyordu...
nasıl olur... 
bana yalan mı söylüyor.. prova sırasında yoktu sadece. en iyisi sormak...ama nasıl... 
 
bir kaç gün önce olsa...şimdiye kadar kaç kere tunanın karşısına çıkmış ..hesap sormuştum da.. 
şu an, mantıklı bir açıklama bulmaya çalışıyorum.. 
 
onun bir daha,hayal kırıklığıyla bana bakmasını görmek istemiyorum...
değişiyor muyum ne... 
 
şöyle bir davranışını,çırpınmasını... sözlerini... samimiyetini düşünüyorum... sadakat önemli de, dedi...
kuşkulu bir tutumu da ,yok ki..
bunun açıklaması ne o zaman... 
 
hep güvenmeyen...anlayışsız , yersiz davranan olmaktan bıktım..
çiğdemi kıskandığımda ,söyledikleri kulağımda hala.. ve haklıydı da... 
 
ne yapmalıyım, ne yapmalıyım... öğrenmek için nasıl bir yol izlemem lazım... 
düşün,irem düşün... 
kapıdan çıktığını,aynadan görünce... elimde kağıtla indim aşağıya... 
 
gördü tabi, müstehzi bir gülümsemeyle geldi yanıma... sormamı bekliyor... 
kendinden, o kadar emin ki.. 

Hiç yorum yok: