Translate

12 Şubat 2012 Pazar

151. bölüm..


ir---- tadını çıkarmak ? nereye götürüyorsun sen beni.. 
tu---gizli, sıcak şelaleye... bilmiyorsun değil mi.. 
ir---- yoo,.... her yer tarla.. ekinler, ağaçlar var...(ileride, kayalıkları görünce) 
hii, orası mı.. şelale nerede peki..hemde sıcak öyle mi.. 
tu---- öyle.. sabır edersen,göreceksin... çok güzeldir...
 
ir---- peki,başkası görmez mi bizi... ya birileri varsa.. 
tu---- görmeezz.. kimse de olamaz.. sakladım.. orası bozulmayacak hiç.. 
sıkı tutun.. bana.. dengeli dur.. kayalık burası.. 
doğrulup.. etrafıma baktım.. yer sivri taşlarla ,kayalarla kaplı.. 
 
ir--- inelim,ata birşey olacak... 
tu---- biz yürüyemeyiz ki..o nasıl yürüyeceğini bilir.. sen kıpırdama yeter... 
 
sararmış otların ortasında kalmış... epeyce büyük kayayı görünce..
ir---- diğer otlar yeşil.. bunlar sıcaklıktan mı sararmış...
tu---- evet... 
ir---- fark ediliyor.. ya başkası da ederse.. gizli yerin bulunmuş olmaz mı.. 
tu---- yeri niye düzelttirmediğimi sanıyorsun.. 
.. yoksa ,dozerin bir saatlik çalışmasıyla temizlenir burası... 
 
atı durdurunca... bir taşın üstüne basıp... indi aşağıya..
tu---- gel bakalım..
elimi tutup indirdi..beni de.. 
minik patika gibi bir yoldan yürüdük... dikenli çalıları çekti,bana batmasın diye.. 
küçük demir  kapıyı görünce.. 
tu---- burası yeraltı mağarası..inerken kayma.. 
 
 
 
cebinden anahtarı çıkardı..kapıyı açıp..
minik feneri de bana verdi... 
elim elinde... eğilip..arkasından girerken içeri... 
ıslak kaygan.. eğimli..yere sağlam basmaya çalışıyorum... 
su sesi geliyor.. kaplıcaların özel bir kokusu vardır ya... aynı o koku.. genzimi yaktı.. 
 
nereden geldiğini anlamadığım sızan gün ışığı sayesinde... şelaleyi gördüm...
 kocaman bir mağara burası.. 
muhteşem bir yer... 
suyun yukarıdan sıçrayarak dökülüşü
buharların  çıkması.. oluşan,gökkuşağı ..
 
 elimi kapadım ağzıma...şaşkınlıkla... 
tuna gururla gösterirken... sesi yankılanıyor... 
 
tu---- nasılmış.. 
ir---- hariikaaaa..
 
 
tu---- gel.. şu çakıllı yerde, dur da... ben kapıyı kapatayım... meraklı göz istemeyiz dimi..
 
geniş... tahta bir divan var.. tam şelalenin karşısında..... üstü büyük ,kalın bir naylonla ürtülmüş..
 çekti, naylonu... sünger minderleri.. koydu yanyana.. yastıkları da arkaya dayadı.. 
 
ir---- buraya da ,bunalınca mı geliyordun... 
tu---- gelince anlatırım..otur sen... 
 
tamamen doğal.. taşların arasından hızla dökülüyor sular... akan su ve yüksekliği de..az değil.. yani.. 
ben şelaleyi ve dökülürken oluşmuş... yeşil görünen ..derin gölü ,
suyun .nereye kaybolduğunu falan .incelerken... 
geri geldi... çok da ,sıcak içerisi... montunu 
, kazağını çıkardı.. 
 
tu--- buraya.. aralık ayının... en soğuk günde gelirdim... burası doğal,sauna.. havuz... 
suyu,analiz ettirdim.. 
yüzde yüz saf.. cilt için bire birmiş yani.. 
 
oturduğum divana yaslandım... gülerek.. 
 
ir---- yani tuna.. çok yanlış bir seçim yapmışsın...  
beni buraya getirseydin.. gelmeye razı olsaydım.. suya gir mi diyecektin.. 
girermiydim sence..
 
tu----(  yanıma gelip oturdu... )hah hah hah...  kimbilir... belki,daha önce karım olurdun... 
 
ir---- hıh, hadi ordan... ben, evinde karım ol dediğinde bile .. hayır demiştim sana... 
 
tu----( dizlerime koydu başını... gözlerini kapayarak... ) hımm.. hiç hatırlatma onu.. 
çokk.. istemiştim seni.. 
doğru söyle, sen istemedin mi...
 
ir-----.............. (saçlarının arasından, geçirdim parmaklarımı......
 gözlerine bakarak...)  sanırım istedim... ama..olmazdı... olamazdı.. 
peki, sen nasıl söyleyebildin bana o lafı.... hani babamın yüzüne nasıl bakacaktın.. 
ben tamam deseydim...
 
biraz daha yukarı çıkıp... koluma yattı.. gözlerime de bakıyor...
tu---- ne sanıyorsun sen, beni..seninle beraber olmak için,kandıracağımı..sınırlarımın olmadığını 
 falan mı..

Hiç yorum yok: