Translate

8 Şubat 2012 Çarşamba

11.bölüm..

ertesi gün ,herşey olağan seyrinde ilerliyordu.. ben sıkma seviyorum diye, esma kadın
hamur yapmış..
güllüyle açıyorlar, ben de pişiriyorum... hamza amca da.. yağlayıp,iç koyuyor

neşeyle gülüyoruz ona, tenceredeki sayı hiç artmıyor çünkü..

yiyor devamlı... esma teyzeyle tatlı tatlı atışıyorlar...


işimizi bitirince, çayla beraber yemek için çardağa geçtik.. hava esiyor biraz..
ama yinede sıcak...

siyah bir arabanın,geldiğini görünce dikkatle baktım.. aa..dünkü araba,bizim çiftliğe geliyordu... bu nasıl olurdu..

fırsatı bulmuştum işte.. kadına ağzının payını verecektim.. kalktım ayağa, esma teyzenin ne oldu irem demesine aldırmadan .... arabanın önüne geçtim...


araba durduğunda, tunayı görünce şok oldum resmen..
tuna ve o kadın yanyana oturuyorlar..cesarete bak.. sevgilisini bize göstermeye getirmiş ..

bu kadarı da fazla artık.. birde gülerek bana bakıyor, deli mi ne.. iniyorlar işte..
kovmak için, yanıp tutuşuyorum...

hamza kahya, yanıma gelince .. sustum mecburen..
ha--- buyrun,hoşgeldiniz...
tu--- hoşbulduk kahya.. bir koli var demişti,ahmet abi..
ha--- tamam.. hemen getiriyorum..

o getirip, arabanın arkasına yerleştirirken..

kadın da, bana bakarak..
--- (hor gören bir ifade ile.. gülümsedi.. )
.. tuna,kim demiştin ya.. dün yeri sorduğum, küçük hanım bu işte...

tu--- (gülümseyen.. bakışlarını üstümde hissettim.. )tahmin etmiştim..

şuna bak, birde beni konuşmuşlar.. terbiyesizler...

ir----  ilginç, bir köylü kızını mı konuştunuz yani..
  intikam alacağım,şok olacak  diyordunuz.. .. tuna bey için...
  hiç intikamalmış gibi bir haliniz yok da..

ikisi de bozulup ,birbirine bakınca keyfim yerine geldi.. için için gülüyordum
gerçek niyetini ,göstermiştim ona..
şimdi yanında ki ,kadının düşüncelerini öğrendin, diyordum kendi kendime...

tunanın , sinirden kızaran yüzünü görünce.. dediğime ..pişman oldum..

tu--- (dişlerinin arasından..tıslar gibi..  )
 istemediğimi bile bile.. gelmiş.. ben kovmadım da.. bir de intikam ha..
 bir daha gelemeyecek zaten... hiçbir zaman..

---- (kadın, çabalıyordu... )tuna yanlış anladın... açıklayabilirim...

tu--- hamza kahya..rica etsem ,hanımı havaalanına götürür müsün..

ha--- tabi beyim.. ne demek...

kadın bana ,öldürücü bakışlar atarak... arabaya yöneldi..

tuna da... nehir kıyısına doğru.. hızlı hızlı yürüyor...
araba da, tuna da gidince..

esma teyzeye döndüm..

ir----esma teyze, yanlış mı yaptım..

es--- (içini çekip... oturdu mindere... )
 bunları duymak ,kolay değil kızım..  abisinin hanımından ..
intikam lafını duyunca.. tuna ağa da, sinirlendi haliyle..
zaten kimsenin yardım ettiği yok.. ancak para istemeyi biliyorlar..



elimi ağzıma kapadım, ne yaptım ben diye düşünüyordum.. öyle utanmıştım ki..
yengesini, sevgilisi sanmışım... kahretsin ya...
niye karıştım ki..ben..
 kadını değil.. tunayı üzdüm bilmeyerek...

es--- gel de, yesene kızım..
ir---yok ya, iştahım kalmadı benim... çok ayıp oldu... ben ...

es--- ( sıkmaları koyduğu tabağı uzatarak )irem.. gel, bunları al.. iade gibi olsun.. verir, gelirsin tamam mı..

ir--- (başımı, hayır anlamında kaldırdım...)  yok evine gitmem..
ama nehir kıyısındaysa özür dileyip gelirim..

tabaktan da.. iki sıkma  aldım elime...
 peçeteye sardım güzelce..

es--- ireeemm... gecikme...

ir--- tamam,esma teyze...

hızla yürüyüp.. geniş avluyu geçtim... elimi,gözüme siper ederek... nehir kenarına baktım.. dikkatlice..

kimseyi göremeyince..
ağaç gölgeliğine oturup... ayaklarımı suya soktum...

sıkmayı yerken...
 bu işin içine girdiğime, hala inanamıyordum...
şimdi, birde özür dilemem gerekiyordu hiç yoktan..

gözleri, bakışları güzel olsa da.. hiç tanımadığım birisiydi sonuçta...
 niye umrumdaydı o zaman.. diye düşünüp.. için için ,kızıyordum kendime..

birden, aklıma geldi...
biz komşuysak .. neden, hiç görmemiştim onu şimdiye kadar... adını bile duymamıştım...
sonra güldüm kendi kendime.. ben hiç burayla ilgili değildim ki.. okuyordum..
 babamın tanıdıklarını, nereden bilebilirdim..

hiç tek gelmemiş,gerektiğinde kışın.. hafta sonları.. ailece ,portakal toplamaya gelmiştik... o da kendimizeydi..



ayaklarımı ,serin suda sallayarak.. son lokmamıda yuttum...ellerimi yıkamak için eğilince..
birden kaydığımı hissettim..
aa, olacak şey değil.. suya düşüyorum.. çırpınıyorum ,bir yerleri tutmak için ama...

ağır çekim gibi.. suya  iyice... yaklaşınca.. gözlerimi kapadım..
 bu kurbağaların olduğu dereye, düşmek de varmış kaderimde...
 ee niye ıslaklık hisetmiyorum öyleyse... düşmüş olmam lazım..

gözlerimi açıp.. suya yansıyan.. düşmeme sebebini görünce...
yer yarılsaydı da,içine girseydim diyecek kadar.. utandım utandım..
belimden  beni sıkıca tutan...iki el yardımıyla..  çekildim,geriye doğru..

az önce ki, öfkeli bakışların sahibi.. gülüyor bana... ellerini..çekince..
 kalktım ayağa..  iki adım var ,aramızda da....
ayakkabılarımı ıslak ıslak giydim..
konuşamıyorum ki.. tek düşündüğüm kanatlarım olsa uçup giderdim oradan..

eğilip, yüzüme bakınca... kısık sesle "sağolun"diyebildim..

tu--- (içini çekip doğruldu)... önemli değil.. ne arıyorsun burada..

ir---( başımı kaldırmadım..  ellerimi de nereye koyacağımı bilemiyorum.. )şeyy.. ben,
o kadın... afedersiniz.. karışmamalıydım..
 aslında, size bakmaya geldim.. sıkma ikram edip.. özür dileyecektim..
 çok mu, kızdınız bana...

tu--- (............  bakışlarını göstermemek için ,yan döndü...)
 kızdığım sen değilsin..
neyse boşver...ee ,sıkma nerede hani..

ir--- (gülümsedim ,şaşkınca.. ) yediimm...

tu--- hah hah hah...

sonra bana döndü.. güneşin ışıkları gibi, parlıyor bakışları...
 insanın içini ısıtıyor.. içim bir garip oldu.. niyeyse..  baştan aşağı..ürperdim birden..

tu--- ben hakkımı isterim ama..  madem bana gelmiş..

ir--- olurr... gel, vereyim..

tu--- (sıkıntıyla  değişti yüzü.. )isterdim de.. gelemem.. sabah geldim ya.. burada ,bir erkek dikkat etmeli davranışına..

ir--- hımm, o kızlar için geçerli sanıyordum..

tu--- (gülümseyince ,bıyıkları kıpırdadı.. ) ben, seni düşündüğüm için demiştim onu.. sık sık, gelirsem laf olur...
zorda kalmanı ,istemem... burası küçük yer..
sabah ,gel dediğim için çok pişman oldum zaten.. esma kadın da.. verdi ağzımın payını..
bir daha olmamalı..


kaşlarımı çatıp.. dudaklarımı kemirerek dinledim dediklerini..

bizim, dedikodumuz niye olsundu ki.. 
''ne demeye çalışıyorsun'' demek için başımı kaldırdım...

benim ne düşündüğümü anlamış gibi, bakıyordu bana...

bir adım yaklaştı .

eli dudağıma uzanınca.. geriye çektim ,başımı... şaşırmıştım..

ir--- dur,ne yapıyorsun..

tu--- (dudağımın kenarından aldığı, kırıntıyı göstererek.. )birşey yapmıyorum..
(elindeki ,parçayı ağzına attı.. )yetiniyorum..
yarın mı gidiyorsun.. şehre..

ir---  (boğazım kurumuştu.. birşey diyemeden.. başımı salladım... )
tu--- seviniyorsundur..  buradan gittiğin için..

ir---..............
tu--- tayına , isim buldun mu...

ir--- yok..
tu--- yıldırım ,olsun mu...
ir--- (gülümsedim...)  olsun.. beğendim.. ben gidince ,ilgilenirsin değil mi...

tu--- burada olduğum sürece, neden olmasın..

ir--- bir yere mi,gidiyorsun... pardon, beni ilgilendirmez... sormadım farz et..
 ben,gideyim.. merak eder esma teyze..

tu--- ilgilendiriyor aslında.. ama sürpriz olsun..
  farklı yer ve konumda olsa da...çok yakında yine görüşeceğiz.. sıkma mı unutma..

dudak bükerek.. ayrıldım yanından.. avluya geçip..
 aklıma yeni sorular eklenmiş olarak.. odama girdim...

ne demek istediği ,hakkında en ufak bir fikrim yoktu..

Hiç yorum yok: